Siz hiç geçmiþini silip atmak, yok etmek, hafýzalardan kazýmak isteyen bir devlet gördünüz mü? Mebusun biri çýkýp tuðralar kazýnsýn, kitabeler yok edilsin diyebilir ama devletin buna hiç karþý çýkmadan kabul etmesi akýllara ziyandýr!
Milletvekili Ekrem Bey "Babýali'den intikam almak için tuðralarý kazýyýp yok etmek þarttýr!" der ve ister inanýn ister inanmayýn, ayakta alkýþlanýr! Babýali Osmanlý Devletinin son dönemlerinde sadrazamlýk binasýna ve daha geniþ anlamýyla Osmanlý Hükümeti'ne verilen isimdi. Babýali'nin anlamý Yüce Kapý'dýr ve dünya dillerine çevrilerek Washington'dan Londra'ya, Paris'e Roma'ya kadar bütün uluslar anlamýný da bilir neyi simgelediðin de. Babýali ayný zamanda uzun yýllar boyunca Türkiye'nin basýn dünyasýna verilen isim de olmuþ. Ekrem Bey'in "emir ve komutasýnda" nice bürokrat, Babýali'deki kitabeleri ve tuðralarý yok etmek içi kollarý sývadý, baþarýlý da oldu:
Bugün Ýstanbul Valiliði olarak hizmet veren Babýali binasýnýn "Ekrem Bey Yasasý" yani 1057 sayýlý kanun gereðince, yeniden Vilayet binasý olarak kullanýlabilmesi için kitabelerin ve tuðralarýn yok edilmesi gerekiyordu. Ýþe Alayköþkü'ne bakan Sultan Abdülmecid'in tuðrasýný kazýyarak baþladýlar. Yýllardýr bakýmsýzlýktan revaklarý periþan olmuþ, çöküntüler oluþmuþ, giriþ kapýsýnýn iki yanýndaki sebil çeþmeler kýrýlýp dökülmüþtü zaten. Bunun üstüne bir de tuðralar, kitabeler kýrýlýp dökülünce ortada deprem vurgunu yemiþ bir enkaz kalmýþtý! Babýali'nin onarýmý ancak 1973 yýlýnda, Türkiye Turing Kulübü Baþkaný Çelik Gülersoy'un bütün Osmanlý kültür ve tarih mirasý eserlere olan saygýsý sonucu baþladý.
Gülhane Kapýsý'ndaki I. Ahmed Çeþmesi 1606 yýlýnda yapýlmýþtý. Abdülhamid II Han 1890 yýlýnda çeþmenin onarýlmasýný emretti. Onarým bitince konulan tuðra, demir bir keskiyle kazýnarak yok edildi kimi iþgüzar bürokratlarca!
Asýl facia 1928 sonbaharýnda yeni harflerin kabulünden sonra yaþandý. Bazý insanlýktan habersiz yaratýklar eski harfli belgeleri, eserleri, kitabeleri kýrýp dökmeye baþladý. Onlarýn aklýna göre"bizi geri býraktýran bunlardý; onlardan kurtulmamýz þart" olmuþtu. Cevri Usta Okulunun kapýsýndaki 1819-1820 tarihli kitabe de, okulun baþöðretmenince kýrýlýp döküldü. Ýþin en ilginç yaný bu baþöðretmen ayný zamanda tarih derslerine de girmekteydi...
Ekrem Bey'in milletvekilliði uzun sürmedi. Ancak önerdiði ve kabulü için geceli gündüzlü çaba harcadýðý yasanýn yarattýðý korkunç yýkým yýllarca devam etti. Bu yüzden tarih ve kültür mirasýmýzýn önemli sayýlabilir bir bölümü kayboldu gitti...