Ülkemizde birçok temel yapýnýn paralelinin kurulduðu söyleniyor. Bunlarýn dini bir grubun kontrolünde olduðuna dair belirtiler var. Bu yapýlar devletin yerine geçse bile gerçek devletten farklý olurlar. Çünkü her kurum devletin kontrolündedir ve kanunlara uymak zorundadýr. Oysa, mesela paralel yargý hangi kurallara göre hareket edecek ve uyacaðý kanunlar ne olacak bu belli deðildir. Bir diktatörlükte bile kanunlar ve kurallar olur ve herkes bunlara uyar.
Bir örnek vereceðim. Bu kiþisel hiçbir beklentim olduðu anlamýna gelmez. Sadece bu konuda bir örnek olduðu için yazýyorum. Bir gün Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde yargýlanmak üzere çaðrýldým. Sebep o günlerde yakalanan ve PKK’nýn önde gelen kiþilerinden biri olduðu kabul edilen bir kiþinin sorgusunda benim para karþýlýðý PKK’ya hizmet ettiðimi söylemiþ olmasý iddiasý idi. Ýkinci gidiþimde, savcý beni çaðýrdý ve bu kiþinin sorgu tutanaklarýnda böyle bir iddiasýnýn olmadýðýný tam tersine benim bir devlet görevlisi olduðumu düþündüklerini ifadesinde belirttiðini bildirdi ve iddianýn mesnetsizliði nedeni ile davadan vazgeçilerek beraatým saðlandý. Ama bu gerçek dýþý iddianýn varlýk sebebi de o günlerdeki paralel yapýnýn ta kendisi idi. Düþüncelerim nedeni ile itibarsýzlaþtýrma çalýþmalarý o günlerde oldukça yaygýndý ve bu yapý önemli kurumlarýmýza daðýlmýþtý. Dile getirmeye çalýþtýðým bu tuhaf iddia ve yargý sonucu beraat ettim ve sýradan bir vatandaþ olarak hakkýmýn korunmasýný sevinerek karþýladým!
***
Adil yargýnýn önemini hepimiz biliyoruz. Bir yargý kararýnýn temelinde olayýn saðlam ve gerçek delilleri bulunmalýdýr. Eðer yeterli ve geçerli delil yoksa kararýn adil olduðu söylenmez. Ancak þu sýralarda ülkemizde ciddi bir siyasi dönüþüm var ve taraflar bu deðiþimde yargýyý da kullanmak istiyorlar. Bunun ilk belirtisi darbe davalarý oldu. Bu konuda verilen kararlara ne itirazým var ne de tartýþýyorum ancak gerçekleþtiði söylenen olay hakkýnda ister istemez bazý sorular akla geliyor. Birincisi bir darbe hazýrlýðýnda yargýya sevk edilen bu kadar çok kiþiye bilgi verilir mi? Yoksa askerlerin emre itaat en önemli vasýflarýndan biri deðil midir ki çok sayýda kiþi davalý durumuna gelmiþtir, yapýlacak þeyin darbe olmasý bir itaatsizliðe sebep olur mu? Herkesi bilgilendirmek ve razý etmek önemliyse bu kadar çok insanýn bildiði þeyin gizli kalmasý ve baþkalarýna da söylenmeyeceði beklenir mi? Elde edilen deliller sadece sözlerden ibaret de görünmüyor. Birçok maddi delille olay ispatlanmaya çalýþýlýyor. Ancak bu delillerin sahih olmadýðý düzmece olduðu söylendiðinden bir tereddüde yol açýyor. Bu deliller güvenlik güçlerinin, özellikle istihbaratýn topladýðý bilgiler deðil. Merkezi bir gazete olan yerden valizlerle savcýlýða taþýnýyor. Bu delilleri saðlayanlar devlete aþýrý düþkünlükleri nedeniyle ona yardým mý ediyorlar, yoksa onlarýn da siyasi bir amacý mý var ve onun oluþmasýna katký mý yapýyorlar? Ayrýca ayný zamanda yargý konusu olan iki darbe hazýrlýðý neden yapýlýyor? Ýddiaya göre birbirinden farklý alt yapýlara istinat eden bu iki darbe giriþimi gördüðüm kadarý ile birbirine rakip durumdadýr. Yani rekabet iki darbeci örgüt arasýnda deðil, onlarýn arkasýndaki siyasi güçler arasýnda mýdýr? Akla gelen bu sorular insaný þöyle bir analiz yapmaya sevk ediyor: Mesela darbelerden biri hazýrlanýnca diðer taraf bunu engellemek yerine bir rakip oluþturmayý mý uygun görmüþtür? Balyoz diye adlandýrýlan darbe planý Ergenekon adý ile anýlan darbe planýnýn rakibi mi yoksa uzantýsý mý? Yani darbe planlarýnýn birbiriyle iliþkisi belirlenmezse olay açýklanamaz. Ýster yargý içinde olsun ister diðer kurumlarýmýz içinde olsun devlet dýþýnda oluþturulmasý muhtemel tüm paralel gayrý hukuki yapýlar vatandaþlarýmýzýn huzurlu bir yaþama kavuþmalarý için yasal olarak engellenmelidir.