Adaylar açýklanýnca partisine isyan eden, küsen hatta haksýzlýk ithamýyla istifa eden siyasetçiler benim nazarýmda ilkeli siyasetçiler deðiller.
Kendisini göreve getirdiðinde genel baþkan dünyanýn en âdil insaný, ayný genel baþkan yerine baþkasýný getirince zâlim oluyorsa sorun genel baþkanda deðildir, kendisindedir.
Yani o kiþi, bir göreve aday yapýldýðýnda, kendisini partisinin teþkilatý, delegeleri, üyeleri ve hatta seçmeni o göreve layýk gördüðü için mi, yoksa sadecegenel baþkanýn tercihiyle mi getirildiðini hiç sorgulamýþ mýdýr?
***
Adaylar günümüzde genel merkez yoklamasýyla belirleniyor.
Tabii ki bu da yasaldýr ve isabetli olsun olmasýn sorumluluk genel merkeze aittir.
Ama ben adaylýðý ilan edilen hiç kimsenin, genel merkez tercihine itiraz ederek ‘Ben ön seçim istiyorum partimin tabaný beni istiyorsa aday olurum!’ deme erdemini gösterdiðini hatýrlamýyorum.
Tersine sevinçten havaya uçarlar!
***
Yiðidi öldür hakkýný yeme. Muharrem Ýnce’yi bu genellemenin dýþýnda tutmamýz gerekir. Çünkü Ýnce, Ýstanbul ÝBB adaylýðý için ismi anýlýnca mertçe “Ön seçim olursa aday olurum deðilse yokum!” deme erdemini göstermiþtir!
Yani Ýnce sistemi sorgulama cesareti göstermiþtir.
CHP’den istifa eden aday adaylarý ise doðrudan partilerini (tabii ki genel baþkaný) suçlayarak isyan ettiler. Oysa onlarý göreve getiren de ayný genel baþkandý.
***
Diðer siyasi partilerde de durum farklý deðil.
1980’e kadar yaygýn olan ön seçim sistemi vardý. Aday olmak isteyenlere genel merkezler ‘Git bölgende seçil gel!’ derlerdi.
1980’den sonra yerini genel merkez yoklamasýna býraktý. Aday adaylarý seçmenin gönlüne bir yol aramayý býraktýlar, genel merkeze ulaþacak yollar aramaya baþladýlar!
Seçilme imkân ve ihtimali olmayan küçük partilerde bile bu aday belirleme yöntemi yüzünden isyanlar ve istifalar yaþandý/yaþanýyor!
***
Ön seçim genel merkezi tamamen yetkisiz kýlan bir sistem deðildir. Hem uygun görmediði adaylarý reddetme yetkisi vardýr hem de kontenjan hakký vardýr.
Halkta karþýlýðý olmayan ama partinin/hükümetlerin uzmanlýðýna ihtiyaç duyduðu bazý isimler kontenjandan aday yapýlýr, seçilir, partide ve hükümette görev verilir. Bu gayet tabii bir uygulamadýr.
Dünya alem biliyor ki, genel merkez yoklamasýna raðmen en baþarýlý parti yine AK Parti olmuþtur. Kurulduðu günden beri girdiði her seçimi birinci parti olarak bitirme baþarýsýný göstermiþtir.
***
AK Parti’deki küskünlere de bakýyorum çoðunluðu, parti tabanýnda karþýlýðý olmayan,genel baþkanýn tercihiyle aday yapýlan, seçilen, önemli görevlere getirilen, yine ayný genel baþkanýn tercihiyle görevi baþkasýna verildiðinde darýlanlardan oluþuyor!
Teþekkür etmeleri gerekirken teessüf ediyorlar.
Eðer bu arkadaþlarýn adaylýklarý seçim bölgelerinin tercihine býrakýlsaydý çoðu ne meclis yüzü görebilirlerdi ne de bakanlýðý!
Sisteme itiraz etmeyip seçilince sevinen, görevi baþkasýna devredilince küsüp kaçanlar ihtiraslarýnýn maðlubu olarak deðerlendirilirler.
Bu baðlamda Baþkan Erdoðan’ýn trenden inenlerin bir daha binemeyeceði tavrý fevkalade anlamlýdýr!
***
Ellerinde imkân varken sistemi deðiþtirmek için kýllarýný kýpýrdatmayýp, sistemin kurbaný olunca küsüp genel merkezi ve genel baþkaný hedef tahtasý haline getirenler, ilkeli davranmýyorlar!
Bu arkadaþlarýmýzý ibretle seyrediyorum!
Ýstisnalar bir yana, parti tabanýnda yeterli karþýlýklarý olmadýðý halde kendisini tercih eden genel merkeze/genel baþkana teþekkür etmesi gerekirken darýlýp tavýr koyanlar sadece kendilerine zarar verdiklerinin farkýnda bile deðiller!
Bir de yeni parti kurma iddialarý var ki, bir sonraki yazýda inþallah!