Ben þu an açým aslýnda. Daha iyi bilmeye anlamaya ihtiyacým olduðu için daha çok deneyimlemeye ihtiyacým olduðunu düþünüyorum. Sanatta, oyunculukta,”oldum ya da iþte bu!” demek mümkün deðil. Sürekli bir sonsuz dinamik sanat. Ama estetik filmler konusunda sanýrým kendime hakim olamadýðým bir isteðim ve heyecaným var.
Kaç Kaçabilirsen filminin güzel yýldýzý Tuðçe Karabacak filmdeki rolü için psikologlarla beraber çalýþtýðýný, seri katiller ve ünlü psikopatlar hakkýnda bilgi topladýðýný söyledi.
Türk sinemasý oyuncu açýsýndan son zamanlarda bir sýkýntý yaþamakta. Sadece güzelliðine veya yakýþýklýlýðýna güvenen, televizyon dizileri sayesinde iki günde þöhreti yakalayan isimlerin çokluðu dikkat çekiyor. Kaç Kaçabilirsen filminin güzel oyuncusu Tuðçe Karabacak ise bu enflasyonda ayakta kalan isimlerden. Kurt Seyit ve Þura, Þehrin Melekleri, 7Yüz dizisiyle, Aþk Kýrmýzý, Hayalet Dayý ve ödüllü Posta Kutusu filmiyle farklý bir kabiliyet ortaya koyan Tuðçe ile yeni filmini konuþtuk.
Kaç Kaçabilirsen filminin senaryosu geldiðinde sizi en çok etkileyen ne oldu?
Ayný filmin içinde ayný kiþi olarak farklý karakterleri canlandýracak olmam beni etkilemiþti.
Rolünüze nasýl hazýrlandýnýz?
Farklý karakterlerde karþýlarýna çýkýyorum izleyicinin. Kaç Kaçabilirsen filminde canlandýrdýðým kadýnýn sosyopat olduðuna karar verdim. Babasýyla ve kurbanlarýyla oynayan bir sosyopat. Baþta farklý karakterler taþýmasý akla þizofren olduðunu getiriyordu. Psikolog bir arkadaþýmý arayýp, ona karakterden bahsettim. O da þizofrende farklý karakterlere bilinçli ve kontrollü olarak geçiþ ve býrakýþýn mümkün olamayacaðýndan bahsetti. Tabii daha ayrýntýlý da konuþtuk ve sonrasýnda yönetmenimizle paylaþtým. Dünyaca ünlü bazý sosyopat ve seri katillerin hikayelerini de bu süreçte araþtýrdým.
Filmde spontane sahneler çekildi mi? Yolun baþýnda olan bir oyuncu için böyle sahnelerle baþ etmek kolay mý?
Özellikle komedi filmlerinde, iyi oyuncular sahne sýrasýnda mutlaka kendilerinden bir þeyler katýyorlar. O an kendini kaptýrýyorsun ve aðzýndan bir þey çýkýveriyor. O akýþta doðaçlama yerini buluyor. Evet zor tabii. Komedinin farklý bakýþ açýsýna sahip, sivri bir zeka gerektirdiðine inanýyorum. Ben henüz öðreniyorum, karþýmdan geleni karþýlamaya çalýþýyorum.
Dizilerle baþlayan bir kariyeriniz var. Genç bir oyuncunun sinema dilini oluþturmakta dizi sektörünün yýpratýcý þartlarý bir dezavantaj yaratýr mý?
Bence bu kiþisine göre deðiþir. Elbette dizi þartlarýnýn sinema dili oluþturmada dezavantajlarý var. Daha yüzeysel ve yorucu olmak zorunda dizi. Çok kýsa sürede uzun saatler izlenilebilecek bir iþ ortaya konuyor. Ama þu da bir gerçek ki, dizi çekerken ayný anda çok sinema filminde çok farklý bir karakteri canlandýran ve bunu baþarýyla yapan oyuncular var.
