Batý (ABD+AB) ile Rusya, küresel oyunu, kendi geleneksel zeminlerinde ve alýþýk olduklarý süreçleri kullanarak oynadýklarýna göre, Türkiye’nin refleksinin de tarihsel derinlik taþýmasý normaldir. Kuþkusuz, geçmiþin hazýrlýksýz yakalanmýþ ve bedelini sömürgeleþtirilerek ödemiþ iki dev gücü Hindistan ve Çin’in de “yeni dünya düzeni” için söyleyecekleri bir çift laf vardýr.
Öncelikle bir konuda Batýlýlar ve Rusya ile anlaþalým: Bu paradigmayý biz yaratmadýk, onlar, dedelerinden kalan mirasla, insanlýðýn üzerine tarihin en sinsi ama en güçlü sömürü düzeni ve hegemonyacý zihniyeti ile geldiler, 400 yýl öncesinden farklý olan, bu kez, Türkiye, Hindistan ve Çin’in belaya hazýrlýklý olmasýdýr.
Evet, 1453 insanlýðýn siyasi/ekonomik/sosyal/bilimsel geliþimi açýsýndan bir kýrýlma noktasýdýr, bu nedenle, tarihçiler Fatih’in bir çaðý kapatýp, diðerini açtýðýnda birleþiyorlar. Konstantinople’un Ýstanbul olmasýndan sonra yaþanýlanlar ise bugünü daha iyi anlamamýzý saðlýyor. Dünya ticaret yollarýna hakimiyet stratejisi çerçevevesinde okyanuslara açýlan Avrupalý gezginler, insanlýðýn içine sürüklendiði vahþi sömürgecilik çaðý, Batý’nýn “ötekileþtirdiði” ve “insan yerine koymadýðý” kadim medeniyetlerin insanlarýný köleleþtirerek kazandýðý büyük zenginlik, bilimsel sýçrama ve küresel hakimiyet konforu...
Irkçýlýk, bu “medeniyet dairesinin” asla kaybolmayan siyaset çizgisi olma özelliðini nereden alýyor sanýyorsunuz? Suriye’de yüzbinlerce çocuk, bombalar altýnda yýllarca ölebilirler, bunun bir önemi yoktur, ama Brüksel’de patlayan bir bombanýn öldürdüðü tek bir çocuðun mutlaka konuþulacak bir öyküsü vardýr!.. Aztek, Ýnkalarý yok edip, onlarýn boþalttýðý emek gücünü Afrika’nýn köleleriyle karþýlayan bir “medeniyet” anlayýþýnýn, Akdeniz’de boðulan insanlara merhamet göstereceðini düþündük... Veya, Avrupa, deniz aþýrý sömürgelerin üzerinde tepinirken kurduðu güçlü kara ordusuyla 300 yýl boyunca imparatorluðunu yýlda ortama 4 kilometre kare büyütmeyi baþarmýþ hegemonyacý güç, Rusya’nýn, Suriye’nin masum çocuklarýna acýyacaðýný öngördük...
Þaþkýnlýk!..
Kültürel ýrkçýlýkla karþýlaþtýk
Irkçý gelenek, açýk kimliðini, Hitler’in insan yakma fýrýnlarýnda gösterdi ve kaybetti. Onun yerine ustalýkla yapýlandýrýlan “kültürel ýrkçýlýk”la karþý karþýyayýz. Hareket, Ýslam düþmanlýðý ile þekilleniyor ama, Hindistan, Çin ve Afrika’yý da hedef alýyor. Bu coðrafyalarýn insanlarý etnik/dini kumpaslarla birbirlerine kýrdýrýlabilir, mülteci botlarýnda boðulabilir, 3.5 milyar insanýn toplam geliri, 100 Dolar milyarderinin toplam servetine eþit olabilir!.. “Ekonomik ýrkçýlýk”, medya gücüyle, dünya nüfusunun yarýsýný “çöp” olarak görmemizi, hatta içinde yaþadýðýmýz coðrafyalarý “çaðdýþý” ve “kaybeden” olarak deðerlendirmemizi saðlayabilir. Ülkesinin halk oyuyla seçilmiþ liderini Batýlýlara þikayet etme geleneðinin nereden kaynaklandýðýný sanýyorsunuz? Ýþbirlikçilik ve hatta ihanetin bu kadar sýradanlaþmasý, kültürel ýrkçýlýkla karþýlaþmýþ toplumlarýn yetiþmiþ kadrolarýnýn önemli bölümünün kurtuluþu, güçlülerin treninde bir kompartýmana sýðýnma telaþý deðil mi? Putin’in, askeri gücünü kullanarak hem Batý’ya karþý, hem de onunla ayný trende yolculuk etme stratejisinin Çar 1.Petro’nun hedeflerinden ne farký var?
Osmanlý refleksi oyunu bozar mý?
Öncelikle, her türlü etnik/dini milliyetçiliði ayaklarýmýzýn altýna alarak yürümek zorundayýz, yeni sömürgeciler, bizim, yarattýklarý kan havuzunda boðulmamýzý istiyorlar. Bu duruþun devamý, Ortadoðu-Balkanlar-Kafkasya üçgeninde halklarýn dini/etnik deðil, siyasi kriterler zemininde birliðini saðlamaktýr. Siyasi gücü konsolide eden ama, tüm kültürlere ve inançlara çoðulcu laik demokrasi zemininde kucak açan siyaset yapýlanmasý önemlidir. Batý ve Rusya, bizi, çevremizdeki tüm halklarý “ötekileþtirmeye” zorlayacaktýr. Bunu, meþru Kürt yönetiminin nefes borusu olan Kerkük-Yumurtalýk petrol boru hattýný açtýðýmýzdaki telaþlarýnda veya Ortadoðu’nun tek barýþ arayýþý olan “çözüm sürecini” baltalayýp, PKK üzerinden kanlý hesaplaþmaya döndürdüklerinde anladýk. 3 milyon mülteciyi etnik/dini ayrým gözetmeksizin kabul etmemizi yanýlmayýn, takdir etmiyorlar, rahatsýzlar. Osmanlý refleksi yeni sömürgeci ve hegemonyacýlarýn geliþmiþ bombalarýndan kaçanlarý aslýnda “halifenin topraklarýna” kabul ediyor, týpký, benim Çerkes atalarýmý baðrýna bastýðý gibi...
Konu derin ve uzun, devam edeceðim...