Özel okul teşvikleri

Uzun yıllardır gündemde olan ve özellikle dershane dönüşümü tartışmalarından itibaren merakla beklenen özel okul öğrencilerine uygulanması düşünülen teşvik, nihayet hayata geçiyor. Teşviklerin kurgusu ve uygulanmasına ilişkin çeşitli eleştirilerim mahfuz olsa da, MEB tarafından teşviklerin bu yıl hayata geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.

MEB, özel okullara yeni başlayacak öğrencilere yönelik eğitim ve öğretim desteği uygulama kılavuzunu Ağustos başında yayımladı. Destek miktarları öğrenci başına okul öncesi için 2.500 TL, ilkokul için 3.000 TL, ortaokul ve lise için 3.500 TL olarak belirlenmiş.

Şayet bugüne kadar çocuğunuzu özel okula gönderme konusunda yeterli imkânınız olmadıysa ve bu teşviklerle birlikte çocuğunuzu özel okula gönderebileceğinizi düşünüyorsanız 25 Ağustos’a kadar, e-okuldan teşviklere başvurabilirsiniz. Bir başka ifadeyle, çocuğunuzu göndermeyi düşündüğünüz özel lise örneğin 10 bin TL ise, bu lise teşvik kapsamındaysa ve siz de teşvik almaya hak kazanırsanız, çocuğunuzu 6.500 TL’ye bu liseye kayıt yaptırabilirsiniz. Geriye kalan 3.500 TL devlet tarafından karşılanacaktır.

Tabi bu örnek hesaplamada, özel okulların teşvik dolayısıyla herhangi bir manipülasyona ve fiyatlarında sanal bir değişikliğe gitmeyecekleri varsayılmıştır. Bu varsayım tabii ki tartışmaya açıktır. Dahası, teşvikten toplam 250 bin kişinin faydalanması öngörülüyor. Bu kadar çok kişinin birden destek alması durumunda, özel okul piyasasında ve fiyatlarında ne tür değişiklikler olacağını şimdiden kestirmek zor. Zor çünkü ilk kez bu yıl uygulanacak teşviklerden ne tür ailelerin ve özel okulların faydalanacağı konusunda elimizde ciddi hiçbir veri henüz yok.

Teşviğe başvuru yapmanız, teşvikten faydalanacağınız anlamına gelmiyor. Yine de çocuğunu düşük bir ihtimal dahi olsa özel okula göndermeyi düşünen bütün velilere tavsiyem, gecikmeden teşvik başvurusunu yapmaları.

Konuya özel okullar açısından bakıldığında da, belirsizlikler devam ediyor. Çünkü hangi özel okulların teşvik kapsamına alındığı da henüz net değil. Dahası, özel okullardaki mevcut öğrencilerin teşvik kapsamında olmaması da, özel okullar tarafından eleştiriye neden oluyor. Nihayetinde, geçen yıl teşvik olmadığında çocuğunu özel okula gönderen aileler teşviğe başvuramıyorken, teşvik olmasaydı dahi çocuğunu bu yıl özel okula gönderebilecek aileler teşviğe başvurabiliyor.

Çocuğunu devlet okuluna gönderen ve başka bir imkânı bulunmayan vatandaşların bir kısmı da, devletin neden özel okullara teşvik verdiğini sorguluyor. Birçok devlet okulundaki altyapı eksikliklerini gören vatandaşların bir kısmı, kamu fonlarının özel okullara aktarılmasına kökten karşı.

Özel okullara devlet tarafından kamu fonlarının aktarılması konusunda dünyada da ciddi tartışmalar var. Birçok ülke özel okullara fon aktarımını ancak fırsat eşitliğine katkısı temelinde savunabiliyor. Getirilen düzenleme veya teşvik, teşvik olmaksızın özel okula gidemeyecek vatandaşların lehine çalışıyorsa, düzenleme kamu otoriteri tarafından daha rahat savunuluyor. Aksi halde, zaten avantajlı bir seçkin azınlığın devam ettiği özel okullara kamu fonlarının aktarılması ciddi eleştirilere yol açıyor.

Bu anlamlı tartışmalardan dolayı, dünyada çok farklı teşvik modelleri söz konusu. Örneğin, belli bir gelir düzeyindeki 250 bin kişiye 2.500-3.500 TL teşvik verilmesi yerine, daha dar gelirli 50 bin kişiye 12.500 TL teşvik verilmesi de düşünülebilirdi. Bu örnekteki her iki modelin faydalanıcıları ve eşitlik açısından sonuçları, doğal olarak farklılaşmaktadır.

Bir teşvik uygulamasının başarısı, kaç kişinin teşvikten faydalandığıyla değil, kimlerin faydalandığıyla anlaşılabilir. MEB tarafından bu yıl başlatılan bu uygulama, seçkin bir azınlığın dışındaki orta sınıf ailelere ve onlara hitap eden özel okullara yararsa, uygulama başarılı olmuş olacaktır.