Oyun kurduðunu sananlarýn oyunlarý bozulurken

Dünya tarihinde dönüm noktasý olan tarihlerde günlük yaþantýsýný sürdüren sýradan insanlar... Birkaç saat içinde belki de kahraman olacaklarýný bilmeden yaþayýp giderken... Acaba bulunduklarý tarihi dönemecin farkýnda mýydýlar? Coðrafyamýz iþte tam da tarih kitaplarýnda çokça bahsedilen o günlerden geçiyor. Eksik anlatýlan, yanlýþ anlatýlan tarih dilimleri “Nerede kalmýþtýk?” sorusuyla yeniden gündeme taþýnýyor. Bu kararý biz mi aldýk? Hayýr, elbette. Uluslararasý konjonktür fazla seçenek býrakmadý. Irak-Suriye ekseninde açýktan, Türkiye-Ýran ekseninde de akýllarý sýra perde arkasýndan alçak oyunlarla bir kurgu peþinde uluslararasý hegemonya. En son düþündükleri þey bu coðrafyanýn insanýnýn selameti. Belki de tek dikkate aldýklarý millet, Yahudiler. Bir de tabi, el atýlan topraklarda çanlarý yeniden çalmaya baþlayan kiliseleri öncelikleri haline getiren yetkili isimler var. Washington’un bu coðrafya ile ilgili “muhtarý” Brett McGurk’un sosyal medyada önceki gün paylaþtýðý çanlarý yeniden çalmaya baþlayan kilise fotoðrafýný arþivlerimize alalým. Ýleride bu fotoðraf belki de bugünkünden çok þey anlatacak.

Uluslararasý hegemonya sýnýrlarý deðiþtirmeyi kafasýna koydu.

Bu planlar karþýsýnda naif ve uzlaþmacý bir tutum altýnda olmak, kaybetmek ve küçülmek anlamýna gelecek. Aklýbaþýnda itirazlar, ülkenin menfaatlerinin korunmasý için olmazsa olmaz.

Türkiye’nin Suriye ve Irak cephesinde “iþlerine geldiði þekilde” adým atmasýný yani kendi kurallarýna göre oynamasýný bekleyenler büyük bir yanýlgý içindeler. “2023 hedefleri” diye yola çýkýlýrken, bir yüzyýl daha kayýplarýn zafer kýlýfý içinde sunulmasýna razý olmak için hesaplar yapýlmadý. Oyun kurduklarýný sananlar, bu coðrafya insanýnýn vatan sevgisi ve imanýný hesaba katmadýlar. Ýþte bu yüzden baþta FETÖ maþasýyla kalkýþtýklarý 15 Temmuz iþgal giriþimi olmak üzere tüm tuzaklarý bir bir bozuluyor. Gülümseyin, tarih yazýlýyor...

26 yýl aradan sonra Kdz. Ereðli

1972 yýlýnda dünyaya geldiðim, iki yýllýk bir Ýstanbul- Üsküdar parantezinin ardýndan 18 yaþýma kadar yaþadýðým ilçe Kdz. Ereðli. Üniversite için ayrýldýðým 1990 yýlýndan sonra ilk kez bu haftasonu gelme imkaným oldu... Çeyrek yüzyýldan fazla olmuþ. Ýlkokula baþladýðým Turgut Reis Ýlkokulu artýk ortaokula dönüþmüþ. Okulun kapýsýnýn yerinde bir duvar var artýk... Merdivenlerinde tam da 44 yaþýnda dönülen bir çocukluk mekanýna yakýþýr sarý yapraklar... Ve o merdivenlerden inerken þaka gibi okuldan yükselen bir Yeþilçam filmi fon müziði. Belki de içeride bir tiyatro oyunun provalarý var. Ama ana ne kadar yakýþtý o þarký.

Deniz astsubayý babamýn görevi nedeniyle oturduðumuz sahile sýfýr o lojman da yerli yerinde... Anadolu Lisesi’nden mezun olana kadar oturduðumuz o sahil þeridi de yerli yerinde... Çocukluðuma sonra ilk gençliðime þahitlik eden o ufuk da...

Dünyanýn en güzel sahil yolu mu olmuþ, o güzelim kýyý? Yoksa çeyrek asýr sonra o sahili, utangaç bir Ekim parlaklýðýnda turlarken bana mý öyle göründü? Baþýmý kaldýrsam çocukluðum koþarak önümden geçer mi? Hatýralar ve geçmiþten renklerle mi güzelleþti o gökyüzü? Zaman bir parantez açtý, akmaktan vazgeçip, kenara çekildi. Derler ya, hayatým bir film þeridi gibi geçti gözlerimin önünden. Ýþte aynen öyle oldu.