Sütüne su katýyorlar... Çabuk bozulmasýn diye kutulayýp ilaçlýyorlar... Paket içinde aldýklarýnýn da çoðu süt deðil, süt tozu... Elma ve armut gibi meyvelere (Parlak görünsün diye) parafin sürüp öyle satýyorlar. Televizyonda gösterdiler; saplarýný kibritle yak, o meyva mum gibi yanýyor... Sucuk-salam diye aldýklarýnýn içinden olmadýk þeyler çýkýyor. Nereye el atsan hepsi hileli...
Ülke insanýnýn mayasý bozulduðu için, haliyle futbolunun da sahtesi sahada... Beþiktaþ, Eskiþehir karþýsýnda oynamýyor, oyalanýyor. Oynuyormuþ gibi yapýyor. Pozisyon yok. Atak yok. Tehlike yok. Hiçbir þey yok. Ama ilk ciddi ataðýnda, bir þekilde Gomez ile golünü atýnca; paketlenmiþ katkýlý süte “Ohh mis gibi” deme alýþkanlýðý ile, bu parafinli futbola da önce “Oley” sonra “Okey” diyorsun.
***
Türkiye’de futbolcular, bir maçýn 90 dakika olmasýna þiddetle karþýlar... Onlara kalsa, maçý tek devre ile bitirmek en iyisi... Bu yüzden de, hiçbirisi oyunun tamamýna enerjisini vermiyor. Maçlarýmýzýn temposuz geçmesinin ana nedeni bu!
Neyse, bunlarý ne kadar yazýp söylesen kimsenin umursadýðý yok. Bildik düzen nasýlsa her koþulda devam ediyor. Bu yüzden tekrar maça dönelim.
Gomez’in golünde, ofsayt tartýþmasý var... Ben paralelde gördüm, ama ofsayt olsa bile ancak üç-dört santimlik bir ofsayttýr. Hakemlerin gözleri digital sistem deðil ki, o kadar inceliði bilgisayar duyarlýlýðý ile þýp diye yakalasýn. Þutun gol sayýlmasý (Ofsayt olsun olmasýn) adildir.
***
Ýkinci yarý; 1-0 önde olmanýn Beþiktaþ’a verdiði rahatlýk ve özgüvenle, ilk yarýnýn hantallýðýný taþýmadý. Siyah-beyazlýlar istekli, tempolu ve baskýlýydý. Gomez, bu çabanýn ödülünü çabuk getirtti. Gollerini ikiledi. Beþiktaþ sonrasýný idare etti.
Eskiþehirspor, son yýllarda neredeyse tüm yýldýzlarýný hoyratça sata sata, kendi ipini çekmeye zaten çok meraklý.