Öyle Dediler Diye...

Her gün nasýl bir dünyaya uyanýyoruz? Önümüze getirilip sunulan her bilgi doðru mu acaba? Öyle dediler diye...

Afyonkarahisar Devlet Hastanesi Kalp Damar Cerrahisinde çalýþan Doç. Dr. Ýlker Alat'ýn, ilaçlarýn prospektüsündeki bilgilerde eksiklik olduðunu, üretim kaynaklarýnýn yazýlmadýðýný belirtmesi üzerine konuyla ilgili birçok soru da gündeme geldi. Doktorlar, hastalarýna tedavi yöntemlerinde kullandýklarý haram madde bulunan ilaçlar ve hayvansal kaynaklý dikiþ materyalleri, doku bütünleyiciler, damar greftleri, kalp kapaklarý, lokal etkili kanama durdurucularýn içeriði hakkýnda "net bilgiler" vermiyorlar. Hastaya NET BÝLGÝ verilmesi zorunlu olmalý, hastanýn tercihine saygý duyulmasý gerekmektedir. Ýslama uygun tedavi yöntemlerini tercih edenler için bu malzemelerin varsa ÝSLAMÝ þartlara uygun muadilleri kullanýlmalýdýr...

Genel saðlýk uygulamalarýnda, helal-haram iliþkisine dikkat edilmiyor; "PROSPEKTÜS BÝLGÝLERÝ EKSÝK". Halkýmýz, bunu Saðlýk Bakanlýðýndan talep edebilir ve bu isteðini Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýna da bildirebilir. Hz. Muhammed SAV efendimiz, haram ve helalin belli olduðunu, þüpheli olanlardan uzak durmamýz gerektiðini ögütlemektedir. Bu nedenle tedavi maksatlý olsa bile, içerisinde ne olduðunu bilmediðimiz ilaçlara karþý dikkatli ve temkinli olmalýyýz...

Ýnsanoðlu haddini aþabiliyor, bir nefeslik caný varken dünyayý yöneteceðini zannedebiliyor. Kimi ilmini ve bilgisini insanlýðýn faydasýna kullanýrken kimi de kendi çýkarlarý doðrultusunda rüzgarlar estirmek istiyor. Bu gibi zihniyetlerin yüzyýllardýr yaptýðý zulümlerin üç harflik bir açýklamasý var: "BEN". Kendi egolarý ve doymak bilmeyen nefisleri için birlik, beraberlik, sevgi, saygý, milli ve manevi deðerlere sahip toplumlarý eriterek tüketme peþindeler. Toplumlarý öz kültürlerinden, üretken, dinamik, heyecan dolu ve kendini arayan vasýflarýndan uzaklaþtýrýp; yalvaran, dilenen taklitçi kölelerden oluþmuþ bir topluluða dönüþtürme sevdasýndalar. Esir etmek istedikleri gücün, esareti altýnda asýl kendilerinin esir olduðunu bilmeden. Amaçlarýna uygun her yolu mübah sayan bu gibi zihniyetler, görsel ve iþitsel vasýtalarý kullanarak; gereksiz, yalan, mili ve manevi deðerlere aykýrý UYDURULMUÞ bilgilerle kiþilerin düþüncelerini kendi hazýrladýklarý hapishanelere sürgün etmeye çalýþmaktadýrlar. Bu nedenle uyanýk ve agah olmalýyýz. Sorgulama yeteneðimizi köreltmeden, körü körüne hiç bir þeye inanmamalýyýz...

Kurtuluþ"öze dönüþtedir. Bizzat toplumun ruh ve vicdanýndaki mevcut öze dönüþ; milli ve manevi deðerlere sahip çýkan, kendi kafasýyla düþünüp, kendi yüreðiyle duyan, ayaklarýnýn birini hakikatin merkezinde sabit tutarak, diðer ayaðýyla tüm dünyayý, hatta tüm evreni dolaþan bir ÖZE DÖNÜÞ... Bilgiyi akýl, mantýk ve vicdan üçgeninden geçirmeden uygulamayan, okuyan, geliþen ve geliþtiren ahlak ve faziletle yoðrulmuþ bir ÖZE DÖNÜÞ...

Hayat bir nefestir, Aldýðýn kadar.
Hayat bir kafestir, Kaldýðýn kadar.
Hayat bir hevestir, Daldýðýn kadar. Hz. Mevlânâ