Öyle bir yer ki masal deðil gerçek

BÝR varmýþ bir yokmuþ diye baþlayan masallarý seviyorum. Çocukluðuma götürüyor, gerçek hayattan koparýp büyülü bir atmosferin içine çekiyor. Beni masal dünyasýna götüren yerleri de seviyorum, ayný masallarý sevdiðim gibi. Ýþte tam da bu yüzden Sintra’da geçirdiðim günü unutamýyorum ya. Portekiz’e gidip Sintra’ya uðramamak büyük kayýp, Sintra’ya gidip Quinta da Regaleira’yý ziyaret etmemek daha da büyük eksiklik olurmuþ. Gördüðüme çok sevinmiþ olmakla birlikte beni ne Maðribi Kalesi’nin ne de Pena Sarayý’nýn bu masal diyarý kadar etkilemediðini en baþta söylemeliyim. Aslýna bakarsanýz Pena Sarayý dýþarýdan mükemmel bir masal þatosunu andýrýyor. Rapunzel pekala bu sarayýn kulesinden sarkýtmýþ olabilirdi saçlarýný. Yahut “Uzak ülkelerden birinde, yemyeþil tepelerdeki sarayýnda, mutsuz bir kral yaþarmýþ” diye baþlayan bir masala konu olabilirdi Pena Sarayý. Kývrýmlarýný, iniþ çýkýþlarýný görmek, detaylarýný kana kana zihnine kazýmak zevk veriyor insana. Hele de 16’ncý yüzyýldan kalma seramikler, taþ iþçiliðinin en zarif örneklerini gururla taþýyan duvarlar, sütunlar, saat kulesi, kubbeler... Ve renkler. Sarý ve kýrmýzý kaç sarayda bu kadar bonkörce kullanýlmýþtýr ki? Taþ, kiremit, mermer, seramik... Her biri ince ince tasarlanmýþ ve eminim ziyaret eden herkesin nefesini kesmiþtir ancak benim Sintra’da asýl vurulduðum yer baþta da söylediðim gibi Quinta da Regaleira, yani Regaleira Sarayý oldu.

MIKNATIS GÝBÝ HERKESÝ ÇEKÝYOR

Bu çok özel mekaný anlatmaya geçmeden önce biraz            Sintra’dan bahsetmem gerekir çünkü kentin tarihi de en az mimarisi kadar enteresan. Portekiz’in en çok turist çeken þehirlerinden. Sintra’nýn en eski yapýlarýndan biri 9’uncu yüzyýlda Maðribiler tarafýndan inþa edilen kalesi. 1147 yýlýnda ilk Portekiz Kralý Afonso Henriques tarafýndan fethedilen Sintra, Endülüslü Arap coðrafyacý Al-Bakri’nin (1014-1094) eserlerinde de yer almýþ. Kristof Kolomb’un 1493’te  sýðýndýðý kent, uzun tarihi boyunca pek çok kral gördü. Onu gören her kralýn etkilendiðine þüphe yok. Þair Lord Byron da Sintra’yý ziyaret ettikten sonra onun “Dünyadaki en güzel köy” olduðunu söyleyecektir. Garip bir enerjisi var Sintra’nýn. Bu enerji kral, asilzade ve devlet adamlarýný kendine çeken mýknatýs gibi. Bu yüzden yüzlerce yýl boyunca pek çok özel yapý inþa edilmiþ. Ýyi ki de edilmiþ. Böylece biz sýradan ölümlüler de ziyaret edip hayranlýk duygumuzu bileyebiliyoruz. Sintra Daðlarý’nýn adýný taþýyan kent, bu daðlarýn eteklerinde olmaktan büyük mutluluk duyuyor, besbelli. Bölgenin geneli Sintra-Cascais Doða Parký olarak adlandýrýlýyor. Masalsý bir doða parký burasý. Ýnsan günlerce dolaþýp kendini pek çok farklý masalýn içinde bulabilir ancak benim gibi günübirlik geldiyseniz bir seçim yapmak durumundasýnýz.

Gelelim Regaleira Sarayý’na. Kapýsýndan içeri adým attýðýnýz an baþka bir dünyaya gireceðiniz garanti. Yeter ki kendinizi bu zekice tasarlanmýþ, her köþesinde farklý sembollere yer verilmiþ saray ve bahçesinde karþýlaþacaðýnýz gizemlere teslim edin. Ýsterseniz önce sarayý gezmekle baþlayýn. Kapýdan girdiðinizde tabanýndaki Venedik mozaiklerinden de anlayacaðýnýz gibi Av Salonu’yla karþýlaþacaksýnýz. Kral odasýnda Portekiz’in 20 kral ve dört kraliçesinin portrelerine baktýktan sonra yukarýya çýkýn. Panorama Terasý’ndan hem sarayýn detaylarýný hem de bahçeyi seyreyleyin.

