Özyönetim deðil, Kürt halkýna boyun eðdirmek istiyorlar

Elimiz yüreðimizdeydi, korkuyorduk ve  korktuðumuz baþýmýza geldi. Dargeçit’e gelip hendek kazanlar, halký evinden tahliye edip o evlere yerleþen PKK’lýlar, tahliye edilemeyen ailelere zarar verecekler diyorduk. Geçen hafta öyle de oldu, Kýlýç ailesinin evini taradýlar ve iki kiþiyi öldürüp, iki kiþiyi de aðýr yaraladýlar.

Dargeçit merkezde on bin kiþi yaþýyor. Kala kala 2 bin kiþi kaldý. Onlar da daðdan gelen PKK’lýlarýn ortasýnda kaldýlar. Kýlýç ailesi bu ateþ çemberinin ortasýnda kalan ailelerdendi. Maalesef tahliye edilemedi. Dargeçit’i iþgal eden silahlý PKK’lýlar, Kýlýç ailesinin yaþadýðý evi aðýr silahlarla taradýlar. Ateþ altýnda kalan Necim Kýlýç ve kýzý Sabahat Kýlýç öldü, anne Fatma Kýlýç kocasýna sarýlýp siper olmak isterken vuruldu, o da aðýr yaralandý. Diðer kýzlarý Selamet Kýlýç da annesi gibi yaralý kurtuldu.  Anne kýz Mardin devlet hastanesinde, yoðun bakým ünitesinde yatýyorlar. Fatmak Kýlýç’ýn sýrtýndan giren mermi, ciðerinden bir parçayý alýp götürdü, kaburgalarýný parçaladý, doktorlar yaþasa da, felç kalacaðýný söylüyorlar. Kýzý Selamet Kýlýç AK Parti kadýn kollarý üyesi, Haziran ve Kasým seçimlerinde tehditler alýyordu. Bir YDGH üyesi Selamet’e bir gün ‘sizden en az yüz kiþiyi öldürmek lazým, yoksa Dargeçit düzelmez! ‘ demiþ. Kerboran’da þimdilik, Ýki kiþiyi öldürebildiler, geriye 98 kiþi kaldý!. Kürtler’i öldüre öldüre,  özyönetimi kuracaklar!

Dargeçit’te katlettikleri iki kardeþimiz, daha gömülemedi, morgta bekletiliyor. Güvenlik önlemleri altýnda  gömülmelerini doðru bulmadý yakýnlarý. Sokaða çýkma yasaðý devam ediyor Dargeçit’te. Güvenlik güçlerinin önlem almasý yoluyla gömülebilirlerdi tabi, ama ya matemleri nasýl tutulacak? Kürt halký için taziye ve matem, yaþamak ve hayat kadar deðerlidir. Taziye evleri dolar taþar matem  günlerinde. Ýnsanlar ölülerine karþý son vazifelerini yaparlar.

PKK öyle bir ateþ çemberi yarattý ki, ölüler sokaklarda veya morglarda gömülmeyi bekliyor.

Ýnsanlarý öldürüyorlar sonra da öldürdükleri insanlarýn evlerine gelip bombalarý, roketatarlarý ve bombalarýyla yerleþiyorlar.

Öldürdükleri Necim Kýlýç’ýn Dargeçit’teki evine gelip yerleþmiþler.

Böyle bir zulüm görülmemiþtir!

Önce öldür, sonra öldürdüðün insanýn evine gel yerkeþ!

Mardin’de, devlet hastanesindeki yoðun bakým ünitesinde yaralý yatan Selamet Kýlýç’a bakýyorum, elini tutuyorum, sýmsýcak, ateþi yüksek Selamet’in,  ‘su içtim ondandýr’ diyor..Üzüm karasý gözlerine bakýyorum, ne diyebilirim þimdi Selamet’e? Olup biteni kýsaca anlatýyor, yorulma diyorum, sus istersen..

Öðleden sonra bir daha geliyoruz hastaneye bu defa, Ýçiþleri bakaný Efkan Ala’yla beraber..

Mardin, Urfa ve Diyarbakýr’ý kapsayan ziyaretinde Sayýn Ala’yla birlikte olduk. Önemli bir programdý. Bakan yardýmcýsý Sabahattin Öztürk ve Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz de, Bakan Ala’yla beraberdiler.

Bir bebek öldürüldü Cizre’de. Adý Miray. Sonra dedesi, halasý.. Onlar da öldürüldüler.

Tahir Elçi’yi de, Miray’ý da öldüren hendek siyasetidir. PKK/HDP bütün umudunu hendek siyasetine baðladý.

PKK ve HDP arasýndaki farklar silindi, hem de iki ay içinde. Hendek siyasetiyle öyle bir ateþ sarmalý yaratýp, öyle büyük acýlar yaþattýlar ki,  demokrasiyi hak etmediklerini adeta kendi elleriyle ispat ettiler.

Daha dün seçimlerde , onlara oy isteyenler, oy verenler þimdi büyük bir hayal kýrýklýðý yaþýyor, ihanete uðradýklarýný yazýyorlar.

Ýhanete uðrayan asýl Kürt halký bence.

Sayýn Efkan Ala’yla beraber ziyaret ettiðimiz Mardin, Urfa ve Diyarbakýr’da duyduklarýmýz, bana hep ihaneti düþündürdü.

Hendek ‘savaþlarý’ yoluyla talep edilen özyönetim filan deðildir. Özyönetim adý altýnda yapýlan þey, bir halký parçalamak, açlýða, yoksulluða mahkum etmek ve zulme, biat etmeye razý etmekten  baþka bir þey deðil.

Ýnsan kendi halkýna bu kadar zulmeder mi?

Peki Kürtler bu zulme, razý olur mu?

Doksanlý yýllarýn zulmüne isyan eden bir halk, þimdi bir örgütün zulmüne mi razý olacak?

Ben halkýmý iyi tanýrým, bu halk bu zulme asla razý  olmayacak!.

Mardin’de, Urfa’da ve Diyarbakýr’da dinlediðimiz sivil toplum ve kanaat önderleri ile sade vatandaþýn anlattýðý ve ifade ettiði, buydu ve çok umut vericiydi.

Halký kazanamýyor her geçen gün biraz daha kaybediyorlar.

Yarýn, Mardin, Urfa ve Diyarbakýr’da ne oluyor sorusuna halkýn verdiði cevaplarý, aydýnlarýn ve sivil toplum liderlerinin düþüncelerini paylaþmaya çalýþacak ve arada ufak yorumlar yapacaðým.