Özgürlüðün sýnýrý yaþama hakký gözetilerek çizilmelidir
ABD Baþkaný Barack Obama’nýn Birleþmiþ Milletler genel kurulunda yaptýðý konuþmayý dinlerken, içimden geçen ilk düþünce, “Keþke Baþbakan Tayyip Erdoðan da toplantýya katýlsa ve Obama’ya cevap verseydi” oldu.
Cevap vermek için Obama’nýn ne diyeceðinden haberdar olmasý gerekmiyor. Hatta sýralamada Türkiye USA’nýn önünde yer aldýðýna göre Obama’dan önce konuþmuþ bile olsa, uðursuz filmle ve ardýndan meydana gelen geliþmelerle ilgili düþünceleri ABD baþkanýna cevap teþkil edecekti.
Obama gibi düþünenlerin ciddi bir açmazý var. Birkaç haddini bilmez kýþkýrtýcýnýn rol alanlarý da kandýrarak çektiði, sinema salonlarýna kimseyi götüremedikleri için en çarpýcý bölümlerini YouTube’a koyarak yaygýnlaþtýrdýklarý film için ‘kaba’ ve ‘iðrenç’ sýfatlarýný kullanýyor kullanmasýna, ancak filme eriþimi engellemek için hiçbir þey yapamayacaðýný da söylüyor...
Ülkesinde fikir özgürlüðü varmýþ; herkesin aþýrý, çirkin ve iðrenç de olsa görüþlerini hiçbir engelle karþýlaþmadan açýklayabilmesi gerekirmiþ... “Bana da hakaret ediyorlar” da diyor...
Bunu filmin varlýðýnýn öðrenildiði gün kopan tepki fýrtýnasýnda biri büyükelçisi olmak üzere dört diplomatýný Libya’da kaybetmiþ, haftalardýr temsilcilikleri önünde gösteri yapýlan, deðiþik ülkelerdeki üslerinde askerleri güneþe çýkamaz hale gelmiþ bir ülkenin baþkaný söylüyor...
‘Fikir özgürlüðü’ insanlarýn ‘yaþama hakký’ndan önce geliyor Obama’ya göre...
Oysa saplantýlardan uzak saðduyulu bir yaklaþým sergilese, hak ve özgürlüklerin öncelik sýrasý olmasý gerektiðini görür, hiçbir þeyin tek bir insanýn hayatýný kaybetmesinden daha önemli olmadýðýný anlardý.
Ne kadar uðraþýlýrsa uðraþýlsýn baþarýlamayacak iþlerden biri global bir tek kültür oluþturmaktýr. Bu sebeple yapýlmasý gereken, kültürlerin birbirini anlamaya açýk hale gelmesi, farklýlýklarýn düþmanlýk doðurmamasýdýr. Ýslâm Dünyasý’nda dini deðerlerin algýlanmasý baþka kültürlerden farklý oluyor. Ýnsanlarýn korunmasý için canlarýný fedaya hazýr olduklarý bir algý söz konusu Ýslâm Dünyasý’nda din alanýnda...
“Aþýrý tepkilere karþý çýkýn, kitleleri yatýþtýrýn” demekle olmuyor; bir ülkeden ýlýmlý tepki gelirken baþkalarýnda canlarýný seve seve feda edenler çýkabiliyor. Daha da önemlisi, “Görmezden gelin” tavsiyesi yüzünden, Obama araya mesafe koymaya çalýþsa da, ‘iðrenç’ film yüzünden ABD-karþýtlýðý zirve yapýyor... Obama’nýn tavsiyesine uyarak sükunet davetinde bulunan ýlýmlý siyasetçiler de halklarýnýn gözünden düþüyor...
Afedersiniz, ama uðursuz filmin verdiði mesajýn neresi özgürlük kapsamýna girmesi gereken ‘fikir’? Bu durumda ‘el-Kaide risalesi’ tercüme ettiði iddiasýyla bir ABD vatandaþý nasýl oldu da yargýlandý, neden anayasal ‘fikir özgürlüðü’ ona 17,5 yýl aðýr hapis cezasý verilmesine engel olmadý?
11 Eylül sonrasýnda ABD’de çýkartýlan ‘Yurtseverlik Yasasý’ ile ‘fikir özgürlüðünü’ne sýnýr çizildi; insanlar ABD’ye zarar verebilecekleri gerekçesiyle sorgusuz-sualsiz gözaltýna alýnabiliyor, yýllarca mahkeme önüne çýkartýlmýyorlar. Madem ‘fikir özgürlüðü’ne sýnýr konulabiliyor, o sýnýrý, farklý bir kültürün insanlarýnýn canlarýný feda edecek kadar sevdikleri bir dini þahsiyete alçakça hakareti de kapsayacak biçimde çizmenin ne mahzuru olabilir?
Yanlýþý yanlýþla korumak yakýþýyor mu?