Kemal Kýlýçdaroðlu’na yakýn sosyal medya hesaplarýnda Öztürk Yýlmaz aleyhtarý paylaþýmlarý okuyunca gülüyorum.
Genel baþkanlarýna yönelik eleþtiriler karþýsýnda ortalýðý yýkan arkadaþlar, ayný Öztürk Yýlmaz Halk TV stüdyosuna kurulup gazeteci tehdit ettiðinde susmuþlardý.
Ne susmasý? Zil takýp oynamýþlardý...
Çünkü Öztürk Yýlmaz (nam-ý diðer Muhasebeci Kenan) CHP’li olmayan gazetecileri tehdit etmiþti. (Ýktidara geldiklerinde Ahmet Kekeç’e neyi yedireceklerini hep birlikte görecekmiþiz...)
Baþka marifetleri de vardý Öztürk Yýlmaz’ýn:
ÖSO’ya “terör örgütü” yakýþtýrmasýnda bulunmuþtu.
FETÖ aðzýyla Fýrat Kalkaný ve Zeytin Dalý harekatlarýný eleþtirmiþti.
Bazý “izaha muhtaç” temaslarýn içinde yer almýþtý.
FETÖ’cülerin dergisine (üstelik 17/25 Aralýk sürecinden sonra) röportaj verip ülkesini suçlamýþtý.
CHP’li arkadaþlar o dönemde bunlarý kurcalama gereði duymamýþlardý niyeyse...
Bir de paraþütle indirip genel baþkan yardýmcýlýðýyla onurlandýrmýþlardý.
Þimdi küfrediyorlar.
Birazdan, “yeni baþlayan” CHP’liler için bazý tüyolar vereceðim. Biraz da oradan devam etsinler. Ya da Öztürk Yýlmaz’ýn partiye nasýl itildiðine iliþkin bazý tahminler yürütsünler.
Eski bir yazýmdan (kýsaltarak) alýntýlýyorum:
Muhasebeci Kenan, uçaktan indiðinde yüzünde ufak tefek çizikler vardý.
Uçaða bindirilip Türkiye’ye yollanýncaya kadar muhasebeci Kenan’dý.
Uçaktan, “Musul Baþkonsolosu Öztürk Yýlmaz” olarak indi.
Kamuoyu, Öztürk Yýlmaz’ýn yüzündeki ufak tefek çiziklerin DEAÞ teröristleriyle boðuþma esnasýnda “meydana geldiðini” düþünüyordu.
Bu yiðit Türk diplomatý teröristlere pabuç býrakacak deðildi ya, mutlaka bir arbede çýkmýþtýr, Öztürk Yýlmaz’ýmýz da dayanamayýp teröristin suratýna kafayý gömmüþtür ve “yaralanmýþtýr...”
Deðilmiþ...
Kendi aþçýsý Ercan Köksal’la dalaþmýþ...
Daha doðrusu, durduk yerde aþçýsýný yumruklamaya baþlamýþ; adamcaðýz da, ne yapsýn, eline geçirdiði bir bardakla mukabelede bulunmuþ. Ve yüzündeki o “ufak tefek çizikler” oluþmuþ.
Bu bilgileri, Öztürk Yýlmaz’ýn korumalýðýný yapan Özel Harekât Polisi Settar Yaþar’dan öðreniyoruz.
Bu yiðit ve deliþmen Türk evladýnýn, “kurtarýldýktan” ve sað salim ülkesine getirildikten üç yýl sonra, Meclis’in “güvenli” çatýsý altýnda DEAÞ teröristlerine nasýl salladýðýný, nasýl küfürler ettiðini hep birlikte izledik.
Kimseden korkmuyormuþ... Þehit olmak istiyormuþ... Gelsinlermiþ...
Gelmiþlerdi, þehit olma imkâný sunmuþlardý ama “kahraman” Öztürk Yýlmaz’ýmýz “Muhasebeci Kenan” kimliðinin arkasýna gizlenmiþti. Þehit olma fýrsatýný kaçýrmýþtý.
Bir de “Avrupa Bakanlýðý” macerasý var yiðit diplomatýmýzýn...
Birkaç hafta çalýþmýþ bakanlýk bünyesinde... Sonra gönderilmiþ. Daha doðrusu kovulmuþ.
Niye kovulduðunu Dýþiþleri Bakaný Mevlüt Çavuþoðlu açýkladý.
Kovulduktan sonra þansý dönüyor Öztürk Yýlmaz’ýmýzýn. FETÖ sanýðý Gürcan Balýk’ýn Dýþiþleri’nde etkin olduðu dönemde terfi ettirilerek Musul’a Baþkonsolos olarak atanýyor.
Musul’dayken FETÖ’cülerle irtibat kuruyor, FETÖ okullarýný ziyaret ediyor, filan...
Bunun belgeleri (görüntüleri) yayýnlandý.
Diyeceksiniz ki, “Ne var yani? FETÖ’cülerle herkes irtibat kuruyordu, hatta ahbaplýk yapýyordu. Öztürk Yýlmaz’ýn birlikte görüntü vermesi mi kabahat oldu?”
Haklýsýnýz ama Öztürk Yýlmaz, FETÖ “suç örgütü” olarak tescil edildikten ve MGK’nýn kýrmýzý kitabýna girdikten sonra örgütle irtibat kuruyor.
Bununla da kalmýyor, “irtibat tarihinden” yaklaþýk bir yýl sonra, yani 15 Temmuz darbesinden 8 ay önce, örgütün haftalýk yayýn organý “Aksiyon” dergisine röportaj veriyor ve ülkesini suçlayan açýklamalar yapýyor...
Dahasý da var ama yer kalmadý.
Benden “þimdilik” bu kadar...
CHP’li dostlar biraz da buradan devam etsinler.
Bu “deðerli” diplomatý CHP’ye kim çakmýþ?
Biraz tahmin yürütsünler!