Ýnsan futbolu oynadýðý halde, futbolun saha dýþýnda baðlý olduðu düþünsel boyutu kavrayamayabilir.
Çünkü futbol sahada yüzde seksen doðuþtan gelen yetenekle oynanýr, ama yüzde seksen sonradan kazanýlan kültür ile yorumlanýr.
Eðer futbolu oynar iken bu kültürü edinmemiþ iseniz, sýrf geçmiþte sahaya çýktýðýnýz için ‘düþünce zengini, futbolun ulemasý’ olamazsýnýz.
Düþünmenin temel deðeri bilgi, doðuþtan gelmez. Sonradan edinilir. Futbolun yorumu sonradan kazanýlan bilgilerle yapýlýr.
Gereksinilen bilgiler yalnýzca yorumladýðýnýz kiþinin sporsal özgeçmiþi, oyunun kurallarý deðildir. Sosyolojidir, psikolojidir, felsefedir, hukuktur, ekonomidir, konuþtuðunuz dildir ve ötesidir. Sahip olabildiðiniz çoklukta bilgi sizi yorumda saygýnlýða, inanýlýrlýða, güvenilirliðe taþýr. Bilgiye, bilime dayanmadan söyleyip yazdýklarýnýzla ‘ilgi çekmeniz’, doðrudan güvenin, saygýnýn ifadesi sayýlamaz. Ýlgi çekmek, sizin sporsal geçmiþinizin güzelliklerinden gelir, ama eðer onun üzerine, en azýndan ilgili bilimsel bilgileri, gözlem gücünü, dil bilgisini, topluma saygýlý davranmayý katmadý iseniz, yarattýðýnýz ilgi yapay, deðersiz, köksüz, geçici bir ilgidir. Ancak düþünmeyen, ezberci toplumlarda deðerli gibi görünür.
Sorumsuz çýkarcýlar
Beþiktaþ ekonomik bir dar boðaza girmiþ. Yöneticileri açýkça demiþler ki “Durumu kurtarmanýn yolu, harcamalarý kýsmak ve geleceðin huzuru için bu dönemde sporsal geri kalýþlara katlanmaktýr.”
Bu zorunlu bir bedel ödemedir.
Gerçeði bile bile, futboldan gelen ünü nedeniyle sözüne-yazýsýna para verilen biri çýkýyor, Beþiktaþ yönetimini yeriyor!
Çünkü sorumluluðun ne olduðunu bile bilmiyor! Olaylarý iyi deðerlendirebilse idi dünya çapýnda yýldýz olurdu. Yerli yerinde saptanmýþ yolla ve o yolda yürüyüþ ilkeleri ile sorumsuzca ve saygýsýzca ‘dalga geçmek’ ayýp!
Siz yöneticileri, ancak saptadýklarý ilkeleri yeterli uygulayamadýklarý zaman yerebilirsiniz. Saygýsýz ve sorumsuzca yapýlan yorumlara kimi eski yöneticiler de katýlýyor.
Sözde kulübe katký için konuþuyorlar. Gizli hedefleri medyada yer almak. Kendine oynamak. Kendilerinin içinde olmadýðý Beþiktaþ’ý kullanmaktan hiç geri durmuyorlar!
Niye para vermiyorlar?
“Madem para vermeyeceklerdi, neden yönetici oldular?” Bu sitem yüklü soruyu sormakta kimi Beþiktaþlýlar.
Oysa tekmeye kafa uzatarak iþbaþýna gelen yönetim iþi yürütecek kadar kredi açýyor kulübe. Hem yeni yöneticiler de verdiklerini baðýþlamayacak ki. Daha öncekilerin yaptýklarý gibi geri alacak. Borç yiyen kulüp kesesinden yiyecek. O soruyu soranlara hak vermiyor deðilim. Çünkü yýllarca bir kandýrmacaya kurban edildiler. Sanýyorlar ki yöneticiler kulübe verdiklerini baðýþlýyor! Oysa tümünü geri alýyorlar. Bakýn önceki baþkan Demirören verdiklerini kuruþuna deðin alacaðýný açýkladý.
‘Para verme’ diye yapýlan tanýmlama çok hatalý. Doðrusu “Borç para vermek!”
Yöneticinin açtýðý kredinin, o aný kurtarmak ve faizsiz olmak gibi yararlarý var yalnýzca. Ve þunu unutmayalým. Beþiktaþ gelecekte ayaklarýnýn üstünde durup büyüklüðüne büyüklük katmak istiyorsa, bozuk ekonomisini düzeltmek için sporsal baþarýlardan biraz uzak kalmaya katlanacaktýr.
BIKTIK, USANDIK
l Kiþisel hýrslarýyla kulüplerini kavgalý hale sokup, topluluklar arasýna düþmanlýk tohumu eken yöneticilerden býktýk usandýk.