Özerkliklere baðýmsýzlýk dalgasýnýn en fazla vuracaðý ülke, Rusya’dýr!

Rusya’nýn federal yapýsý; Sovyetler Birliði döneminde halklara bu kadar haklar tanýnan düzeyde deðildi. Federatif yapý içerisinde Sovyetler döneminde de, özerklikler mevcut idi. Bu esasýnda çok milletli yapýnýn getirdiði göstermelik haklarýn tanýnmasý seviyesinde idi. Evet, her özerk bölgenin parlamentoda temsilcisi var idi. Herkes kendi bölgesinde yerel dilde yayýnlar yapabiliyordu.

Sovyet sistemi içerisinde, sisteme uyumlu olan her kiþiye yükselme þansý ziyadesiyle verilirdi.

Ayný durum, þimdiki baðýmsýz Rusya Federasyonu içerisinde de devam ediyor. Lakin Yeltsin döneminde Tataristan çok ciddi hamle yapabildi. O zamanki Tataristan Baþkaný Mintimer Þaymiyev, Yeltsin’e vereceði destek karþýlýðýnda, özerkliðe ciddi özgürlükler talep etti. Yurtdýþýnda temsilcilikler açmak ve baðýmsýz ekonomik politikalar uygulamak da bu özgürlüklere dâhil oldu. Yani her özerk bölge merkeze tabi iken, Þaymiyev o dönemde Rusya’nýn mevcut durumunu kullanarak, iyi bir hedefe varmýþ oldu. Tam da bu noktada, “tarihte þahsiyetlerin rolü inkâr edilemez” tezini hatýrlatmak isterim. Tataristan; Rusya içerisinde ikinci etnik yapýdýr. Hem demografisi, hem de Rusya içerisindeki etkisi, Tataristan’ý Rusya’nýn esas ana damarý olarak tanýmlattýrýyor.

Þaymiyev þu anda yönetimde deðil, lakin Tataristan’ýn aksakalý olarak devam ediyor.

Yeltsin döneminde alýnan haklara, Putin son iki senedir kýsýtlama getirdi. Merkezi hükümete baðlýlýðý ciddileþtirme adýna, ekonomik ve siyasi kýsýtlamalarý bu günlerde dile getirmemin nedeni; “Irak’taki referanduma ve sonuçlarýna Putin’in neden mesafeli duracaðýný ve neden biraz da zinde tutacaðýný hatta köprüyü yakmayacaðýný, lakin baðýmsýzlýða yanaþmayacaðýný” argümanlarla yazýya dökmek istedim.

Tataristan nüfusu, esasen Müslüman ve etnik yapýsý Türk’tür.

Rusya için bu iki gösterge, ciddi konudur. Türkiye’nin bu iki mesele üzerindeki alakasýný ve Tataristan gibi Rusya içerisindeki diðer özerk bölgelerin de, Türkiye’ye olan duygusal baðlarýný herkes bilmektedir.

Her ne kadar da bu coðrafya insaný, uzun yýllar Rusya etkisinde olmasýyla yapýsal olarak seküler ve Rusyacý olmuþ olsalar bile, ana damarda etnik kimlik ve dini mensubiyet, bu coðrafyadaki halklarýn bu durumu ezecek ortamlara tepkilerini ortaya koymaya mecbur edecek seviyededir.

Dolayýsý ile Türkiye’nin Rusya üzerindeki bu anlamda üstünlüðü söz konusudur. Türkiye bu durumu hiç kullanmasa bile, bu durum hep orada varlýðýný devam ettirmektedir.

Rusya; Türkiye’yi ve içerisindeki halklara etkisini, Osmanlý döneminden iyi biliyor. Rusya; tarih kitaplarýnda, tüm arþivlerindeki belgelerde, Türkiye karþýtý çalýþmalarýný, Ermeni kökenli vatandaþlara ve âlimlere teslim etmesinin altýndaki neden ise, meseleye tarihsel argümanlarla deðil, siyasi ve kasýtlý bakmayý Ermeni âlimler kadar zinde tutacak yapýsýnýn olmamasýna baðlýydý.

Rusya’nýn en fazla Türkoloji âlimlerinin Türk tarihçilerinin esasýný, Ermeni kökenli bilim adamlarýnýn oluþturmasý da, benim söylediklerimi teyit niteliðindedir.

Rusya’nýn etnik yapýsýnýn; Ruslardan yani Slavlardan sonra ki esas etnik yapýnýn Türklerden oluþmasý, Rusya’yý her zaman Türkiye ile hep ihyatlý olmaya itmiþtir.

Þimdiki Rusya derin kodlarýndaki endiþelerini hep korumaktadýr. Ve bunu zinde tutma adýna özellikle Ermeni ve Yahudi lobisi derinden çalýþmalarýna devam etmektedir.

Tarih enstitülerindeki doktora tezlerinin esasýný, Ermeni hocalarýn baþkanlýðýnda, Türkiye ve Osmanlý - Rusya iliþkileri üzerine fakat kasýtlý boyutta argümanlarla donatan durumu da, bu yazdýklarýma ekleyin.

Þimdi böyle bir durumda Tataristan örneði ile devam ederken, Kuzey Kafkasya’ya da odaklanmak lazým. Çeçenistan neredeyse sayýsal olarak savaþlarda eriyen ve yok olan,  savaþ kurbaný ahalisinin doðurganlýðý artýrma politikalarý ile 3 katýna yükseltmiþ durumda. Daðýstan vilayetindeki Avar, Lezgi ve diðer Türk halklarý yapýsý üzerine, ileride geniþ yazý ile sizi bilgilendirmeye gayret edeceðim. Lakin dikkatimi çeken bir þey oldu. Daðýstan Baþkaný Abdullatipov’un istifaya zorlanmasý ve ettirilmesi, yerine getirilen babasý Lezgi ve annesi Rus kökenli eski ordu mensubu askerin getirilmesi, Kafkasya’da Jirinovski’nin teklifinin geçerli olduðu istikametinde kanaati pekiþtirmektedir. Rusya; çarlýk döneminde olduðu gibi, gubernatörlerin (valilerin) asker kökenli olmasý siyasetini, yeni dönemde neden devreye soktu acaba? Bu soruya, daha sonraki yazýda beraber kafa yoralým..