CHP-HDP "olmaz" diyor.
Niye olmaz? diye sorduðunuzda da cevaplarý þu oluyor: "Cumhurbaþkaný partili olursa, tarafsýz olamaz."
Peki Cumhuriyet tarihi boyunca tarafsýz olan bir tek Cumhurbaþkaný var mý?
M. Kemal Atatürk mü, Ýsmet Ýnönü mü, Celal Bayar mý tarafsýzdý?
Her üçü de partili Cumhurbaþkaný'ydý.
Peki Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk mü tarafsýzdý?
Her üçü de partili deðildi, ama dibine kadar taraflýydý.
Millet karþýtý, vesayetçi, darbeci rejimin kaskatý tarafýydýlar.
Dahasý ve en fenasý kendilerinden farklý düþünen geniþ halk kesimlerini "iç düþman" olarak görüyorlardý.
Peki Kenan Evren mi, Ahmet Necdet Sezer mi tarafsýzdý?
Her ikisi de güya partisizdi, yani bir parti aidiyetleri yoktu ama sonuna kadar tarafgirdiler.
Týpký 60 darbesi sonrasýndaki Cumhurbaþkanlarý gibi vesayetçi-darbeci rejimin muhafýzlarýydýlar ve milletin kahir ekseriyetini "iç tehdit" gibi görürlerdi.
Peki Turgut Özal mý, Süleyman Demirel mi tarafsýzdý?
Her ikisi de parti genel baþkanlýðýndan geliyorlardý.
Rahmetli Özal milletinin yanýndaydý ve milletinin tüm fertlerine karþý görevini ifa ederken tarafsýzdý.
S. Demirel'in tarafýný da 28 Þubat sürecinde herkes gördü.
Dibine kadar vesayetçi-darbeci-bürokratik rejimden yana taraf oldu.
***
Cumhurbaþkaný partili olursa tarafsýzlýðýný yitirir diyen CHP, bu mantýðýyla Atatürk'ü de olumsuz-kötü bir denklemin içine oturttuðunu bilmelidir.
CHP'nin "tarafsýzlýk" anlayýþý ziyadesiyle sorunlu.
Demokrasi adýna sorunlu.
Siyaset adýna sorunlu.
CHP, askeri darbe sonrasý gelen partisiz Cumhurbaþkanlarýný ne hikmetse tarafsýz görüyor.
Ahmet Necdet Sezer gibi bir Cumhurbaþkaný’ný da.
CHP'nin tarafsýzlýk adýna sorunlu gördüðü Cumhurbaþkanlarý ise ne hikmetse demokratik siyasetin içinden gelenlerdi hep.
Doðrudan halk tarafýndan, yüzde 52 gibi rekor bir oy oranýyla seçilen Erdoðan'ý "tarafsýz" olmamakla suçlayan CHP, nedense C. Sunay ve N. Sezer gibi askeri-sivil bürokrasiden gelen isimleri "olmasý gereken" olarak görüyor.
CHP'nin demokrasi anlayýþý bu açýdan ziyadesiyle sorunlu.
Çünkü, milletin güvenine mazhar olan herkese ne sevgi, ne de güven duyuyor.
Siyaset anlayýþý da sorunlu, çünkü siyasetten gelenlerin peþinen herkese karþý tarafsýz olamayacaðýna dair bir önyargýya sahip.
CHP, bu "tarafsýzlýk" meselesini baðlamýndan bilerek kopartarak yanlýþ bir mecraya taþýyor ve o mecra üzerinden siyaset kurumunu itibarsýzlaþtýrma yoluna gidiyor.
Tarafsýzlýk denilen þey; görevle alakalýdýr, siyasi görüþ ve duruþla deðil.
Bir Cumhurbaþkaný görevini ifa ederken bütün vatandaþlara ayný mesafede duruyorsa, o Cumhurbaþkaný tarafsýzdýr demektir.
***
Cumhurbaþkaný partili olursa tarafsýz olamaz, yani herkesin Cumhurbaþkaný olamaz diyenlere sormak lazým: Ayný þey partili bir Baþbakan için niye geçerli deðil?
Baþbakan partili deðil mi?
Partili.
Peki herkesin Baþbakaný mý?
Baþbakaný.
Peki Baþbakan partili olduðu için tarafsýz mý?
Anayasa ve yasalarýn öngördüðü görev çerçevesinde herkese karþý tarafsýz.
Peki ayný þey Cumhurbaþkaný için niye geçerli olmasýn?
Partili Baþbakan tarafsýz olur, partili Cumhurbaþkaný taraflý olur diyenler ya ne dediklerini bilmiyorlar, ya da doðrudan millet egemenliðinden duyduklarý rahatsýzlýðý bilinçli olarak bu yalanlar üzerinden gizlemeye çalýþýyorlar.
Baþbakanlýða ait yetkilerin Cumhurbaþkaný’na verilmesini "tek adam rejimi" veya "diktatörlük" olarak takdim edenler þu sorunun cevabýný vermelidirler: Ayný yetkiler partili Baþbakan’a verildiðinde "tek adam rejimi" niye olmuyor?
Cumhurbaþkanlýðý hükümet sistemi, Baþbakanlýða ait yetkilerin Cumhurbaþkaný’na verilmesiyle yürütmedeki çift baþlýlýðýn sonlandýrýlmasýný amaçlýyor sadece.
Böylelikle doðrudan millet egemenliði gerçekleþtirilmiþ oluyor, millet iradesinin üstünde konumlanmýþ bürokratik vesayetçi odaklar da ortadan kalkmýþ oluyor.
Vesayetin partileri asýl bundan rahatsýzlýk duyuyorlar.
Diðer açýklamalar sadece yalanla örülmüþ bahanelerden ibaret…