‘Paralel Diyanet’in ‘Paralel Mevlid’i…

13 Mayýs 2015 tarihli yazýmda FETÖ’nün Diyanet’teki güçlü yapýlanmasýndan aldýðý güçle, þantaj ve tehditle Diyanet’i, kendilerine yoðun destek vermeye nasýl zorladýðýný anlatmýþtým.

Çünkü FETÖ ilk “paralel” yapýlanmasýný Diyanet’te uygulamýþ, kendisine rakip olarak gördüðü dini gruplarýn önünü kesmek için bu yapýyý da kullanmýþtý.

Nitekim 17/25’ten sonra bile, Görmez’in odasýndaki en mahrem görüþmeler iki saat geçmeden Pensilvanya’nýn “kulaðýna gidiyordu.”

Zaten FETÖ’nün, Diyanet gibi bir kurumdan, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý gibi çalýþmasýný isteme cüreti de Diyanet’teki bu hakimiyetinden kaynaklanýyordu.

Diyanet’i de CHP gibi uzaktan yönetmek istediler.

Mesela, 25 Ocak 2014’te düzenlenen Yüzyýlýn Ýslam Kültür Hizmeti Ödülleri Töreni’nde konuþan Baþbakan Erdoðan’ýn, Fetullah Gülen’i tarif eden, “Bu medeniyet yalancý peygamberleri, alim müsveddelerini reddetmiþtir. Bunlar, ilmi güç ve þantaj için kullanýyor” ifadelerine, Görmez’in (FETÖ adýna) cevap vermemesine çok kýzmýþ, kalemi kýrmýþtý!

***

Bununla birlikte elbette Diyanet gibi bir kurum, cinnet noktasýna gelen bu taleplere karþýlýk vermemekle, FETÖ ile mücadelede görevini yapmýþ olamaz.

Böyle bir konuda Diyanet’in “sessiz” kalmasý, FETÖ’ye büyük destek anlamýna gelir.

Zira Diyanet, dini istismar ederek büyüyen bir örgütü, çok daha net ifadelerle ifþa etmeli, korkunç boyutlardaki din istismarýný ortaya sermeliydi.

Paralel Mevlid mi?

Ýþte son günlerde tartýþma konusu olan “Kutlu Doðum Haftasý” da FETÖ’nün, Diyanet’te en güçlü olduðu dönemde, tescilli FETÖ’cü olarak yargýda hesap veren bazý isimlerin tavsiyesi ile baþlatýlan bir uygulamadýr.

“Diyanet baþlattý” savunmalarý, “17/25 operasyonu Emniyet’in baþlattýðý meþru bir faaliyetti” demek gibi bir þeydir.

“Dinler arasý diyalog”un, “Peygamberimizi fonksiyonsuz hale getirerek Ýslamiyet’i de diðer tahrif edilmiþ dinlerle ayný mesabeye indirmeyi amaçlayan, Vatikan güdümlü bir proje” olduðu artýk herkesin kabul ettiði bir gerçektir.

Kutlu Doðum Haftasý da bunun bir parçasýdýr.

Nitekim yýllardýr uygulanan yoðun programlarla “Kutlu Doðum Haftasý, yeni nesillerin zihninde, Mevlid Kandili'nin yerini almaya baþladý bile.

***

Ýslamiyet 14 asýrdýr Hicrî takvime göre uygulanmaktadýr.

Din, önüne gelenin mantýk yürüteceði bir konu deðildir, tek kriter “nakil”dir.

Yozlaþtýrmanýn “güzel”i olmaz. Dine yapýlacak en küçük müdahale, ilk halinin “eksik” olduðu anlamýna gelir.

'Kutlu Doðum' ne zaman?

FETÖ Diyanet’te etkili olmaya devam etseydi, Peygamberimizi; Miladi Takvime göre uygulanan Kutlu Doðum Haftasý ile iyice bütünleþtirildikten sonra, Ramazan’ýn da “daha saðlýklý ibadet için (!) uygun bir aya” sabitlenebileceði tartýþmalarý gündeme gelseydi…

Bir de o dönemde ülkeyi, en büyük partnerleri olan “Türkçe ezancýlar” yönetiyorsa Allah muhafaza...

FETÖ’nün bu en sinsi tahrifatýný, bir ibadet gibi kutsallaþtýrmak ve savunmak çok vahimdir.

***

Kutlu Doðum Haftasý'nda yapýlan bütün faaliyetleri gerçek “Kutlu Doðum” haftasýnda yapmanýn, Peygamber Efendimizi gençlere, Mevlid Kandili'ni izleyen günlerde anlatmanýn ne gibi bir sakýncasý var ki, böyle gerekçesiz ve anlamsýz bir tarihte anlatma ihtiyacý duyuluyor ve bunda ýsrar ediliyor?

Bu uygulamaya son verilmeli ve Kutlu Doðum Haftasý’ndaki faaliyetler, Mevlid haftasýna aktarýlmalýdýr.