Öz deðerlerimiz içinde yetiþenlere gönül baðlýlýðýnýn bir tezahürü

Dün özel bir gün yaþadýk.. Acýlý ve amma, içinde güzellikler bulunan özel bir gün..

Ýstanbul'da iki aydýr hasretle beklenen kar fýrtýnasý ve þiddetli soðuða raðmen, dün Fatih Camii'nde sevdikleri bir insaný ebed yurduna uðurlamak için, insanlar binler halinde bir araya gelmiþlerdi.

Müslüman halkýmýz, elbette kendisine hizmet edenlere teþekkür eder, onlara sevgi- saygý duyar; ama, bir de o hizmet ehlinin, kendi öz- aslî deðerleri içinde yetiþmiþ olanlarý olursa, onlara daha bir derin baðlýlýk gösterir.

Dün iþte öyle bir sahne vardý.. Milletin aslî deðerleri içinden yetiþmiþ, iyi bir yöneticilik sergilemiþ ve efendi bir 'Müslüman' insana þükran duygularýný göstermek için binlerce insan.. Ki, büyük kesimi, orta ve alt gelir grubundan idiler. Soðuktan korunmak için yeteri kadar giyinmek imkânýndan bile mahrum olduklarý belli olan, su geçiren ayakkabýlarýnýn içindeki ayaklarýnýn üþüdüðünü belirten nice insanlar.. Buna raðmen, bu insanlar, kendilerine hizmet etmiþ ve kendilerinden birisi olan bir insaný ebediyet âlemine uðurlamak için gelmiþlerdi.

Üstelik, binlerce insan, sadece maskeli deðil, soðuktan korunmak için baþlarý ve boyunlarý da örtülü olduðundan, birbirlerini tanýmak imkânýndan da mahrum olarak; birbirleriyle baðlarý yok gibi, ama, gönül baðýyla baðlý idiler.

Bu baðlýlýk, hayatý sadece maddî iliþkilere göre deðerlendirenlerin, materyalistlerin anlayamýyacaðý bir manevî neþve ve sürûr hâlidir.

Üç gün önce Rize'ye giden Tayyib Bey, Cuma günü El'Aziz'e geçmiþti. Çünkü, orada, binlerce Kur'an Hâfýzý yetiþtirmiþ olan ve 106 yaþýnda vefat eden bir 'hoca'nýn cenazesinde bulunacak ve hemen o gün akþam da Rize'ye geri dönecekti. Ama, bu kez de, Cumartesi akþama doðru Kadir Topbaþ'ýn vefat haberini almýþtý. Onun Fatih Câmii'ne geliþi, o kalabalýðý bir muhabbet ve dua hâlesiyle dalgalandýrmýþtý.

Tayyib Bey'in, dün tâbut baþýnda yaptýðý kýsa konuþmada deðindiði üzere- Ýstanbul- Çarþamba'daki Ýmam-Hatib Okulu yýllarýndan beri kendisinden 3-4 sýnýf ileride olan Kadir Âbi'si ile dâva baðlýlýðý hiç kopmamýþ ve giderek güçlenmiþ, özellikle Ýstanbul'da son 35-40 yýldýr yapýlan bütün siyasî faaliyetlerde ve Belediye hizmetleri alanýnda da en yakýn çalýþma arkadaþlarýndan birisi olarak devam etmiþti.

O kadar ki, Kadir Bey Beyoðlu Belediye Baþkaný iken, 3 Kasým 2002 seçimlerine m.vekili olarak katýlmak isteyen bazý belediye baþkanlarýna izin veren Tayyib Bey, Kadir Bey'e izin vermemiþti. Bir dost, taa o zaman, 'Tayyib Bey, Kadir Bey'i Ýstanbul Belediye Baþkanlýðý'na hazýrlýyor, onun için m.vekilliðine sýcak bakmadý' demiþ ve aynen öyle de olmuþtu.

Bu arada, iki tabloya da deðinmek gerekiyor.

Kadir Bey'in tâbutu, dün sabah, 3 dönem baþkanlýk yaptýðý Ýstanbul Belediyesi önüne getirilmiþ. Oradaki törende, Belediye Baþkaný Ekrem Ýmamoðlu medyaya yansýyan bölümünden okuduðuma göre, 'Kadir Bey, Ýstanbul'u 4 dönem yönetmesiyle vatandaþlarýmýzýn kendisine özel bir teveccühü vardýr. Her zaman süreçleri saygýyla yürütmüþ, kimseyi kýrmamaya özen göstermiþtir. Allah rahmet eyleye..' diyerek, bir kadirþinaslýk göstermiþtir.

O törende hazýr bulunan Ýstanbul Valisi Ali Yerlikaya da bir konuþma yapmýþ. Onun konuþmasýnda ise, öz kültür ve inancýmýzdan bir esinti vardý: 'Bugün Ýstanbul'un Kadir aðabeyini, Ýstanbul beyefendisini uðurlamaya geldik.. Ömür dediðimiz nedir ki.. Allah'u Teâlâ, hepimize sayýlý nefes vermiþ.. Hepimiz, sonlu olan dünyaya, sonsuz hayatý satýn almak için geldik.. Herkesin aldýðý kendisine.. Mekâný Cennet ola..' diyordu, Vali Bey..

Cenazeden dönüp eve geldiðimde, baþta ayaklarým olmak üzere epeyce üþümüþtüm. Dýþarda kar yaðýyordu.. Edirnekapý'da oturduðum evin penceresinden Vatan Caddesi'ne doðru baktýðýmda, 1 km. kadar uzakta, gözüme ilk anda çarpan iki mekân vardýr, daima..

Birisi, milletin ordusu olan TSK'nýn darbeci-zâlim subaylarýnýn en alçakça usûllerle asarak öldürdükleri Adnan Menderes'le, Dýþiþleri Bakaný Fatin Rüþdî Zorlu ve Maliye Bakaný Hasan Polatkan'ýn, Ýmralý adasýndan 30 yýl sonra getirilen kemiklerinin yerleþtirildiði anýt-mezar; diðeri de, Turgut Özal'ýn ki..

Müslüman halkýmýz, bu her iki mezarda yatanlara da, -bazý yanlýþlarý varsa bile, -ki olmasý, tabiîdir- sadece ülkeye yaptýklarý maddî hizmetlerle izah edilemeyecek bir gönül baðlýlýðýyla baðlýdýr. Hele de, uðradýðý korkunç zulümler ve alçakça muameleler yüzünden Adnan Menderes'e..

O, 10 yýllýk baþvekilliði zamanýnda, fakir halk kitlelerinin biraz rahat nefes almasýna yol açan hizmetleri sebebiyle rahmetle; onu korkunç bir kamalist devrim histerisi ile dâraðacýna çekenler ise, lânetlerle anýlýyorlar. (Hatýrlayalým, Meclis'in 'Darbeleri Araþtýrma Komisyonu'na ifade veren eski Gen. Kur. Baþkanlarý'ndan Ý. H. Karadayý, 27 Mayýs 1960 Darbesi sorulduðunda, 'Ezân'ý nserbest býrakýlmasý bile o darbe için tek baþýna yeterli bir sebep idi..' demiþtir.)

Hakk'ýn kullarýna hizmet etmeye ve mazlum gönüllerini yapmaya gelenlere, iki dünyada da selâm olsun.