Pardon, iþiniz bittiyse baþarý hikayenizi ödünç alabilir miyim?

Pazar sabahý, kahvaltýya taze ekmeðin en yakýþtýðý gündür.

Hatta pazar ayný zamanda kahvaltýnýn da en yakýþtýðý gündür.

Haftaiçi bir bardak sütle, bir tostla filan kaçabilirsin de pazar öyle olmaz.

Bütün bu gerçeklerin farkýnda olmanýn sorumluluðu beni yürüye yürüye, üstelik de dik bir yokuþu týrmanarak ekmek almaya götürür pazar sabahlarý.

Arabayý çýkarmaya kýyamam ekmeðe giderken. Mazot pahalý. Çoluk çocuðun nafakasýný benzinliðin sahibiyle iç ediyormuþum gibi gelir.

Bugün de böyle oldu. Kucaðýmda oðlumla yokuþu týrmanýrken önünden geçtiðim inþaatýn içinden gelen yanýk türküye takýldým.

Ýnþaattan gelen türkü sesi. Bu size kimi hatýrlattý?

Evet, bildiniz. Ýbrahim Tatlýses.

Tam 44 yýl olmuþ Ýbrahim Tatlýses inþaatta keþfedildiðinden bugüne.

O günden beri inþaatta çalýþan emekçi, hele de sesine biraz olsun güveniyorsa türkülerini biraz olsun oradan geçme ihtimali olan bir yapýmcý için de söyler.

Çünkü baþarý hikayelerini severiz biz.

Her insanýn baþarý yolculuðunun, parmak izi kadar o insana özgü olduðunu bilsek de, bir umut der öykünürüz.

Oysa baþarý hikayesinin esas mesajý; “ben kendi baþarý yolumu çizdim, sen de kendi yolunu çiz”dir. Biz ise onu “Bak bu benim yolum, izimi takip et, baþarý karþýna çýkacak.” þeklinde okuruz.

Öylesi iþimize, kolayýmýza gelir.

Bir yerde, hiç beklenmedik, umulmadýk bir yerde bir dükkan açýlýr hani bazen ve kýsmet bu ya, çok tutar. Hemen o ilk günlerde, hatta dükkana gelenlerden birinin kulaðýna fýsýldar þeytan. Hemen yan dükkaný da o açýverir, bir baþka gören de karþýdaki dükkaný.

 

Orada kim dükkan açarsa o dükkan tutacak diye bir taahhütname varmýþ gibi.

Geçtiðimiz günlerde bir tweet atmýþtým. Sýnava giren gençlere moral olsun diye, “okuduðunuz bölümü meslek olarak icra etmek zorunda deðilsiniz” mealinde. Orada da ilk çalýþtýðým þirketteki yazýlým müdürünün su ürünleri mezunu olduðunu ve 12 bin dolar maaþ aldýðýný yazmýþtým.

Birçok gazetede haber oldu o tweet ve o konu. Çok kiþi tarafýndan paylaþýldý.

Ama ilginçtir, bana o paylaþýmla ilgili gelen mesajlardan büyük çoðunluðunda “Yazýlým iþinde iyi para varsa ben de girmek istiyorum, nasýl girerim” þeklindeydi.

Yani verilmek istenen bütün mesajý boþverip 12 bin dolarý hayal etmeye, hatta belki kafasýnda harcamaya bile baþlamýþtý o mesajlarý atan arkadaþlarýmýz.

Olmuyor, ayný þeyi yapýnca ayný sonucu alacaðýnýzýn bir garantisi yok.

Bu bir ihtimalse eðer, kendi hayal ettiðiniz þeyi yaparken baþarýya ulaþma ihtimalinizden çok daha düþük bir ihtimal.

Formül basit; parmak izin kadar sana özgü senin baþarýna giden yol.

Daha önce ayak basýlmamýþ, adým atýlmamýþ, tertemiz bir yol.

Birilerini takip etmeyi býrak, kendi yolunu keþfet.

Not: Siz de türkünüzü keyfiniz için söyleyin inþaat iþçisi kardeþler. Oradan bir yapýmcý geçer diye deðil. Vallahi daha da yürekten gelir o zaman türküler.

Hatta bir pazar sabahý kahvaltýya size geleyim. Çayýnýz da güzel olur sizin, büyük tavada menemeniniz de… Taze ekmekler benden, türkü de söylersiniz hem…

Ýyi haftalar.