HDP’nin barajý geçmekten de, Türkiye partisi olmaktan da kast ettiðinin ne olduðu 2015 Seçimlerinin son düzlüðünde aþikâr hale geldi. CHP’nin yýllardýr en muhkem tabanýna dönüþmüþ olan Alevi cemaatinin, HDP’nin seçim matematiðinde arzuladýðý rolü oynadýðý takdirde, HDP sadece barajý geçmekle kalmayacak; CHP’nin ana muhalefet pozisyonu %20 sýnýrýna çekilecek, iktidarýn Güneydoðu’daki sandalye sayýsýnda azalma olacak. Ama hepsinden önemlisi, HDP, Alevi cemaatinin vereceði destekle barajý geçerse, kerameti kendinden menkul bir þekilde ‘Türkiyelileþmiþ’ olacak.
Alevi cemaatinin icma saðladýðý nadir konulardan birisi olan CHP desteðinin, CHP’nin ‘Türkiyelileþmesinde’ pozitif bir rol oynamadýðý görülüyor. Farklý isimlerle de olsa, geçmiþteki gibi bölünmediði sürece seçim barajý sorunu yaþamayan CHP’nin ‘Türkiyelileþme’ sorunuyla, seçim barajý krizini bütün memleketin halletmesi gereken vazife duygusallýðýnda ele alan HDP’nin sorunu özünde çok farklý deðil. Hele barajý aþmak için dönüp dolaþýp CHP’nin katil-maktul iliþkisi içerisinde olmasý gereken Kemalist ve Alevi cemaatlerinin mahallesine tezgâh açan HDP’nin, öncelikle CHP’yi aþmasý gerekecek.
Alevi cemaati ve CHP iliþkisi üzerine bugüne kadar söylenmemiþ fazla bir þey kalmadýðý ortada. Bunlardan en sýradan ve en amatörcesi de, Diyanet ve Din dersi üzerinden tartýþmaya baþlamak. Eðer birçok Alevi kesimi için kimlik inþasýnýn ana merkezine dönüþmüþ olan ‘Diyanet ve din dersi’ ezberinin Aleviler açýsýndan bir orijinalliði olduðu düþünülmüyorsa; Alevi cemaatinin yaygýn bir þekilde CHP’den kopmasý için daha güçlü nedenlere, zaman ve emek isteyen bir dönüþüme ihtiyaç vardýr.
Þark kurnazlýðýný aþamayan benzer bir stratejiyi CHP, ‘çarþaf açýlýmý’ olarak anýlan, muhafazakârlara acemi bir þekilde ulaþma giriþiminde sergilemiþti. Oysa HDP, sol-liberal patronajýn marazlarýndan uzaklaþabilseydi, 1980’lerde ‘diðer sað’ olarak konumlanan hareketin merkez saða yaptýðýnýn bir benzerini CHP’ye yapma potansiyeline sahipti.
HDP yanlýþ bir tercihte bulunarak, normalleþme ya da ‘AK Partilileþme’ cesareti gösteremediði için, kestirmeden ‘CHP ile benzeþerek’, CHP’den kitle koparma heyecanýna kapýldý. Kýsa vadede cüzi hareketlenmeler yaþasa da, Kemalizm’in ortaya çýkardýðý eski Türkiye manzarasýnýn yýkýcý dinamikleriyle açýkça karþý karþýya gelmeden, hem de bunlardan en fazla maliyet üreten içi boþ ‘laiklik’ havuzuna atlamaktan geri duramadý.
Ýlk kez bir seçimde Alevi cemaati açýktan paylaþýlamayan bir unsura dönüþtü. Alevi cemaatine akýlsýz nesne muamelesi yapan bu yaklaþýmýn, Türkiye’nin demokratikleþme açýsýndan kýrýlma anlarýnda oynadýðý rol de iþin cabasý. Kaldý ki, genel anlamda Sünni veya Alevi her türlü dini görünürlükle varoluþsal sorunlarý bulunan, ilkel bir seküler pozitivist dünyanýn içinde yaþayanlar CHP ve HDP elitlerinin kahir ekseriyetini oluþturmaktalar. Bu minvalde, ötekileþtirilmiþ bir inanç grubunun sancýlarýyla samimi olarak ilgilenmekten ziyade, seçimlerde katalizör rolü oynayýp ardýndan anlamsýzlaþacak bir unsur olarak Aleviler seçilmiþ durumda.
Bu durumun en açýk delili, Diyanet tartýþmasýna “kaldýralým” þeklinde müdahil olarak, meseleyi hýzla bir Alevi talebi olmaktan çýkarýp bütün dindarlarýn sorunu haline getiren çapsýz yaklaþýmdýr. HDP’nin Ýslam’a ve dindarlara dair uygun gördüðü folklorik çapý aþan her görünürlükle açýktan sorun yaþarken, Aleviler üzerinden üstlendiði rol, ‘yeni bir açýlýmdan ziyade siyasal ve sosyolojik bir kambur’ olacaktýr.
Alevi cemaatinin oy versin veya vermesin AK Parti üzerinden Türkiye’ye derdini anlatmasýndan daha gerçekçi bir yol bulunmuyor. Lakin anlaþýlan, uzun yýllar devam eden CHP mahkûmiyeti bir süre de bazý Alevi gruplarý için HDP patinajý olarak devam edecek.