"Efendim, aylardýr binlerce mültecinin bitmez tükenmez sorunlarýyla uðraþan memurlarýn ve askerlerin zaman zaman sabrý taþabilir”miþ, “sahadaki vaziyet öyle medya plazalardan bakýlarak anlaþýlamaz”mýþ!
Böyle diyor bazý arkadaþlar. Halt ediyorlar! Suriye sýnýrýndaki Beþþar Esed müsveddesi memur ve askerlerle ilgili yazýmda mültecilerin sadistçe dövülmesinden ve onlarýn ýrzlarýna namuslarýna sözlü taarruzda bulunulmasýndan bahsettim. Bunlar ekstrem durumlardýr.
Öyle yardým daðýtýrken veya karakol kapýsýnda biriken mültecileri hizaya sokmaya çalýþýrken “Yeter be kardeþim!” diye baðýrýlmasý gibi basit þeyler deðil. Mültecilerle muhatap olurken sabrýnýzý kontrol edemiyorsanýz hiç olmazsa sabrýnýzýn taþmasýný kontrol etmeye çalýþacaksýnýz, onu da beceremiyorsanýz defolup gideceksiniz, baþka iþ yapacaksýnýz.
ÝHH 20 senedir dünyanýn 100 ayrý bölgesinde birbirinden korkunç dramlarla boðuþuyor, bugüne kadar milyonlarca maðdur ve mazlum insanla ilgilendi ve ilgilenmeye devam ediyor, bunu yaparken karþýlaþtýðý sorunlarýn ve maruz kaldýðý meydan okumalarýn haddi hesabý yok, zaman zaman ve hatta pek çok zaman ihtiyaçtan kýrýlan kalabalýklar ÝHH elemanlarýnýn tepesine de biniyor, fakat bugüne kadar ÝHH’lýlarýn kimseyi dövdüðünü iþitmedik.
ÝHH’nýn Pakistan’daki yetimhanesini Cumartesi günkü yazýmda anlattýðým türden memurlara ve askerlere teslim etsek, oradaki haþarý çocuklarý günde üç öðün sýra dayaðýndan geçirecekler demek ki!
Ayrýca, tekrar söylüyorum, mesele sabrýn taþmasý meselesinden ibaret deðil; çoðu zaman düpedüz düþmanlýk meselesiyle karþý karþýyayýz.
Beþþar Esed’e sempati duyan bir doktor yahut hemþirenin acil müdahale için yalvaran aðýr yaralý bir Suriyeli rejim muhalifine “Geber!” diye baðýrmasý gibi durumlar sözkonusu. Bazý tercümanlar bile konumlarýný Esed muhaliflerini ezmek için kullanýyorlar; Suriyeli mültecilerle Türkiyeli yetkililer arasýnda tercümanlýk yaparken mevzuu saptýrýyor yahut laf arasýnda Suriyeli’ye “Madem Esed’i beðenmiyorsunuz, öyleyse baþýnýza gelenleri hak ediyorsunuz” gibi ‘mesajlar’ iletiyorlar.
Þu pasaport meselesine de tekrar deðinmekte fayda var: Baþbakanýmýz ve dýþiþleri bakanýmýz Türkiye’nin kapýsýna gelen hiçbir Suriyeli kardeþimizin geri çevrilmeyeceðini bütün dünyaya defaatle ilan etmiþken, nereden çýktý bu “ille de pasaport” ýsrarý?
Avusturya-Hýrvatistan sýnýrýndan bahsetmiyoruz, Suriye-Türkiye sýnýrýndan bahsediyoruz.
Laylaylom sýnýrý deðil, ölüm sýnýrý!
Ölümden kurtulmak için kapýnýzý çalan bir adama pasaport soramazsýnýz. Müslümanlýða sýðdýramazsýnýz bunu. Bu ve daha birçok konuda “mevzuat” hazretlerini koyuyorlar önümüze... Ýnsanlarýn sadrýna þifa olmayan mevzuatýn içine tüküreyim!
***
Gümrük Bakanlýðý’ndan aradýlar.
Bakan Hayati Yazýcý, sýnýr kapýsýnda bir Suriyeli mültecinin kýyasýya dövüldüðü iddiasý üzerine derhal soruþturma talimatý vermiþ. Ýddianýn doðru çýkmasý halinde dayakçý memurun memuriyetten atýlmasý gündeme gelecekmiþ. Ýlgili vilayetin vali yardýmcýsýyla görüþtüm; o günkü kamera kayýtlarýný incelediklerini, dayak hadisesinin kayda girdiðini, hadisenin gerçekten feci olduðunu söyledi... Hayati Bey’e hassasiyeti için çok teþekkür ediyoruz. Gerekenin yapýlmasýný sabýrsýzlýkla bekliyoruz.
***
Cihet-i askeriyeden de güzel haberler geliyor. Bazý sýnýr karakollarýnda Suriyelilere kötü davranýldýðýna iliþkin iddialarý çok ciddiye aldýklarýný ve meselenin üzerinde büyük bir titizlikle durduklarýný iþittik, sevindik. Zaten öyle olmasý gerekir.
Bosna’da, Kosova’da, Afganistan’da, Lübnan’da fevkalade güç þartlar altýnda görev yapan Türk Silahlý Kuvvetleri mensuplarý hakkýnda bugüne kadar bir tek þikâyet bile duymadým; o ülkelerde Müslim-gayrimüslim, Sünni-Þii, dindar-laik, þu veya bu etnik gruptan herkes askerlerimizden hürmet ve muhabbetle bahsediyor, çünkü komutanlar oralarda iþi gerçekten sýký tutuyorlar, Türkiye’nin imajýna en ufak bir zarar gelmemesi için (veya birileri nezdinde imajý bozuksa düzelmesi için) gerekli bütün tedbirleri alýyorlar.
Ayný þey, Suriye sýnýrýndaki karakollarýn ve askeri birliklerin çoðu için de geçerli.
Ama birkaç çürük yumurta da var iþte.
Ýnþaallah ayýklanmak üzere olan birkaç çürük yumurta...
***
Ne yazýk ki mesele bununla bitmiyor, bitmez.
Türkiye-Suriye dayanýþma hattýnda daha birçok aksaklýk var.
Çok þey, çok çok þey yapýlýyor, ama yapýlabilecek olanýn azamisi deðil.
Nasipse konuþacaðýz daha.