Özgürlükleri koruma kanunu

Ýç Güvenlik Reformu Kanun Tasarýsý, gerçekte özgürlükleri korumayý öngören bir kanun tasarýsýdýr.

Bu kanun tasarýsýnýn hiçbir yerinde özgürlükleri býrakýnýz yok etmeyi sýnýrlamayý bile amaçlayan bir tek yasal düzenleme söz konusu deðildir.

Dahasý, yapýlacak düzenlemelerin AB müktesebatýna veya AB ülkelerindeki uygulamalara ters olduðunu söyleyenler gerçeði çarpýtýyorlar. Ýþin gerçeði, yapýlacak düzenlemeler AB müktesebatýyla uyumlu olduðu AB üyesi ülkelerdeki uygulamalardan bile demokratik özü itibariyle daha ilerdedir.

AB üyesi ülkelerde “polis devleti” mi?

Birkaç örnekle açýklayayým...

Bir: Molotofun silah sayýlmasý ve kullanýmýna karþý kolluðun gerekli müdahalede bulunma yetkisine sahip kýlýnmasý Almanya, ABD, Ýngiltere ve Ýrlanda gibi ülkelerde yýllardan beri uygulanan bir husustur. Özellikle bu ülkelerde molotofun üretilmesi ve satýlmasý bile yasaktýr.

Ýki: Toplantý ve gösterilerde yüzün tamamen veya kýsmen kapatýlmasýnýn cezai iþleme tabi tutulmasý. Bu da AB üyesi ülkelerde var olan bir husustur. Sahi, demokratik bir gösteride insanlar niye yüzlerini kapatma ihtiyacý duyarlar, ilginç yani...

Yüzlerini bu þekilde kapatýp molotoflarla terör estiren kriminal unsurlara arka çýkmanýn demokrasiyle ve hukukla alakasýný kuran varsa beri gelsin bilelim...

Üç:  Yapýlacak düzenlemelerle kolluða verilen arama yetkisi, özünden saptýrýlarak eleþtiri konusu yapýlýyor. Ýþin gerçeði þu: Kolluða verilecek arama yetkisi belirli þartlara baðlanýyor. Sadece mülki idare amiri tarafýndan sýnýrlý sayýda üst kolluk amirlerine bu yetki veriliyor. Yani her kolluk amiri ve memuru bu yetki kullanýmýna sahip deðil. Verilecek arama kararý yazýlý olma þartýna baðlanýyor. Acil durumlarda verilen sözlü emir ise en kýsa zamanda yazýlý hale getirilme zorunluluðuna baðlanýyor. Araba içinde yapýlacak aramalarda suç unsuruna rastlanýp rastlanýlmadýðýnýn bir tutanakla tespit edilmesi ve bunun bur suretinin de vatandaþa verilmesi zorunluluðu getiriliyor.

Peki AB ülkelerinde durum nedir?

Avusturya, Ýtalya, Almanya ve Ýngiltere gibi ülkelerde her kolluk personeli, üstlerinden bile izin almadan doðrudan kiþinin üstü, eþyasý ve aracýnda arama yapma yetkisine sahiptir.

Ýç Güvenlik Reformu Paketi’nde keyfi uygulamalarýn getirildiði iddiasý bu gerçeklik karþýsýnda anlamýný yitiriyor.

Yapýlacak düzenlemenin, adý geçen AB üyesi ülkelerden daha denetime açýk bir demokratik düzeneði öngördüðü gözden kaçýrýlmamalýdýr.

Dört: Gözaltýna alýnma yetkisi de ayný þekilde suçüstü haliyle sýnýrlandýrýlmaktadýr. Kolluða her istediðini her yerde göz altýna alma yetkisinin tanýndýðýný iddia edenler gerçeði çarpýtýyorlar. Mülki amir burada da belirli suçlarda sýnýrlý kolluk amirlerine bu yetkiyi vermektedir. Amaç belli: Terör unsurlarýna karþý toplumsal barýþý saðlamak... Kamu düzenini bozmaya çalýþan kriminal unsurlara karþý önleyici tedbirler almak... Bu tür durumlarda kolluða kriminal unsurlarý 24 saat göz altýna alma yetkisi veriliyor. Þiddete dayalý toplu suçlarda bu süre 48 saate çýkartýlýyor. Bu 48 saatlik süreye ise savcýlýk karar veriyor. Savcýlýk gerekli görürse bu süre azami 4 güne de çýkartýlabiliyor.

Bundan rahatsýzlýk duymak niye?

AB üyesi ülkelerde bu tür durumlarda sürenin 24 saatten baþlayýp 72 saate kadar uzandýðý biliniyor.

Ýþte örnekler:

Ýngiltere’de kolluða tanýnan gözaltýna alma süreci 36 saat. Fransa’da 24 saat. Almanya’da 24 saat. Avusturya’da azami 28 saat. Ýtalya’da 24 saat. Danimarka’da 24 saat, ama azami 4 gün. Ýrlanda’da 48 saat.

Örnekleri çoðaltmak mümkün, ama gereksiz...

AB üyesi ülkelerde polise tanýnan bu gözaltýna alma yetkisi süre itibariyle savcýlýk kararýyla daha da uzatýlabilmektedir.

Beþ: Kolluða tanýnan suç önlemeye dönük dinleme yetkisi, demokratik bir yasallýk zeminine oturtuluyor. Her türlü keyfilik için de etkin idari ve meclis denetimi öngörülüyor.

Kolluða tanýnan dinleme süreleri, mevcut kanunlardaki süreyle ayný. Yani süre artýrýmý söz konusu deðil.

Keyfiliðin önlenmesi için getirilen idari denetim çok sýkýlaþtýrýlýyor. Sýralý amirler, Bakanlýk Teftiþ Kurulu ve Baþbakanlýk Teftiþ Kurulu tarafýndan bu dinlemelerin yasal çerçevede yapýlýp yapýlmadýðýnýn denetlenmesi öngörülüyor. Dahasý, bu kurumlarýn hazýrladýðý raporlarýn TBMM bünyesinde oluþturulan “Güvenlik ve Ýstihbarat Komisyonu”nu sunulmasý þartý getiriliyor. Böylece ilk defa hem idari hem de meclis denetimi getiriliyor.

AB üyesi ülkelerden çok daha ileri denetim mekanizmalarýnýn getirildiði bir yasal düzenleme üzerinden “polis devleti” suçlamasýnýn getirilmesi, tamamen bilinçli bir algý operasyonunun ürünüdür.

CHP, MHP ve HDP tarafýndan getirilen bu iddialarýn bir teki doðruysa eðer, o zaman AB üyesi ülkelerin toptan “polis devleti” olduðu gerçeði ortaya çýkar ki bu akla ziyan bir yorum olur.

Paralelci ittifak veya þer korosu

CHP, MHP ve HDP’nin gerçekte vatandaþlarýmýzýn özgürlüklerini koruma altýna alan bu kanun tasarýsýna birlikte karþý çýkýyor olmalarý manidardýr.

Demek ki birbirinin hasmý gibi görünen bu partiler gerçekte “üst aklýn” farklý ünitelerini oluþturuyorlar ve AK Parti söz konusu olduðunda ayný cephede bir araya getirilebiliyorlar.