GÝZEMÝ ÇÖZMEK SÝZE KALMIÞ

Monteiro ailesinin “Neo-Manuelin” tarzýnda tasarlanmýþ yazlýk sarayýnýn bulunduðu arazi, önceleri Regaleira Baronu’na aitmiþ. Carvalho Monteiro araziyi 1892’de satýn almýþ ve hayalindeki sarayý inþa ettirmek için Ýtalyan mimar Luigi Manini’yle anlaþmýþ. La Scala’nýn tasarýmcýlarýndan Manini, Roma, Gotik, Rönesans ve Manuelin (Lizbon’daki Belem Kulesi’nde de kullanýlan Portekiz Gotik tasarým anlayýþý) tarzýnda hazýrladýðý planý baþarýyla uygulamýþ. Dört hektarlýk arazide Masonluk, simya, 16’ncý yüzyýlda Avrupa’da kurulan bir tür ezoterik örgüt olan Gül-Haçlýlar ve Tapýnak Þövalyeleri tarikatýnýn sembollerini kullanarak ezoterizme ilgisi olanlarýn hayran kalacaðý gizemlerle dolu bir evren yaratmýþ. Sanki bu bir roman ve siz attýðýnýz her adýmda romandaki gizemlerden birini çözmek için etrafýnýza bakýnýyor, izler, ipuçlarý arýyorsunuz. Bu bahçe, evrenin bir yansýmasý. Bahçede sadece ezoterik örgütlerin sembolleri deðil, mitolojik dünyadan da izler var. Yunan tanrýlarýnýn heykelleri için hazýrlanan ‘Tanrýlar Terasý’ bunun en büyük göstergesi. Spiral bir merdivenle yerin derinliklerine inen kuyu ise cennetle yeryüzü arasýndaki baðý aktarma görevi görüyor bahçede. Bolluk çeþmesi, labirentler, tünellerle inisiasyon kuyusuna baðlanan maðara ve yeraltý yürüyüþ yollarý. Regaleira bir gizemler diyarý ve bu gizemi çözmek de ziyaretçiye kalýyor.

Kombine biletle 30 gün gezebilirsiniz

BÝRDEN fazla tarihi mekaný gezmek istiyorsanýz en iyisi kombine bilet almak. 30 gün geçerli biletle Pena Sarayý, Maðribi Kalesi, saray bahçeleri, Montserrat Parký ve Capuchos Manastýrý gezilebiliyor. Kiþi baþý 22 euro, aile fiyatý ise 65 euro. Ancak hepsini gezmeye vaktiniz olmayacaksa Pena Sarayý artý listedeki diðer yerlerden birini daha gezmek için 16 euroluk bilet alabilirsiniz. (Tek bilet 13.50 euro fakat sabahlarý 11.00’den önce giriþ yaparsanýz 1 euro indirim var.) Quinta da Regaleira’nýn bilet fiyatý ise rehber eþliðinde gezilecekse 10, kendiniz gezecekseniz 6 euro.

ÇOCUKLAR HAZÝNE AVINA ÇIKIYOR

ÇOCUKLARINIZLA seyahat ediyorsanýz Sintra tam size göre! Hele de doða yürüyüþlerini seviyorsanýz. Sintra’da özellikle 6-12 yaþ arasý çocuklar için tasarlanmýþ pek çok aktivite var. Bunlardan biri iki saat süren bir hazine avý! Bu etkinliðe katýlanlardan Pena Sarayý Parký’nýn çeþitli yerlerine saklanmýþ parçalarý bulmalarý isteniyor. Herbir parça, sarayýn tarihine dair ipuçlarý taþýyor. Bütün ailenin heyecan duyacaðý bu etkinlik çocuklar için 5, yetiþkinler için 8 euro.

Lizbon’a trenle gidebilirsiniz

SINTRA’YA Lizbon’dan trenle gidebilirsiniz. Yaklaþýk yarým saat süren yolculuðun gidiþ dönüþ maliyeti 3.4 euro. Makineden bilet alýyorsanýz gidiþ dönüþ aldýðýnýzý belirtin ve biletinizi trene binmeden istasyondaki makinelerde damgalatýn. Sintra trenine her istasyondan binilemiyor. Santa Apolonia, Oriente, Campolide ve Rossio, trene binebileceðiniz istasyonlar. Trenden indikten sonra ya 10 dakika yürüyebilir ya da ring sefer yapan otobüse binebilirsiniz. Bu otobüsle doðrudan kaleye gidilebiliyor.

ROMA HAVUZUNA SAHÝP OTEL VAR

LÝZBON’DA kalacak yerim olduðu için Sintra’da konaklamadým ancak bir sabah dahi olsa orada uyanmak, o havayý daha çok içime çekmek isterdim. Siz de isterim derseniz Sintra’da tarihi özellikleri olan pek çok konaklama alternatifi mümkün: Eski        Sintra merkezi manzaralý Hotel Tivoli Sintra, 18’nci yüzyýl mimarisinin en iyi örneklerinden bir binada hizmet veren Tivoli              Palacio de Seteais Hotel, nefes kesici güzellikteki bir Roma havuzuna sahip Cinco Bed & Breakfast ve Sintra merkezine 10 dakika uzaklýkta bulunan, 1746 yýlýnda inþa edilmiþ bir Portekiz evinde hizmet veren Quinta do Scoto listenin baþýnda yer alýyor.

OKURLARA NOT

Bu sayfada gezi anýlarýnýz veya seyahatlerinizle ilgili sorularýnýzýn yer almasýný istiyorsanýz lütfen [email protected] veya www.facebook.com/KendiniAnlatanKentler adreslerinden bana yazýn.