Özkök’ün anlamadýðý yazýdan siz ne anladýnýz?

Ertuðrul Özkök, “Edebiyattan anlar, þiirden, romandan anlar. O mahallede selamlaþacaðýnýz insanlardandýr” diyerek bu satýrlarýn yazarýný övmüþ, eksik olmasýn. 

Ben de onu öveceðim:

Birçok özelliðini eleþtirdiðim (hem de aðýr sözcüklerle eleþtirdiðim) Ertuðrul Özkök her þeye raðmen “hakký teslim edilesi” bir insandýr. O da birçok þeyden anlar.

Bana göre kötü fikirlerin sahibidir ama kötü bir yazar deðildir.

Hatta iyi bir yazardýr.

Mustafa Ceceli’ye ve Ciciþler’e takva dersi veren Ahmet Hakan Coþkun’dan daha iyidir. (Bu adam Ciciþler’e kadar düþtü mü yahu! Salih Tuna’nýn dünkü yazýsýný okumanýzý öneririm.)

Medeni de bir insandýr...

Keþke “Yazý” dergisi yýllarýnýn “Fransa görmüþ Ertuðrul Özkök”ü olarak kalsaydý da, içgüdüleriyle karþý çýktýðý konularda yazmak zorunda kalmasaydý. Bizi de uðraþtýrýp durmasaydý buralarda. O yýllarýn “kýrýntýsý” bile yetiyor aslýnda. Köþelerde birbirinize amansýzca sallasanýz da, oturup çok güzel edebiyat muhabbeti koyultabilirsiniz; “yeni dalga”nýn ve “yeni roman”ýn saçma sapanlýðýndan konuþabilirsiniz.

Buna vaktimiz ve sabrýmýz yok ne yazýk ki. Yüklenmek zorunda kaldýðýmýz sorumluluklarýmýz buna izin vermiyor. Birbirimizi tüketerek düze çýkacaðýmýza inanýyoruz.

O halde “gündemimize” dönelim ve birbirimizi yemeye devam edelim.

Baþlýyorum:

Ertuðrul Özkök’ün anlamadýðý, anlamadýðý halde taltifle karýþýk eleþtirdiði yazýmda, “Erdoðan’la barýþmak istiyorsanýz, þunlarý ve þunlarý yapýn” demiþ, araya espriler sýkýþtýrarak bazý “tutumlara” iþaret etmiþtim. Çünkü Erdoðan’ýn dostluk giriþimleri, “barýþ” talebiyle ortaya çýkan medya grubu tarafýndan sürekli sabote edilmiþ; bugün dostluðu istenen þahsa (yani Erdoðan’a) karþý sürekli siyaset dýþý odaklarla (darbecilerle, cuntacýlarla, çapulcularla, terör gruplarýyla) iþ tutulmuþtu.

Bunu hatýrlattým.

Özkök’ten þöyle bir cevap geldi: “Devam et kardeþim. Devlet de arkanda, savcý da, polis de, ordu da, hâkim de. Niþantaþý’na buldozerle gir. Kadýköy’ü yerle bir et, Trakya’yý, Ýzmir’i, Çeþme’yi, Akdeniz’i, Ege’yi, Ýstanbul’un, Ankara’nýn yarýsýný, Güneydoðu’yu haritadan sil.” (Bu “iyi yazar” noktalama iþaretlerini ne kadar kötü kullanýyor!)

Bu mantýða (bu garip çýkarsamaya) verilebilecek en “uygun” cevap þudur: “Ne alaka? Sen önce okuduðun yazýyý doðru anla.”

Bunu yapmayacaðým, taltife taltifle karþýlýk vereceðim:

Ey Ertuðrul Özkök, sen ki “iletiþim” nedir, “soyutlama” nedir, “ima” nedir, “telmih” nedir, Fransa nedir, Sartre kimdir bilen insansýn. O yazýdan çýkara çýkara, “Ben kavgaya devam ederim arkadaþ” sonucunu mu çýkardýn?

Bu ülkenin laikleriyle de barýþ yapmasýný istediðin Erdoðan, hatýrlarsan, gururla Ýstanbul’un kalbine sapladýðýnýz “Trump Towers” adlý ucubeyi, her þeye raðmen “ülkenin gururu” sayarak açýlýþ töreninize katýlmýþ, hasbi sayýlabilecek bir baþlangýç yapmýþtý. Sonrasýnda hangi tutumlara girdiðinizi hatýrlatmayayým. Mahcup olursunuz...

Hem, “bu ülkenin laikleri” de nereden çýktý? 

Önceki yazýnda, “Doðan Medya Grubu” adýna barýþ istiyordun; “Ýsrail’le anlaþtýnýz, bizlerle niçin anlaþmýyorsunuz?” diye sitem ediyordun. “Bu ülkenin laikleri” adýna konuþma, dahasý barýþ teklifinde bulunma hakkýný nerden aldýn, kimden aldýn?

Erdoðan’ýn bu ülkenin laikleriyle bir meselesi olduðunu düþünmüyorum. “Laiklik” umdesiyle bir meselesi olduðunu da düþünmüyorum. (Hepinizin övmekten bitap düþtüðü Mýsýr konuþmasýný hatýrlatýrým.)

Belki, “bu ülkenin laikleri” diye kodladýðýn siyasal kesimin Erdoðan’la meselesi vardýr.

Daha doðrusu, sizin Erdoðan’la bir meseleniz var...

Meselenizi çözün. Dediðim budur.

Bu konuda bazý tüyolar da vermiþtim: Düþmanlýðýnýzda ve dostluðunuzda net olursanýz, karnýnýzdan konuþmazsanýz, hevesli darbecilere ve kalkýþmacýlara hizmet etmezseniz, paralelcilerden uzak durursanýz, ülkenize savaþ açmýþ odaklara mikrofon uzatmaktan vazgeçerseniz, devletin terörle mücadelesine destek verirseniz, polemik yaptýðýnýz yazarlara cevap yetiþtirirken araya “Devam et kardeþim, istersen Güneydoðu’yu haritadan sil” türünden sinsi ifadeler yerleþtirmezseniz ve “kurnazlýðý” siyaset yordamý olarak benimsemezseniz niyetinizin sahih olduðu anlaþýlýr ve özlediðiniz barýþ iklimine kavuþursunuz.

Çözün meselenizi!