Oscar’ın ağır topu Diriliş

Oscar törenine tam bir ay kaldı. Aday filmler de yavaş yavaş vizyona girmeye başladı. Biz de bu hafta gösterilmeye başlanan ve Leonardo DiCaprio’ya beşinci adaylığında ödül heykelciğini getirmesi kuvvetle muhtemel The Revenant / Diriliş’i mercek altına aldık.

Bazı filmler gerçekten Oscar için yapılıyor. Bu hafta vizyona giren The Revenant-Diriliş, tam böyle bir film. Başrollerinde Leonardo DiCaprio ve Tom Hardy’nin yer aldığı Diriliş’in yönetmeni Alejandro G. Inarritu. Meksika’nın dünya sinemasına armağan ettiği yönetmen, 2000 yılında çektiği ilk filmi Paramparça Aşklar ve Köpekler’den bu yana her biri klasik mertebesine ulaşmış filmler çekti. Daha sonra Babil, 21 Gram, Biutiful ve Birdman ile bizi beyaz perdede muhteşem bir yolculuğa çıkardı.

Oscar’ın müdavimi

Birdman geçen yıl Inarritu’ya hem en iyi film hem de en iyi yönetmen ödüllerini kazandırmıştı. Bu yıl, 12 dalda bir kez daha Oscar yarışında Inarritu. Diriliş, aslında son dönemde yükselişe geçen western filmlerinin bir devamı aslında. Slow West, Bone Tomahawk, The Salvation gibi bir hareketlenme yaşayan western’in zirvesini bu film mi yapacak göreceğiz. Filmin öyküsüne gelince... Amerika’nın yerli bölgesinde kunduz avlayan bir grup saldırıya uğrar. Kızılderililer avcıların çoğunu öldürür. Ancak bir grup avcı, kunduz kürklerini toprağa gömüp kaçacaktır. Bu grubun rehberi olan Hugh farklı biridir. Çünkü tüm avcılar kızılderililerden nefret ederken o bir yerli kadınla evlenmiş ve ondan bir erkek evladı olmuştur. Rehber Hugh, yanından ayırmadığı melez oğluyla ordu için rehberlik yapmakta, tıpkı yerliler gibi ormanın dilinden anlamaktadır. Kızılderililerin amansız takibinden kaçan avcılar, kaleye dönmek için uğraşırken bir ayı Hugh’u ağır yaralar. Yaşaması mucize olan sedyede taşınan Hugh ile beraber kaçmak ise çok zordur. Grubun lideri yüzbaşı Andrew, baskılar sonucu istemeye Hugh’u geride bırakır ve gruptan John, para karşılığı Hugh’un başını beklemeyi kabul eder. Bir genç avcıyla Hugh’un melez oğlu da kalmaya gönüllü olur. Hugh ölüme direnmekte, düşman yaklaşmaktadır. John, diğer genç etrafı gözetlemeye gittiğinde Hugh’un oğlunu öldürür. Kandırdığı genci ikna eder ve Hugh’u sedyesinde bırakıp kaçar. Ne var ki cinayeti gören Hugh, oğlunun intikamını alabilmek uğruna ölümle daha büyük bir mücadeleye girişecektir.

Amerikan tarihi dersleri

Inarritu diğer öykülerinde olduğu gibi Diriliş’te de önemli bir denge kurmuş. İngiliz kökenlilerin tarafındaki kızılderililer, Fransızlar’ı tutan yerliler... Sergilenen vahşeti izlerken “Evet yerliler öldürüyor ama beyaz avcılar gelip hayvanları katledip kızılderilileri açlığa mahkum ediyor!’’ diye düşünüyorsunuz.

Yönetmen, beyaz adamın küçük çıkarları için ne kadar çirkinleşebildiğini John karakterinde somutlaştırıyor. Öte yandan filmin belki de en vurucu yanı ise görüntülerin ihtişamı ve vahşetin bu görüntüler üzerinden dikte edilmesi.

Kötü adam yıldızlaştı

Son olarak gelelim oyunculuklara... Leonardo DiCaprio, Hugh rolünde adeta kendini paralıyor. Bu performansıyla Altın Küre’yi de alan DiCaprio, beş kez aday olduğu Oscar’a artık çok yakın olsa da ben oyunculuğunun çiğ olduğunu düşünüyorum.

Martin Scorsese gibi efsane bir yönetmenin gözde oyuncusu olan DiCaprio Woody Allen, Steven Spielberg, James Cameron, Quentin Tarantino ve Christopher Nolan gibi şu an yaşayan en büyük yönetmenlerle çalıştı. Ama Titanik dışında bütün bu filmlerin en zayıf halkasıydı. Kısacası heykelciği hak ettiğini düşünmüyorum. Tom Hardy’in, performansı ise on numara. Yardımcı erkek dalında  aday olan Hardy’nin bu ödülü alacağını düşünüyorum. İzlerken insanı, insanlığından utandırıyor. Üstelik bunu, kötü adam klişesine düşmeden başarıyor. 22 Şubat’taki Oscar ödüllerinin kilit filmi olmasını boşverin. Diriliş kendi başına da seyredilmeyi hak ediyor.

FİLMİN KÜNYESİ

Filmin orijinal adı: The Revenant

Yönetmen ve Senarist: Alejandro G. Inarritu

Oyuncular: : Leonardo DiCaprio, Tom Hardy, Domhnall Gleeson

Yapım: 2015, ABD, 156 dakika