Öze dönüþ ve Ramazan

Dünyanýn gündeminde Ýdlip’den Doðu Akdeniz’e, Basra’dan Libya’ya kadar el yakan hararetli konular var. ABD ile Çin arasýndaki ekonomik gerginlik týrmanýrken, Ýran’a yönelik baskýlar Ortadoðu’da yeni senaryolarýn devreye konulmaya çalýþýldýðýný gösteriyor. Afrika’nýn birçok bölgesinde görülen darbeler, iç çatýþmalar ve kaos, endiþeleri daha da artýrýyor. 

Dünya genelinde bir akýl tutulmasý, keyfilik, zorbalýk ve vicdansýzlýk hüküm sürüyor. Buna karþý dünyayý adalet ve hakkaniyet üzere deðiþtirme idealiyle büyük bir mücadeleye giriþmek elbette kaçýnýlmaz bir sorumluluktur.

Ancak en büyük hakikatlerden birisi, insanýn nefsini deðiþtirmeden dünyayý deðiþtiremeyeceði gerçeðidir.

Dünyaya nizam verme mücadelesi nefiste baþlar. Nefsini düzeltemeyen dünyayý düzeltemez. 

Ýþte Ramazan böyle bir deðiþim için büyük bir fýrsattýr

Dünyayý kurtaracak büyük siyasi hesaplar yapmadan önce kendimize dönüp bakmak, dýþarýda olup bitenlere yönelik sorgulamalar yapmadan önce nefsimizi hesaba çekmek, baþkalarýný kýyasýya eleþtirmeden önce nefsimize eleþtiri oklarýný batýrmak daha doðru olandýr. 

Ramazan elbette bir ibadet ayýdýr. Ama ibadet dediðimiz olgu, bizi insan-ý kâmil yapma süreciyle doðrudan ilgilidir. 

Bu ayda hayâ, iffet, edep, güzel ahlak sahibi olmaya çalýþmak öncelikli uðraþýmýz olmalýdýr. 

Bu ay onarma, arýnma, canlanma, yenilenme, ýslah ayýdýr. 

Bu ay ataletten, rehavetten, kasvet ve ümitsizlikten kurtulma ayýdýr. 

Evet, kötü duygulardan, gayrý meþru arzulardan, dünyevi hýrs ve isteklerin insaný çürüten aðýrlýðýndan kurtulmak gerekiyor. 

Bunun için Ramazan bir yöneliþ, silkiniþ, istikamet belirleme fýrsatýdýr. Ýlahi buyruklar önümüze bir ‘yol’ koyuyor ve bu yol üzere istikameti kaybetmeden hedefe ulaþmamýz isteniyor. 

Bu yolculukta bazen içimize dönmemiz, inzivaya çekilerek kendimizi bulmamýz gerekiyor. 

Dinde öncü ve salih kiþilerin daðlara, maðaralara giderek inzivaya çekilmeleri hem düþünsel arayýþý, hem kötülüklerden uzak durmayý, hem de nefsini arýndýrma gayretini ifade ediyordu. 

Ramazan ayýnda özümüze dönmeliyiz. Bu öz, temiz fýtrattýr, aklýselimdir. Tüm iliþkilerimizi gözden geçirmeli, olmasý gerektiði gibi yeniden tesis etmeliyiz. 

M. Gazali’ye göre Peygamber Efendimizin (sav) Medine’de ilk andan itibaren koymaya çalýþtýðý davet esaslarý iliþkilerin tanzimiyle ilgilidir: 1. Ümmetin Allah ile olan iliþkisi, 2. Ümmetin birbiriyle olan iliþkileri, 3. Ümmetin yabancýlarla yani kendi dinlerinden olmayanlarla iliþkileri.

Ramazan’da yakýn aile fertlerimizle, akrabalarýmýzla, dost ve sevdiklerimizle, komþularýmýzla iliþkilerimizi olmasý gereken düzeye getirmeliyiz. 

Ýliþkimizin en saðlam halkasý olmasý gereken muhtaçlarla, fakirler, zorda-darda olanlar, engelliler ve mazlumlarla gönül baðýmýzý daha da geliþtirmeliyiz. 

Öze dönmek, alçak gönüllü, cömert, hoþgörülü, sabýrlý, samimi olmak demektir.

Ramazan ayýnda tutulan oruçlarýn, kýlýnan namazlarýn, yapýlan hayýr ve hasenatýn öncelikli amacý nefsi ýslah ve terbiye etmektir. Dinin temeli güzel ahlaktýr. Ahlak ise nefisteki duygularýn orta yolda olmasý, adalet çizgisinde karar bulmasýdýr. 

Dünyanýn deðiþime ihtiyacý olduðunu düþünüyorsak öncelikle kendimizi deðiþtirmeli ve sýrat-ý müstakim üzere olmalýyýz. 

Peygamber Efendimizin vurguladýðý ‘Allah’tan korkmak’, ‘adaletten ayrýlmamak’, ‘i’tidali býrakmamak’, ‘affetmek’, ‘þükretmek, zikretmek, tefekkür etmek’, ‘akrabayla iliþkiyi kesmemek’ gibi umdeleri hayatýmýzda hâkim kýlmalýyýz.