Özkök Paþa daha ne desin?

Özkök Paþa nihayet konuþtu ve darbenin de, cuntanýn da, muhtýranýn da gerçek olduðunu bir kez daha anladýk. Aslýna bakarsanýz bakan göz, duyan kulak ve düþünen bir beyin için darbe giriþiminin varlýðýný bilmede Hilmi Özkök’ün ifadelerine ihtiyaç bile yoktu. Buna raðmen bazýlarý çýkýp “muhtýrayý konuþmak darbeye teþebbüs deðildir” diyebiliyor. Veya birileri çýkýp “gördünüz iþte, sadece konuþmuþlar, eyleme geçmemiþler” türünden konuþabiliyor. Sanýrsýnýz “darbe yapalým” diyenler yüzbinlerce askerin, tanklarýn, toplarýn ve füzelerin komutaný deðil de, sokaktan geçen sarý çizmeli Mehmet Aða...

Belli görevlerdeyseniz aðzýnýzdan çýkan sözler eyleme teþebbüstür, hatta bazen eylemin ta kendisidir. Yüzbinlerce askerin baþýndaki adam “muhtýra verelim arkadaþlar” diyorsa bu sözler astlarý için emirdir. Nitekim bu emirlerin önemli ölçüde yerine getirildiðini ve ülkede darbe ortamýnýn olgunlaþtýrýlmaya çalýþýldýðýný hepimiz yaþadýk, gördük... Kaldý ki dönemin Genelkurmay Baþkaný Özkökifadesinde Balyoz davasýna konu olan 2003 yýlýndaki seminerde maksadýn aþýldýðýný açýk açýk ifade ediyor.

Özkök’ün “Bu seminer icra edilmiþ, fakat en tehlikeli senaryo amacýný biraz aþkýn þekilde oynanmýþ. Siyasî kiþiler ve siyasî olaylar, gerçekmiþ gibi oynanmýþ. Ben de Kara Kuvvetleri komutanýna incelettim” sözleri bizlere açýkça gösteriyor ki Balyoz senaryosu her an uygulamaya sokulacak bir darbe giriþiminin ön çalýþmasý olarak uygulanmýþ.

***

Yine Özkök’ün sözlerinden anlýyoruz ki Özkök þüphelendiði veya yanlýþ bulduðu birçok olayda soruþturma veya inceleme baþlatmamýþ, hatta bu durumu astlarýyla veya üstleriyle de paylaþmamýþ. Yani darbeci astlarýna “arkadaþlar yapmayýn” dememiþ, üstü olan Baþbakana ve Cumhurbaþkanýna da “efendim bizim çocuklar içinde darbe yapmak isteyen, hatta hazýrlýkta bulunanlar var” dememiþ. Dememiþ, çünkü elinde kanýt yokmuþ...

Hepimiz o günleri yaþadýk, cinayetler, sokak gösterileri ve medya kampanyalarýnýn tek elden nasýl planlandýðýný gördük. Özkök Paþa kendisini boþ yere yormasýn. O da biliyor, biz de biliyoruz ki darbe giriþimlerini tek baþýna önlemesi zordu. Bu konuda biraz daha aktif olsaydý TSK’nýn bazý generalleri kendisini komutan olarak tanýmazdý ve Ordu içinde huzursuzluk baþ gösterirdi, belki de bu süreç darbecilerin iþine yarardý ve darbe gerçekleþirdi. Ancak Özkök’ün saðduyulu ve sabýrlý duruþu kendi dönemindeki darbeci generallerin suçunu da kapatmýyor.

***

Ýfadelerden anlýyoruz ki generaller arasýnda muhtýra da konuþulmuþ. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutaný Aytaç Yalman“muhtýra verilmesini bir hareket tarzý” olarak TSK’ya önermiþ. Ayrýca Özkök detaylarýna girmese de rakip paþalarýn kendisi hakkýnda nasýl yýpratma kampanyalarý düzenlediðinden de bahsediyor. Aslýnda bu sözlerden anlýyoruz ki Ordu’nun içinde o dönem kendilerine göre Genelkurmay Baþkaný getirmeye çalýþan bazý cuntalar da oluþmuþ. Hatta Genelkurmay Baþkaný Özkök Cumhuriyet gazetesi yazarý Mustafa Balbay’a “kendini kullandýrma” diye haber bile göndermiþ. Özkök, medya kampanyalarýndan hareketle kendisini istifaya zorlamaya dönük bir kampanyanýn baþlatýldýðýný da düþünmüþ.

En önemlisi Özkök Paþa darbe günlüklerini de teyit etti. Özkök Ayýþýðý ve Yakamoz belgelerinden de haberdarmýþ ve bu konuda Eruygur’u uyarmýþ.

Dediðim gibi, benim darbe giriþimleri, cuntalar ve muhtýra çabasý ile ilgili olarak Özkök Paþa’nýn açýklamalarýna ihtiyacým yoktu. Cinayetleri, cinayet giriþimlerini, medya kampanyalarýný ve ortaya çýkan belgeleri alt alta koyan her insaflý akýl neyin ne olduðunu açýkça görürdü. Bu baðlamda Özkök Paþa’nýn açýklamalarý gerçekleri görenlerin iþini kolaylaþtýrmaktan ziyade, yaþananlarý anlamak istemeyenlerin iþini zorlaþtýrmýþtýr. Yine de paþaya sitemlerimi iletmek zorundayým: Keþke çok daha önce konuþsaydýnýz. Mesela bir 5 yýl önce...