Özel yetkili mahkemeler buraya kadar

Özel yetkili mahkemeler Türkiye’nin içinden geçtiði kritik bir dönemin olaðanüstü þartlarýnda özel bir ihtiyaca cevap vermek üzere kuruldu. Baþarýlý hizmetler de gördü. Ama olaðanüstü dönemin þartlarý ortadan kalkýp her alanda “normalleþme” süreci baþlayýnca iþlevi sona erdi. Buna raðmen birtakým kaygýlar yüzünden çalýþmalarýna bir süre daha devam etmesi mümkün oldu. Oysa bu mahkemeler olaðanüstü þartlarýn ortadan kalkmasýyla birlikte yerini olaðan yargýya býrakmalýydý.

Diðer yandan bu mahkemelerin iþleyiþi baþýndan beri çeþitli problemlere yol açmaktaydý. Bu soruna yapýsal bir çözüm ihtiyacý çoktan kendini hissettirir hale gelmiþti.

Adalet yerini buluyor mu?

Özel Yetkili mahkemelerin yargý teamüllerine aykýrý görünen tutumlarý “adil yargý” bakýmýndan kaygý vericiydi. Delillerin karartýlmasý veya kaçma þüphesi bulunmadýðý durumlarda bile tereddütsüz “tutuklu yargýlama” usulünün uygulanmasý ve sanýklarýn tutukluluk hallerinin uzadýkça uzamasý “peþin ceza” olarak algýlanýyordu. Çünkü insanlar yargýlama sonucunda haklarýnda bir hüküm verilinceye kadar cezaevinde yatmak zorundalar. Böylesi bir uygulama adil yargýlamanýn ve hukukun temel prensiplerine aykýrý. Dolayýsýyla bu mahkemeler marifetiyle yürütülen yargýlamalarýn sonucunda adaletin yerini bulduðuna veya bulacaðýna güven duyanlar giderek azalýyordu.

‘Devlet içinde devlet’ eleþtirisi

Yargý kurumunun giderek sivil siyasetin alanýna müdahale edecek þekilde yetki alanýný geniþletmeye giriþmesi sivil siyaset bakýmýndan kabul edilemez bir durum. Bunun en ciddi örneðini MÝT Müsteþarýna yönelik giriþim sýrasýnda gördük. Baþbakan’ýn “devlet içinde devlet” benzetmesi bunun için anlamlý.

Diðer yandan özel yetkili mahkemelerin kamuoyunda tartýþýlan her uygulamasý muhalefet tarafýndan “AKP yargýsý” diye iktidara fatura ediliyordu. Siyasi iktidarýn böyle bir kamburu sýrtýnda taþýmasýnýn karþýlýðýnda aldýðý ödül kendi yetki alanýna ve hatta siyasi varlýðýna karþý yapýlan tecavüz olunca iþ deðiþti.

Türkiye’nin imajýna etkisi

Cumhurbaþkaný Gül, Odatv davasýnda tutuklu yargýlanan gazeteciler tahliye edildiðinde “Mahkeme nihayet verdiði kararla Türkiye’nin imajýna çok büyük katký saðlamýþtýr” demiþti. Türkiye’nin son zamanlarda uluslar arasý zeminde önüne en fazla çýkarýlan olumsuz tablo yargý düzeniyle ilgili problemler oldu. Tutuklu gazeteciler, uzun tutukluluk süreleri, ifade özgürlüðüne yönelik baský iddialarý vs...

Özellikle baskýcý yönetimler altýnda boðulan Arap dünyasý için Türkiye’nin “model” olarak görülmesini saðlayan en önemli artýlarý demokratik düzeni ve ifade özgürlüðü. Oysa olaðanüstü yargýlamalar Türkiye’nin bu anlamda model olmasýna indirilmiþ bir darbe oldu. Arap dünyasýnda bu konuyla ilgili yapýlan anketlerde Türkiye’nin model olma imajýnýn azalmaya baþladýðý görüldü.

Bu durum bile tek baþýna özel yetkili mahkemeler sorununa bir neþter vurulmasýný zorunlu kýlýyordu.