Beyaz Saray Ulusal Güvenlik danýþmaný, Rus mevkidaþýný uyarmýþ ve ABD’nin Suriye rejim güçlerine çok aðýr bir darbe indirmeye hazýr olduklarýný söylemiþ.
Rusya’nýn bu açýklamaya karþý nasýl bir cevap verdiði tam olarak bilinemiyor, ama nasýl bir karþýlýk verdiði anlaþýlabiliyor. Rusya Savunma Bakanlýðý, çok yakýnda Doðu Akdeniz’e Kalibar füzeleriyle donatýlmýþ üç savaþ gemisi daha göndereceklerini duyurdu. Gönderilen savaþ gemileri, Þam yönetiminin olasý Ýdlib müdahalesinde, rejim güçlerine yardým edecekmiþ.
2015’den beri Rusya’nýn Doðu Akdeniz’deki askeri varlýðý artýyor. En son 25 Aðustos’ta Akdeniz’e inenlerle birlikte bölgedeki Rus savaþ gemisi sayýsý 16’ya ulaþtý. Ýdlib’de hedefe konan “muhalifler”, bir çok ülke tarafýndan radikal örgütler olarak tanýmlanýyor, farklý isimlerle anýlýyor; ama hiç bir devlet bunlarýn bir deniz savaþý hazýrlýðýnda olduklarýný iddia etmiyor. Aralarýnda denizaltýlarýn da bulunduðu Rus askeri filosunun gerçekten “muhalifler”le savaþacaðýný düþünmek akla yakýn gelmiyor.
Rusya’nýn Doðu Akdeniz’deki askeri gücünü artýrmasý ve daha da artýracak olmasýnýn doðrudan “muhalifler”le ilgisi olmayabilir. Atýlan adýmlar, Rusya’nýn Suriye’deki yönetime olan desteðin ne kadar kararlý bir destek olduðunu gösteriyor, bu önemli. Ama olur da ABD-Ýngiltere-Fransa koalisyonu Þam’ý bombalar ve yönetimin düþmesiyle sonuçlanan bir süreç yaþanýrsa, Rusya büyük bir kayýp yaþamaz. Zira Rusya Esad’ý desteklemiyor, Esad’ýn sýrtýný kendisine dayamasýný destekliyor.
Esad olsa da olmasa da, Rusya için önemli olan Doðu Akdeniz’deki askeri üssünün korunmasý, mümkünse de geniþlemesi. Dolayýsýyla Rusya için tehdit, Ýdlib’deki muhalifler deðil, buraya yapýlacak müdahaleyi bahane ederek bölgeye yeniden askeri anlamda girmeye kalkýþacak “Batýlý” koalisyon.
ABD’nin zaten bölgede olduðu düþünülürse, Rusya’nýn Suriye açýklarýna gemi üzerine gemi göndermesinin esas hedefi ABD’nin bölgedeki askeri gücünü artýrmamasý. Ancak, Doðu Akdeniz’de ABD’nin de epeyce askeri gemisi bulunuyor. Uçak gemileriyle Rusya’nýn Tartus Üssü’ne nazire yaparcasýna bölgeye yerleþtiðini hatýrlatmak gerek.
Rusya, ABD füzelerini ve askeri gemilerini yakýndan takip edip onlarý etkisiz kýlacak gücü Akdeniz’e yýðmakta kararlý olduklarýný açýklýyor; benzer tepkiler ABD’den de geliyor.
Halý kadar bölgeye bu kadar gemi giderse, istemeden de kaza çýkabilir. Trump ne düþünüyor bilinmez, ama Putin ABD ile olan ittifakýna son vermiþ gibi gözüküyor. Belki muhatabý Trump’ýn kalýcý olmadýðýný görmüþtür, belki de ekonomik yaptýrýmlar konusunda sýnýrý aþtýðýna ikna olmuþtur. Belki de ABD, aralarýndaki zýmni anlaþmayý ihlal etmiþtir.
Nedeni ne olursa olsun, Rusya’nýn ABD’ye “bana býrakýlan yerler, bende kalacak; geri almaya kalkmayýn” dediði açýk. Hatta o kadar açýk ki, önümüzdeki ay, Soðuk Savaþ sonrasýnýn en kapsamlý askeri tatbikatýný yapacak.
Rusya’nýn Doðu ve Orta bölgesinde olacak bu tatbikat, askeri anlamda doðrudan kimseyi tehdit etmiyor. Ama Çin ve Moðolistan ile ortak yapýlacak olmasý, ABD’ye epeyce mesaj verilmesini saðlýyor. Zaten anlamayanlar için Kremlin açýklama yaptý ve “Rusya’ya karþý saldýrgan tutumlar, bu tatbikatý meþru kýlýyor” dedi.
Rusya, ABD’nin küresel baþarýsýzlýklarýný kendi lehine kullanmakta baþarýlý; ayrýca laf deðil eylem üretiyor. Bu durumun ABD’de de karþýlýðý olursa, ki olacak gibi, Rus-Çin ittifakýnýn oluþacaðý öngörülebilir. Bu durumda Avrupa ülkelerinin tarihi bir seçim yapmalarý da þart olur.