Beyazperde güzel kadýný sever. Ama oyuncu bu güzelliðine hem tecrübe hem de kabiliyetini katmalý. Bu anlamda siz kendinizi nasýl bir yerde görüyorsunuz?
Bir süre oyuncu koçu ile çalýþtým. Karakter yapýlandýrma, sahne bölünmeleri ve duygu-geçiþleri üzerinde çalýþmalar sadece birkaçý. Ýhtiyacým olan þeylerin farkýndayým. Bunun için de bu ihtiyacýmý karþýlayacak doðru insanlarla çalýþma planý içindeyim. Workshoplar bu konuda çok etkili. Tabii her insanýn kendi karakterini oluþturan farklý özellikleri var. Açýk olmasý, kapalý olmasý, enerjisi, zekasý, algýlarý da büyük etken bu yolda bence.
Cezmi Baskýn gibi bir usta ile rol aldýnýz, tecrübeli partnerlerle çalýþmanýn size getirisi nedir?
Tabii en baþta önemli bir deneyim. Sana karýþýyor ve sen birden onu büyük bir dikkatle dinlemeye baþlýyorsun. Merak ediyorsun. Bir þeyleri fark ediyorsun. Bu çok önemli!
Oyunculuðundan etkilendiðiniz Yeþilçam ünlüsü var mýdýr?
Var, olmaz mý? Zeki Alasya-Metin Akpýnar ikilisi ne müthiþtir. Þener Þen keza öyle.
Yeþilçam komedileri mi günümüzün komedileri mi diye sorsam?...
Yeþilçam bana daha samimi geliyor açýkçasý. Bir bilgelik, bir zeka olduðunu düþünüyorum. Ve karakterlerin hepsi bir þekilde bir dönüþüm yaþýyor. Biz ise hep bir Mr. Bean izliyor gibiyiz. Gülüyoruz, ama pek bir mesajý yok açýkçasý.
Dizi oyunculuðuna baþladýktan sonra hayatýnýzda neler deðiþti?
En büyük deðiþiklik benim. Dýþarýda deðiþen þeyler de oluyor. Tabii ki tanýyorlar veya oyuncu çevren artýyor, sosyal medyada da takipçi sayýn artýyor, ama bunlardan daha çok, sen deðiþiyorsun. Daha doðrusu, dönüþüyorsun.
Sinema dinamik bir sanat
1980’ler ve 1990’larda kadýnýn varlýðýný sinemamýzda hissedebilirdik. Artýk kadýn meselesi pek yer bulmuyor sanki filmlerde...
Evet, kadýn sorunlarý yeteri kadar iþlenmiyor. Konular çok baþka. Þimdi kimse sinemada kadýn haklarýna kafa yoran film çekmiyor. Bu bence boþ verilmiþ bir durum artýk.
Oyuncu olmaya ne zaman karar verdiniz?
Ben kendimde olan þeyleri geç fark edenlerdendim. Aþýk olduðumu sonradan anlarým, neyi isteyip istemediðim konularýnda da bu böyle açýkçasý. Karakterim böyle. Resmin ve müziðin içinde büyümüþ biri olarak oyunculuða da çok daha erken baþlamam gerekiyormuþ diyorum. Kendimi attýðým þeyi öðrendikçe, kendimi gerçekleþtirdikçe ve bu alanda ilerledikçe, sevdim aslýnda. hayal gücüm bana küçükken oyuncu olma hayali kurdurmadý. Ama onun varlýðýndan faydalanýyorum.
Oyunculuðunuzun hangi türe yakýn olduðunu düþünüyorsunuz?
Ben þu an açým aslýnda. Daha iyi bilmeye, anlamaya ihtiyacým olduðu için daha çok deneyimlemeye ihtiyacým olduðunu düþünüyorum. Hatta oyunculukta,oldum demek mümkün deðil. Sonsuz dinamik bir sanat. Ama sanat filmleri yapma konusunda bir isteðim ve heyecaným var.