Seri hazýrlýk maçlarýndaki 3 rakibimiz de, Dünya Kupasý maçlarýnda mücadele edeceði için; onlar açýsýndan bu karþýlaþmalarýn önemi/deðeri/hedefi var. Ama ilk ikisinin görüntüsü, herhangi bir hedef konusunda iddialý olmadýklarý kanýsýný veriyor. Ýran da, Tunus da; ses getirecek, dikkatleri üzerine çekecek takým olma konusunda, yeterli motivasyon, hýrs ve teknik içinde deðiller. Bu halleriyle, gruplarýndan çýkmalarý mümkün görünmüyor.
***
Biz ise, zamanlama açýsýndan bize pek yararý dokunmayacak seri maçlarýn, sadece dolgu maddesi olduk. Ama bu halimizle bile, (Mesela Ýran maçýnda) onlardan daha iyiydik. Hissederek ve maçýn keyfini çýkararak oynadýk. Fakat Tunus karþýsýna bu dirililikte çýkamadýk. Ýlk yarý bitti; ele-avuca sýðan tek giriþimimiz yoktu. Neredeyse sýfýr pozisyonda kaldýk. Ýþin tuhafý, Tunus da, bizden pek farklý deðildi. Ama hiç olmazsa, sahalarýndan çýkarken daha organize görünüyorlardý. Paslaþmalarý daha gözle görülür, elle tutulur, teknik açýdan anlam ifade eden çizgideydi. Yine de bütün bunlarýn onlara ilk yarýda hiçbir olumlu etkisi/sonucu/yararý olmadý. Her iki takým için de; “Sýfýra sýfýr, elde var sýfýr” durumu oluþtu. Tunus’un son bir düzinelik maç içinde, hiç yenilgi almamýþ olmasý; garip bir çeliþkiydi.
***
Çizmedeki bir intirnet sitesinin “Ýtalya ligindeki en baþarýlý genç futbolcu” seçtiði Cengiz; büyük oy farký yaptýðý o baþarýsýndan sahada hiçbir esinti sunamadý. Gizlenerek oynadý.
Ýkinci yarýya daha dinç, daha agresif ve daha etkili baþladýk. Penaltýyla da olsa öne geçtik. O ana kadar yürüyerek bile deðil, resmen sürünerek oynanan sýkýntýlý maç, penaltý golüyle rakibi de tetikledi. Onlar da attý.
***
Kolunda kaptanlýk bandý olan Cenk Tosun’un anlamsýz öfkesi, hareketlenmeye baþlanan maçýn içine etti. Kýrmýzý gördüðü halde zor teskin edildi. Sonrasýnda yaþananlar, utanýlacak büyük bir rezaletti. Yuh artýk!