“Ýsrail’in var olma ve uluslararasý olarak sýnýrlarýnýn tanýnma hakký olduðu gibi Filistin halkýnýn da tanýnmýþ ve özgürce yaþayacaðý bir vatana sahip olma hakký var.” Bu sözler, geçtiðimiz hafta üç günlük Filistin-Ýsrail gezisi yapan Papa Francis’e ait.
Ziyaretin bir nedeni, bundan 50 yýl önce Papa 6. Paul ile Kudüs’teki, o zamanki adýyla Konstantinopol Ortadoks Patriði Atenagoras ile bir araya geliþlerini anmak. Bu tören için seçilen yer ise içinde kilise ve manastýrlarýn bulunduðu önemli bir merkez. Kýyame Kilisesi olarak bilinen bu yapýnýn üst tarafýnda Sultan Manastýrý bulunuyor ve II. Abdülhamit’in imarýna katký verdiði bu dini merkez, yüzyýllardýr Müslüman bir ailenin gözetiminde.
Papa Francis, Kudüs’ü ziyaret eden dördüncü Papa. 6. Paul’den sonra yapýlan ziyaretlerin hepsi de 2000 yýlýndan sonra olmuþ. Ancak hiçbir Papa daha önce Filistin’i ziyaret etmemiþ. Üstelik Papa’nýn bölgeye yaptýðý ziyareti Ýsrail deðil Filistin’den baþlattýðýný, Ürdün’den Batý Þeria’ya geçtiðini; sonra Tel Aviv ve Kudüs’e gittiðini de belirtmek gerekir. Ürdün’deki Filistin mülteci kampýný gezen Papa, Ýsrail’in Batý Þeria’da yaptýðý beton duvarda da, muhtemelen kalksýn diye, dua etti.
Siyasi mesajlar
Ziyaretin ilk amacýnýn Katolik dünya ile Ortodoks dünyayý yakýnlaþtýrmak olduðu oldukça açýk. Ancak bu çerçevede biraz netameli bir konuya da dikkat çekmek gerekir. Söz konusu yakýnlaþma çabasýnýn Müslüman ya da Yahudilere karþý olmadýðýný göstermek için Kudüs’e, Filistin’e giden Papa, bu tavrýyla sanki Protestanlarý iþbirliði giriþimlerinin dýþýnda görmek istediðini ima etmiþ gibi.
Konunun dini ve tarihsel boyutlarý, bu þekilde davranmasýný gerektirebilir. Ancak Papa’nýn sadece dini deðil ayný zamanda siyasi kimliði olduðu da düþünülürse, her manevi davranýþýn siyasi bir anlam taþýdýðý düþünülebilir.
Papa’nýn ziyaretinde dini temsilciler dýþýndaki muhataplarý, doðrudan Filistin ve Ýsrail’in siyasi liderleri oldu. Filistin tarafýndan Abbas, Ýsrail tarafýndan da Þimon Peres ile yani her iki tarafýn cumhurbaþkanlarý ile görüþtü. Görüþmenin konusu doðal olarak Filistin sorunu idi ve Papa çok açýk biçimde Filistin devletinin varlýk sürdürecek biçimde var olmasý gerektiðini belirtti. Ayrýca, bunca zamandýr yapýlan görüþmelerden sonuç alýnamamasýný talihsizlik olarak nitelendirdi.
Siyasi giriþimler
Söz konusu niteleme, esasen bugüne kadar araya giren oyuncularýn çözümsüzlük ürettiklerini ima etmesiydi. Ancak bundan ötesi olduðu düþünülebilir. Bilindiði gibi Obama yönetimi ile Ýsrail hükümeti arasýnda uzun zamandýr gerilim bulunuyor, ABD’nin Filistin konusunda Ýsrail’i geri adým atmaya zorlamasý anlaþmazlýk konusu oluyor.
Papa, iki ülke cumhurbaþkanýný Vatikan’a davet ederek kendisinin yeni arabulucu olabileceðini ima etmiþ oluyor. Bu arada hatýrlatalým Papa, daha çok “Avrupa”yý temsil ediyor, Ortodoks dünyasýyla, özellikle de Ýstanbul merkezli olanýyla yakýnlaþma adýmý atarak temsiliyet alanýný daha da geniþletiyor. Söz konusu giriþim, Filistin-Ýsrail sorunun çözümünde ABD arabuluculuðunu, özellikle de Obama’nýn giriþimlerini bir miktar by-pass’lama arayýþý olarak görülebilir.
Eðer durum bu ise ABD’deki cumhuriyetçilerin demokratlar aleyhine yürütecekleri kampanyanýn þiddetli geçeceði öngörülebilir. Ellerinden kayan bir konuyu, yeniden kazanmak isteyebilirler. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir konu daha var ki, o da Papa’nýn Ýstanbul’dan giden Bartholomeos ile de görüþmüþ olmasý. Yani Papa, Ortodoks dünyasý derken Rusya’yý kastetmiyor, gözünü Türkiye’ye çeviriyor. Biz ise Ruhban Okulu konusunu eski parametrelerle tartýþaduralým.