Otomobil sancýsý

Otomobil ve sancý kelimeleri yan yana iyi durmuyor; ama, bazýlarý için otomobil “sancý” mesabesinde.

Hoþlanmadýlar.

Sinirden kurdeþen döküyorlar.

Türkiye’nin otomobil üretecek olmasý kederlere gark etmiþ durumda arkadaþlarýmýzý.

Listenin baþýna Kemal Kýlýçdaroðlu’nu yazýyoruz.

Ki, kendisinin (Sabiha Gökçen’den bahisle) “yolcusu olmayan bölgeye havaalaný yapýlýr mý hiç?” demiþliði vardýr.

Bütün yeniliklere karþýdýr.

Ýkinci sýrada Sezai Temelli adlý kifayetsiz bulunuyor.

Sancýsý çok derin bu Sezai’nin... Hem bütün dünyanýn peþinde olduðu teknolojiyi aþaðýlýyor, hem de üretilen otomobilleri “pilli araba” diyerek aklý sýra makaraya sarýyor.

Hemen hatýrlatalým:

Ýþbu Sezai HDP cenahýndaki en terbiyesiz isimlerden biridir.

Bakmayýn “Eþ Genel Baþkan” sýfatýný kullanmasýna, türdeþleri arasýndaki en düþük kalibreli adamdýr.

Üçüncü sýraya Saadet Partisi’nin IMF sever genel baþkaný Temel Karamollaoðlu’nu yazýyoruz.

En uyanýklarý Temel Bey...

Hiç kimsenin görmediðini görüyor.

Mesela diyor ki, “Bu otomobilleri Ýtalya’ya yaptýrdýlar, gizlice Türkiye’ye soktular. Bunun neresi yerli ve milli?”

Sezai Temelli de “yerli” ve “milli” sözcüklerine takýk durumda. Karamollaoðlu’yla örtüþüyorlar. “Yerli” ve “milli” kelimelerini duyduklarýnda hafakanlar geçiriyorlar.

Dördüncü sýraya da elbette “sancý” sözcüðüyle özdeþleþmiþ bir ismi, Davutçu Ahmet Taþgetiren’i yazýyoruz.

Dýþarýdan “derviþ” görüntüsü veren Taþgetiren öyle çirkin, öyle hazýmsýz, öyle “düþük düzeyli” bir yazý yazmýþ ki, Sezai Temelli’nin söylediklerini öpüp baþýmýza koyuyoruz.

Bir de ironi yapýyor.

Daha doðrusu, yaptýðý ironinin, muhataplarýnca anlaþýlmayacaðýný sanýyor.

Baktýðý “irtifa”, ancak kötü niyetli kiþilerin ve kurnazlarýn tamah edebileceði bir yer. O yeri kaptýktan sonra artýk her þeyi söyleyebilirsiniz, her tür “düþüklüðe” tenezzül edebilirsiniz.


DAVUTOÐLU PEH, PEH, PEH

Geçenlerde, gazetelerde, Ahmet Davutoðlu’nun vakti zamanýnda Kanal Ýstanbul konusunda Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý uyardýðýna iliþkin haberler okudum.

Hem uyarmýþ, hem sert çýkmýþ...

Kendi aðzýndan dinleyelim: “2018 yýlýnda, kendisine, derhal Kanal Ýstanbul’dan vazgeç dedim...”

Zihnimi yokladým...

Davutoðlu, AK Parti’deyken, “yatýrým” ve “projeler” konusunda Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý uyarabilir miydi?

Buna güç ve cesaret yetirebilir miydi?

Cevabýmý veriyorum:

Hayýr...

Býrakýn herhangi bir konuda Erdoðan’ý uyarmayý, onun yanýnda hep süt dökmüþ kedi kývamýndaydý.

Diyeceksiniz ki, “Belki adam yazýlý uyarýda bulundu. Olamaz mý?”

Olabilir...

Davutoðlu’nun son bir yýlýna bakýyoruz, bir ya da iki kez yazýlý ültimatom verdiðini (daha doðrusu, “Sen sembolik Cumhurbaþkaný olarak kal, ben yeniden Baþbakan olayým” dediðini) biliyoruz.

Kanal Ýstanbul konusunda da “yazýlý” uyarý (!) yapmýþ olabilir.

Ýyi de, Davutoðlu Kanal Ýstanbul’a karþý deðildi ki!

Mesela þu sözler kendisine aittir: “Ýstanbul’a hizmetimizi Kanal Ýstanbul’la taçlandýracaðýz…”

Peki, bu nasýl oluyor?

Davutoðlu bir açýklama yapar mý?

Kanal Ýstanbul’a karþý mý, deðil mi?

Karþýysa, “Ýstanbul’a hizmetimizi Kanal Ýstanbul’la taçlandýracaðýz…”, taraftarsa “2018 yýlýnda, kendisine, derhal Kanal Ýstanbul’dan vazgeç dedim...” demek de ne oluyor?