Her geçen biraz daha açýða çýkýyor nasýl bir “adanmýþlar ordusu” kurduklarý, nasýl bir akýl tarafýndan hazýr kýta haline getirildikleri, þeytanýn bile aklýna gelmeyecek planlar kurup 28 Þubat’takinden de beter diyebileceðimiz þekilde Ýslami kesimin tüm insan sermayesini bir terör örgütü davasý adý altýnda yok etmek üzere büyük bir planý devreye soktuklarýný...
Orduya ve darbeci zihniyetteki yapýlara karþý yürüttükleri Ergenekon terör örgütü davasýnýn bir benzerini de Selam-Tevhid terör örgütü davasýyla iþleme koyacaklardý.
Reyhanlý’daki patlamadan, MÝT TIR’larýna, ASELSAN’daki þüpheli ölümlerden Çetin Emeç’in, Uður Mumcu’nun öldürülmesine kadar geriye dönüp sayabileceðiniz ne kadar karanlýk olay varsa hepsini tasfiye etmek istedikleri siyasi kadrolara ve bunlarý destekleyen medya ve iþ dünyasýna fatura edeceklerdi.
Uzun zamandýr devam eden soruþturma safahatý nihayet tamamlandý ve Selam Tevhid davasýyla ilgili soruþturma savcýlýða intikal etti. Yakýn zamanda Paralel Devlet Yapýlanmasýnýn sözde Selam-Tevhid terör örgütü davasý üzerinden nasýl bir ikinci Ergenekon operasyonuna hazýrlandýðýný görecek tüm Türkiye.
Bunun için tüm hazýrlýklarý yapmýþlardý, HSYK’daki yapýlanma ve özel yetkili savcý ve mahkemeler sayesinde hukuku kendi emirlerine amade kýlmýþ, TÝB, TÜBÝTAK gibi kurumlarý ele geçirerek delil üretme ve karartma iþini saðlama almýþ, Emniyetteki köklü yapýlanmalarý sayesinde ise soruþturmalarýn hiçbir engelle karþýlaþmadan tamamlanmasýný garanti altýna almýþlardý.
***
7 Þubat MÝT operasyonu ise hayati önemdeydi! Devleti tümden ele geçirmek için gerekli kurumlarýn baþýnda geliyordu MÝT. Bir tek o eksik kalmýþtý.
Onu da baþarsalardý devlete, millete ve siyasete kurduklarý tuzaðýn devlet ayaðýndaki unsurlarý tamamlanmýþ olacaktý.
Siyaset kurumunu arkalarýna takmak için darbe senaryolarý yazarak tehdit algýsý yarattýlar. Sonra da o darbe planlarýný bozmak suretiyle siyaset kurumunu rehin almaya çalýþtýlar. Bunu da çok ince bir akýlla gayet iyi yönettiler.
Engelledikleri suikast planlarý ile önemli siyasetçilerde “can borcu” duygusu bile yarattýlar. O suikastlarýn birer kumpas olduðunun ortaya çýkmasý için ise Paralel Yapýnýn kamikaze saldýrýsýna yeltenmesi gerekti.
Poyrazköy ve Balyoz davasýndaki tahliyeler ve Yargýtay’ýn bozma kararý bile tek baþýna Paralel Yapýlanmanýn varlýðýnýn teyidi niteliðindedir. Þu anda adli makamlara yansýyan ve yansýyacak olan soruþturma ve davalarla Paralel Devlet yapýlanmasýnýn bu ülkenin baþýna gelmiþ geçmiþ en büyük bela olduðu net olarak ortaya çýkmýþtýr. Hal böyle iken bazý siyasilerin hala “böyle bir yapýlanma varsa” þeklinde cümleler kurmasý ise en iyi ifadeyle talihsizliktir.
Medya desteði ise paralel yapýlanmanýn en önemli ayaklarýndan birini oluþturuyordu. Paralel Yapýlanmanýn hem algý yürütmek hem de himmet paralarýný Paralel Yapýnýn finansmanýna dönüþtürmek için kullandýðý holding ve medya kurumlarýnýn soruþturulmayacaðýný ya da baðýþlanacaðýný düþünmek safdillik olur.
Bunun üzerinden “özgür basýn susturulamaz” sloganlarý atmak ise milleti saf ve salak yerine koymakla eþ deðerdir.
***
Cumhurbaþkaný Erdoðan zaman zaman “tek baþýma kalsam da Paralel Yapý ile mücadele edeceðim” diyor. Paralel Yapýyla mücadelede tabi ki tek baþýna deðil ve kalmayacak. Bu artýk devletin ve milletin bekasý meselesidir. Eski Türkiye’de devlet kendisine yönelik bir tehlike karþýsýnda yaþla kuruyu ayýrt etmeden hareket ederdi. Siyasetin bu iþin baþýnda olmasý yaþla kurunun ayrýþtýrýlmasýný ve hukukun dýþýna çýkýlmadan mücadele edilmesinin teminatý. Cumhurbaþkaný Erdoðan ve Baþbakan Davutoðlu’nun Paralel Yapýnýn bertarafý ile memur olmasý, demokrasiden geri atmamak adýna da çok önemlidir.
Paralel Yapý ile söylem ve eylem düzeyinde etkin mücadele sayesinde bütün vatandaþlarý mankurtlaþtýracak yeni bir devlet düzenine geçiþin önü alýnmýþtýr.
Bu yapýnýn hala sesinin çýkabiliyor oluþu ise adalet terazisinin “merhameti” bol tarttýðýnýn iþareti olarak okunabilir.
Paralel Yapýnýn tümden çökertilmesi, siyaset kurumu ve devletin en tepesi olan Cumhurbaþkaný için vatan borcudur.
