Mustafa Nihat Yükselir
Mustafa Nihat Yükselir
Tüm Yazıları

Paralelci dostu kesilen Kemalist, liberal ve solcu gazeteciler

Paralel medya yöneticilerinden Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’yı da kapsayan operasyon sonrası medyada tartışmalar devam ediyor.

Paralel medya mensuplar sanki gazeteleri televizyonları kapatılmışçasına iki gözü iki çeşme mağdur olduklarını dile getiriyorlar.

Yapılan operasyonun basın özgürlüğüne karşı yapıldığını, büyük bir zulum ve haksızlıkla karşı karıya olduklarını söylüyorlar.

Sabahtan akşama kadar gazetelerinden, televizyonlarından, internet sitelerinden yolsuzluklara bulaşmış bu iktidarın ne kadar baskıcı, basın özgürlüğüne ne kadar düşman olduğunu söyleyen yayınlar yapıyorlar.

Yemek programlarında bile ‘’özgürlük pilavı’’ yaparak iktidara çakıyorlar ama hala özgür olmadıklarını söylüyorlar.

Tüm yayınalrında iktidarın hukusuzluğuna vurgu yapan paralel medya, kendilerini mazlum göstermek için her yola, yalana baş vuruyor.

Hidayet Karaca göz altına alındıktan sonra avukatının emniyet binası önünde paralel medyaya yaptığı açıklamada "Hidayet Bey biraz önce kendi isteği ile geldiği emniyette göz altına alındı. Benden bir Kur’an istedi hemen getirdim verdim. Okumaya başladı ben çıkarken altı cüz bitmişti’’ diyordu. Ama aynı ekranda öbür gün yapılan yayında  "Hidayet Beye emniyette çok kötü muamele yapıldı. İlaç içmek için su bile vermediler’’ diyorlardı.

Yani Hidayet Bey'e Kur’an verip ifade sırasını beklerken Kur’an hatmetmesine müsade eden polisler ilaç içmesi için su vermediler.

Bu örneğe benzer yüzlerce yalanı dolanı sabahtan akşama kadar ekranlarda, gazete sayfalarında ,internet sitelerinde verip mağdur edebiyatı yapıp duruyorlar.

Öte yandan ‘’bak sadece biz demiyoruz kemalistler, liberaller,solcu gazetecilerde bizim mağdur olduğumuza inanıyorlar ‘’ diyerek düne kadar demediklerini bırakmadıkları kemalist ve liberal yazarların yazılarını sayfa sayfa yayınlayıp kendilerine şahit olarak gösteriyorlar.

Ustası oldukları algı operasyonunu soluksuz sürdürüp kendilerini aklama çabasına girdiler.

Öte yandan kendini kemalist, liberal ve sözüm ona solcu olarak ifade eden gazeteciler de bu algı operasyonuna malzeme olmaktan geri durmadılar.

Basın özgürlüğü savaşçıları kesilen bu gazeteciler, düşmanımın düşmanı dortumdur ilkesinden hareketle paralel medyanın bu yalanlarına ortak olmakta geri durmadılar.

Adeta haşhaşileşen bu gazeteciler parelel medya taşeronluğu yapmaya başladılar.

Kimdi bu gazeteciler hatırlamakta ve tarihe not düşmekte fayda var.

Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan,Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök,Hürriyet Gazetesi yazarı Cengiz Çandar,Taraf Gazetesi yazarı Murat Belge,Millet Gazetesi yazarı Ergun Babahan,Posta Gazetesi yazarı Candaş Tolga Işık,Bugün gazetesi yazarı Doğu Ergil,Cumhuriyet Gazetesi yazarı Emre Kongar,Cumhuriyet Gazetesi yazarı Can Dündar,Cumhuriyet Gazetesi yazarı Cüneyt Arcayürek,Sözcü Gazetesi yazarı Bekir Coşkun,Birgün Gazetesi yazarı Ayça Söylemez,Birgün Gazetesi yazarı Kaan Sezyum,Birgün Gazetesi yazarı L. Doğan Tılıç, Birgün Gazetesi yazarı Tarık Şengül,Yurt Gazetesi Yayın Yönetmeni Derya Sazak,Yurt Gazetesi yazarı Cüneyt Ülsever, Radikal Gazetesi yazarı Suat Kınıklıoğlu,Radikal Gazetesi yazarı Tayfun Atay,T24 yazarı Hasan Cemal,Milliyet Gazetesi yazarı Güneri Civaoğlu,Cumhuriyet Gazetesi yazarı Nilgün Cerrahoğlu,Cumhuriyet Gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya,Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil.

Bu isim listesini ben uydurmadım.

Bu isimler paralel medya da özgülük kahramanları olarak listelenmiş gazeteciler.

Haşhaşileşen bu gazetecilerin ortak hezeyanı basın özgürlüğü.

Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’nın göz altına alınıp sorgulanmasına karşı çıkıyorlar.

‘’Gazetecilerin örgüt üyesi olarak yargılanması demokrasiye ve basın özgürlüğüne vurulmuş bir darbedir’’ diyor bu kemalist,liberal,solcu gazeteciler.

‘’Bu gazetecilere örgüt üyesi demek basın özgürlüğüne vurulmuş darbedir’’ diyerek köşelerinden feryat ediyorlar özgür basın savaşçıları.

Yargı içine sızmış paralelciler tarafından hazırlanan bir iddaname deşifre olmuş günlerce yazılıp konuşulmuştu.

Bu iddanamede Nihal Bengisu Karaca ve Halime Kökçe yasadışı örgüt üyesi olarak anılıyordu.

Bu kahraman özgür basın savaşçılarına soralım.

Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’dan örgüt üyesi olmuyor da Nihal Bengisu Karaca ve Halime Kökçe’den örgüt üyesi oluyormu?

Onların hakkında yazı yazdınız da biz mi görmedik?