Olimpiyatlar antik Yunan'da Tanrý Zeus için yapýlýyordu. Aydýnlanma sonrasý yükselen Avrupa tarihi köklerini Roma ve Antik Yunan'a baðlamayý seviyordu. Hristiyan Cizvit okulunda yetiþen Fransýz Pierre de Coubertin, Olimpiyatlarý yeniden canlandýrmak için harekete geçti. 1896'da ilk organizasyonu Atina'da gerçekleþtirip ardýndan 1900'de Paris'e taþýdý. Bu geçiþ o günlerde Yunanistan'ý pek de memnun etmemiþti.
Pierre de Coubertin "Ode to Sport" þiirinde sporun modern insana katkýsýný anlatýr. Saðlýklý bir sporcu erkeðin dünyaya ve insanlýða vereceði katkýlardan bahseder. Sporun barýþa ve kardeþliðe katkýsý üzerinde durur.
Soðuk Savaþ döneminde Olimpiyatlar iki blok arasýnda bir rekabete dönüþüyordu. Kimi ülkeler arasýndaki önemli görüþmeler dört senede bir gerçekleþen müsabakalarda gerçekleþiyordu.
Geçtiðimiz hafta 2024 Paris Olimpiyatlarýný seyretmek için milyarlarca seyirci ekran baþýna toplanmýþtý. Sporcularýn geçiþinden çok açýlýþtaki þovlar yeni bir tartýþma baþlattý.
Da Vinci'nin meþhur freski Hz. Ýsa'nýn havarileriyle son akþam yemeðini tasvir ediyordu. Ancak olimpiyat açýlýþýnda bu sahneyi anýmsatan bir grup marjinalin görüntüleri insanlýðýn nasýl savrulduðunu gözler önüne serdi.
Ýnsanlýðýn birikimi tehdit altýnda. Epeydir kültür endüstrisine yön veren bir akým gündemi belirliyor. Küresel þirketler tarafýndan finanse edilen marjinal hayatlar öne çýkarýlýyor.
Dizi platformlarýyla, aralýksýz müzik klipleri yayýnlayan kanallarla, edebiyat dünyasýna dayatýlan temalarla yeni bir insanlýk kurgusu yapýlýyor.
Bütün deðerleri ortadan kaldýracak bir dünya kurgulanýyor.
Woke kültür diye pazarlanan akým güya eþitsizliklere karþý uyanýk olmamýzý söylüyor ancak giderek kültürel dejenerasyonu merkeze alýyor. Aileyi ve heteroseksüel hayatý küçümseyen, sýradan gösteren bir anlayýþ hakim oluyor.
Normalin aþaðýlandýðý, rutinin hafife alýndýðý bir dünya hazýrlanýyor. Batý Avrupa'da ve ABD'de esen bu rüzgar yasal düzenlemelerle korunuyor ve sýra dýþý hayatlarý eleþtirmenizi de imkansýz kýlýyor.
Tarih boyunca her toplumda farklý cinsel eðilime sahip insanlarýn özgürlükleri ve sýnýrlarý mevcuttu. Ancak bugün LGBTQ hareketinin geldiði nokta tepki çekmeye baþladý ve özellikle Doðu Avrupa'da Ortodoks dünyayý rahatsýz ediyor.
Kültürel çatýþma giderek etkisini sürdürecek. Orta ve Doðu Avrupa'da, Rusya'da dayatýlan trend hareketlere karþý tepkiler yükseliyor. Türkiye iki asýrdýr kültürel olarak Batý'ya yakýn bir pozisyonda ancak Avrupa'nýn gidiþatý bizde de toplumun her kesimini rahatsýz edecek boyuta ulaþtý.
Toplumsal cinsiyet eþitliði kavramýný akademiden sivil topluma, anaokullarýndan dizi platformlarýna kadar birçok alanda dayatan Batý uygarlýðý, bütün mirasýný bu anlayýþa indirgemiþ ve bir ideoloji haline getirmiþ durumda.
Paris Olimpiyatlarý dünyayý yöneten bir avuç çetenin, insanlýðýn bütün mirasýný reddederek çoðunluða karþý açýlan savaþýn fotoðrafýyla hatýrlanacak. Olimpiyatlarý yeniden canlandýran Fransýz Pierre de Coubertin ise Paris'te Hz. Ýsa üzerinden yapýlan þovlar karþýsýnda mezarýnda ters dönmüþ olsa gerek.
