Ben Almanya, Ýngiltere, Ýtalya ve Ýspanya gibi ülkelerin; Moldova kývamýnda takýmlarla bugüne kadar özel maç yaptýðýna hiç tanýk olmadým. Duymadým, tarihte okumadým... Onlarýn ihtiyaç duymadýðý bu tür maçlarý biz niye alýrýz diye hep merak ederim. Dudak bükerim.
O takýmlarýn kendi ne ki, bize bir þey kazardýrsýn. Bu nedenle; yensek de / yenilsek de ciddiye almakta zorlandýðým bir konu... Kazansak moral olmaz, kaybetsek ders olmaz.
Ama, önceki rakibimiz Finlandiya, (Görünürde zayýf rakip olsa da); resmi maç olduðu için önem taþýdý. Her þeyden evvel; üç puan kazanmamýz, iddiamýzý pekiþtirmeye yaradý. Ancak ne oynadýk derseniz, bu konuda göðsümüzü kabartacak malzeme bulmakta zorlanýrýz. Doðrusu, benim için biraz hayal kýrýklýðý oldu.
***
En önemli parametre; erken kavuþtuðumuz 2-0’lýk skorun ardýndan, oyun disiplini/hevesi/temposundan çok çabuk düþmemizdi. Maça asýlmadýk, oyunu kendi doðal akýþýna býraktýk. Gol anlarý dýþýnda; doðru-dürüst kombine ataðýmýz, pozisyonumuz, tehlikemiz ve hatta hiçbir iyi þeyimiz yoktu. Ama medya; skorun hatýrýna, millilere pek haketmediði övgüler yaðdýrdý. Bu çok yanlýþ! Ýyi sonuç almýþ olmak, aradaki yanlýþlara limitsiz hoþgörü fýrsatý vermemeli... Bazý þeyleri anlayýþla karþýlamak baþka þeydir; ne yapýlýrsa yapýlsýn görmezden gelmek, çok daha baþka bir þey... Bu nüansýn inceliðini kaçýrýrsak, arada gerçekler de kaçar.
Milli takýmýmýzýn skoru yeterli görüp, oyun disiplininden kopmasý ve isteðini kaybetmesi; çok ciddi bir rahatsýzlýktýr. Almanya milli takýmý; Moldova ile hazýrlýk maçý almadýðý gibi, (Resmi ve özel tüm mücadelelerde) skor ne olursa olsun asla gevþemez. 3-0 galip olsa da ayný oyununu oynar, 3-0 yenik olsa da ayný... Bu terbiyeyi, bu iþ disiplinini, bu karalýlýðý bir türlü ilke edinemedik.
Ben ona yanýyorum.