Tarihçi Mustafa Armaðan hakkýnda baþlatýlan soruþturma, Türk matbuatýnýn da üstün gayretleriyle iddianameye dönüþtü. Mahkeme iddianameyi kabul ederse, Armaðan “Atatürk’e hakaret” suçlamasýyla hâkim karþýsýna çýkacak.
Burada CHP’lilerin ve “beyaz” sýnýflandýrmasýna dâhil edeceðimiz kesimin emeklerini de anmak lazým.
Mükemmel çalýþtýlar...
Hele CHP’liler... “Erdoðan’a hakaret etmek serbest olsun” derken, biricik günahý Atatürk hakkýnda deðerlendirme yapmak olan tarihçiler için Adliye önlerinde uzun “suç duyurusu kuyruklarý” oluþturdular. Ve baþardýlar...
“Mustafa Armaðan’ýn suçu nedir?”bahsine girmek istemiyorum.
Görünür suçu, Atatürk’ün zevcesi Latife Haným’ýn bir mektubunu yayýnlamýþ olmasý.
Bilinen bir mektup bu...
Daha önce farklý mecralarda yayýnlanmýþ.
Sakýncalý deðil.
Yani yayýnlanmasýnýn önünde herhangi bir yasal engel yok.
Orijinalinin nerede mahfuz tutulduðu biliniyor. Mektupta yer alan ifadelerin suç oluþturmadýðý/oluþturmayacaðý da biliniyor.
Ama savcýlýk “sayýn muhbir vatandaþlar”ýn baskýsýna dayanamayarak soruþturma açýyor. Maksat Mustafa Armaðan ve onun çýkardýðý “Derin Tarih” dergisini cezalandýrmak olduðu için de, peþinden iddianamesini yetiþtiriyor.
Süleyman Yeþilyurttutuklanmýþtý.
Tutuklanmasý için kamuoyu oluþturulmuþtu.
Kamuoyu oluþturan mecralarýn baþýnda Hürriyet gazetesi geliyordu.
Hatta bir Hürriyet gazetesi yazarý (ismi Ahmet Hakan Coþkun’dur), Mustafa Armaðan ve Süleyman Yeþilyurt hakkýnda þu aþaðýlýk ifadeleri kullanmýþtý: “Alçak, rezil, kepaze, hayâsýz, sinsi, korkak, ikiyüzlü, ahlaksýz, fare, pespaye, þerefsiz, yavþak, müptezel...”
Mustafa Kemal Atatürk hakkýndaki en masum eleþtiri suç sayýlýyor... Anladýk.
Peki, ismi cismi, belli bir konumu ve toplumda yeri olan insanlara Ahmet Hakan Coþkun aðzýyla saydýrmak yasal mý?
Savcýlýk bu küfürlerin hesabýný sormayacak mý?
Mustafa Armaðan ve Süleyman Yeþilyurt’un avukatlarý, “Gel bakalým Ahmet Hakan Coþkun efendi... Müvekkillerim hakkýnda dava açtýrmayý baþardýn. Sen de þu küfürlerin hesabýný ver bir bakalým?” demeyecek mi?
Ýlber Ortaylý’ya “hödük” lafý yedirilmeyecek mi?
Ne yani, bu küfürbaz ve aðzý bozuk taifesi toplumda “saygýn” muamelesi görmeye devam mý edecek?
Muhbir Ahmet Hakan Coþkun, (aralarýnda Mustafa Armaðan ve Süleyman Yeþilyurt’un da bulunduðu yazarlardan bahisle) “Bu müptezeller, Atatürk’e dil uzatmanýn bedeli olduðu dönemde susmuþlardý” diye yazmýþtý.
Bu utanmaz adama þu hatýrlatmayý yapmak lazým:
Bahsi geçen yazarlardan biri tutuklandý... Diðeri hakkýnda 4.5 yýl hapis cezasý isteniyor.
Demek ki Atatürk’e dil uzatmanýn hâlâ bedeli varmýþ.
Demek ki bu bedel sadece, “müptezel” diye hakaret ettiðin garibanlara ödettiriliyormuþ.
Demek ki ayný suç (Atatürk’e dil uzatma suçu) Aydýn Doðan tarafýndan iþlendiðinde savcýlýk dönüp bakmýyormuþ.
Hatýrlatayým:
Ýçeri týktýrmayý baþardýðýn Süleyman Yeþilyurt, tutuklanmasýna neden olan “iddialarý” yýllar önce patronun Aydýn Doðan’a satmýþtý. Patronunun Posta gazetesi de bunlarý “haber” yapmýþtý.
Hadi Aydýn Doðan’a da saydýr, “Alçak, rezil, kepaze, hayâsýz, sinsi, korkak, ikiyüzlü, ahlaksýz, fare, pespaye, þerefsiz, yavþak, müptezel...” diye.
Hadi Aydýn Doðan ve Posta gazetesini de “linç konsorsiyumu”nun önüne at...
Hadi Aydýn Doðan ve Posta gazetesi için de savcýlarý göreve çaðýr...
Hadi!