OSMANLI'NIN SON İMPARATORU ABDÜLHAMİD HAN-5 Enver Paşa'ya öğütler

Devlet-i Ali Osman'ın dünya savaşı sonrasında dünya sahnesinden çekilmesinin baş sorumlularından Başkomutan Vekili Enver Paşa, Beylerbeyi Sarayı'nda kalan devrik Sultan Abdülhamid'i savaş yıllarında birkaç kez ziyaret eder. 

Bu ziyaretlerin birinde, savaşın zora girdiği günlerde Abdülhamid Han'a danışmaya kalkar ve şu yanıtı alır:  Gemiyi kaptan yürütür. Fırtına ya da tehlikenin nereden geleceğine de gene o karar verir. Dışarıdakiler bunu nasıl anlayabilir? Yani benim şu anda yürütecek bir fikrim olamaz. Yalnız denizlere hakim olan devletlere karşı Almanya ve Avusturya-Macaristan'ın ne yapabileceğini düşünmek gerekir."

Enver Paşa çıktıktan sonra şunları söyler:"Ben bir dünya savaşının çıkacağından emindim. Ancak bizim bu işe girmemiz büyük bir cehalet ve tedbirsizliktir. Selametimiz tarafsız kalmaktı. Bugünden sonra artık hiçbir şey yapamazsınız; oturup sonunu beklemekten başka!"

Kızı Ayşe Osmanoğlu'nun anlattıklarının yanı sıra anılarında da Enver Paşa'dan uzun uzun söz eder: 

"Edepli, saygılı bir askerdi. İçeri girerken kılıcını çıkarmış, bir hükümdarın karşısına çıkar gibi davranmıştı... Beni büyük bir saygıyla dinleyen akrabam olan bu genci nedense Hüseyin Avni Paşa'ya benzettim. (Abdülaziz'i hal edenlerden, Harbiye Nazırı). Hiçbir benzerlik yoktu aralarında. Hüseyin Avni çok kaba ve terbiyesiz bir adamdı. Enver Paşaysa nazik, pek kurnazdı. Bu tür kişiler bir yere bağlandılar mı sadakatlerine sınır yoktur. Almanların onu neden seçtiğini kavradım. Büyük bir güven içinde konuşuyordu. Böyleleri belki iyi asker olabilir, ancak sıradan bir birlik komutanından öteye geçemezler! Enver Paşa, iyi bir Harbiye Nazırının elinde yararlı işler görebilirdi..

"Savaşın sonuna geldiğimiz günlerde artık Allah'a sığınmaktan başka bir çaremiz olmadığını görüyordum. Yaradanıma dua ediyor 'Rabbim bana bu ölümden beter günleri gösterme. Canımı tez elden al!' diyordum. "

Enver Paşa'nın İstanbul'dan ayrılmadan önce Mersinli Cemal Paşa'ya"Bütün yaptıklarımın hesabını vermeye hazırım. Biz Turan yapmak istedik, viran olduk. Bizim en büyük hatamız Sultan Hamid'i anlamamak ve Siyonizme alet olmamızdır. Çok acıdır ama gerçek bu kadar basit.... Sağ olsa ve tahtta kalsaydı, Trablusgarp'la ilgili, İtalya'ya bazı iktisadi tavizler verirdi ama bizi asla Balkan Savaşına sokmazdı. Sonra... Ne yapar eder bizim bu dünya savaşına girmemize engel olurdu..." sözü de ibretliktir.