Oyunun adýný doðru koyalým

Hamaset yapýlacaksa, hele tahrik konusu ‘bayrak’ ise, Ak Parti’de siyaset yapan kadrolardan daha iyi bunu yapacak liderler, Ak Parti’ye oy veren tabandan daha kolay ona tepki verecek bir kitle herhalde zor bulunur. 

Mithat Cemal Kuntay’ýn ‘Bayraklarý bayrak yapan üstündeki kandýr’ mýsralarýyla baþlayýp Arif Nihat Asya’nýn ‘Bir bayrak rüzgâr bekliyor’ çarpýcý mýsralarýna uzanan bir þiir daðarcýðý hamaset için yeter de artar bile...

‘Bayrak’ tahriki yapanlar da buna oynuyor...

Ancak zaman hamaset zamaný da deðil, oyuna gelme zamaný da... Tam tersine, þu günlerde en fazla dikkat edilmesi gereken nokta, tahriklere gelmemek, hamaset yapýyorum derken sabýrla oluþturulmuþ barýþ zeminini tahrip etmemektir.

Çok zor bir ruh hali bu. Bayraða saygýsýzlýk edenlerin amacý, hiç kuþkunuz olmasýn, insanlarýmýzý bu ruh haline sokmaktýr...

Neden?

Türkiye kronik bir sorununu geleneksel yöntemlerin dýþýnda bir yaklaþýmla çözme azminde. Hükümet bu yaklaþýmý benimseyince önce devletin aygýtlarýný ikna etti, sonra da ‘silâhsýz çözüm’ yöntemini halka kabul ettirdi. Bunun hiç de kolay gerçekleþmediðini biliyoruz. Ancak yine de süreç için geniþ bir mutabakat oluþturabildi hükümet.

Ülkeye iki yýla yakýn bir süredir çatýþmasýzlýk durumu hâkim; bu da sürece verilen halk desteðinin devamýný saðlýyor.

Ýstenen ve tahriklerle amaçlanan, önce bu desteðin yok edilmesi, sonra da sürecin boþa çýkartýlmasýdýr. ‘Bayrak’ eylemi ile, halkýn sürecin arkasýndan çekilmesi, bu arada sürecin taraflarý arasýnda var edilmeye çalýþýlan ve zar zor saðlanan güvenin berhava edilmesi hedefleniyor.

‘Komplo teorisi’ mi? Hayýr, gerçeðin ta kendisi...

Tertibin içinde yer almak için ‘bayrak’ konusunda farklý düþünceye sahip olmak gerekmiyor. Ülkenin sorununu ‘barýþçý’ yöntemle çözme sürecine girmesinden rahatsýzlýk duyan geniþ bir kesim var.

Ýçeride de var, dýþarýda da...

‘Dýþarý’ denilince akla illâ bir veya birden fazla devletin gelmesi gerekmiyor; yýllarca sorunu kendine ‘kariyer’ yapmýþ yabancý istihbaratçýlar, savaþkan ortamdan çýkar saðlayan silâh tâcirleri bile ‘þer odaðý’ olarak yeter... ‘Ýçeri’ denildiðinde de, gençliðini elde silâh her an öldürülmeyi bekleyerek daðda geçirmiþ militanlar akla gelmemeli; çözümün çýkarlarýna darbe vurduðu, hükümetin baþarýsýný kendi baþarýsýzlýðý olarak görebilecek pek çok kiþi, örgüt ve çevre var.

Sürecin siyasi heyetlerin görüþmelere baþlamasýyla yeni bir aþamaya girmesi... Çalýþtayla sivil topluma mal edilmeye çalýþýlmasý... ABD ve Ýran’la birikmiþ sorunlarýn ortadan kaldýrýlmasý için yeni bir zemin arayýþý... Bütün bunlar süreci baltalamak isteyenlere “Þimdi tam zamaný” dedirtmiþ olmalý.

Öyle bir havaya girdikleri, birbiri ardýna meydana gelen geliþmelerden anlaþýlýyor zaten...

Bayraða saygýsýzlýk bunun son göstergesi. Birlikte yaþama iradesine ters pek çok açýklama yapýldý yakýn zamanda: Kendisini zor tuttuðu bilinen devlet güçlerini tepki vermeye sevk edecek tâcizler arttý... Yol kesmeler ve belli bir bölgede sürdürülen kimlik denetimleri ile ‘egemenlik’ iddiasý gündeme taþýndý...

Her þey, hepsi tahrik için...

Devletin savaþçý reflekslerini tahrik için...

Oyuna gelinirse, ‘Yuh’ bize...