Gençlerin ne düþündükleri, neye ilgi duyduklarý, hayat tarzlarýnýn nasýl olduðu, hangi deðerleri benimsedikleri gibi konular hem gençleri tanýmak hem de gelecek hakkýnda bir takým öngörülerde bulunmak açýsýndan son derece önemli. Üzülerek ifade etmek isterim ki, Türkiye’de gençlik araþtýrmalarý, bugüne kadar ciddi anlamda ihmal edilmiþ bir alan. Bugüne kadar bu alanýn ihmal edilmesinin çeþitli sebepleri var. Bir sebebi, gençlere karþý genel bir takým kalýp yargýlarýn varlýðý. 1982 Anayasasýnýn ruhuna da sinen bu anlayýþ, gençleri anlamaktan ziyade, onlarý korumayý ve denetlemeyi öne çýkarmakta. Dolayýsýyla, bugüne kadar, Türkiye’de özellikle devletin gençlere yönelik tavrý, pek de “anlayýþlý” deðil.
Devlet Gençlerden Ne Ýstiyor?
Neyse ki, son yýllarda devlet daha normalleþiyor. Devlet normalleþtikçe, hemen her kesime bakýþýnda önemli bir olumlu dönüþüm var. Gençler de devlet için artýk sadece korunmasý ve denetlenmesi gereken bir kitle deðil, ayný zamanda dinlenmesi ve aktif katýlým için önüne imkânlar sunulmasý gereken bir kitle. Baþbakan Erdoðan liderliðindeki AK Parti hükümetleri, kimi önemli eksikleriyle birlikte, gençlerin enerjilerini daha iyi kullanmalarý ve potansiyellerini açýða çýkarma konusunda önemli gayretler sergiliyorlar.
Bu çerçevede, gençlere yönelik eðitim, kültür, spor ve istihdam olanaklarýnýn artýrýlmasý için büyük yatýrýmlar söz konusu. 2011 yýlýnda Gençlik ve Spor Bakanlýðýnýn (GSB) kurulmasý ise, hükümetin gençlere daha çok önem verme isteðinin bir sonucu. Gençlik ve Spor Eski Bakaný Suat Kýlýç döneminde, hemen her ilde gençlere yönelik çok önemli tesisler yapýldý.
Ek olarak, hem gençlere bireysel faydasý açýsýndan hem de Türkiye’nin rekabet gücünü artýrmasý açýsýndan gençlere yönelik yapýlan en önemli yatýrým, eðitim olanaklarýnýn artýrýlmasý. Zorunlu eðitimin 12 yýla çýkarýlmasý, Türkiye’nin 2020’li yýllara girerken çok daha iyi eðitimli bir gençliðe sahip olmasýný saðlayacak. Ayný þekilde, yükseköðretimde muazzam bir büyüme var. TÜÝK verilerine göre, 2001’de yükseköðretim net okullaþma oraný %13 iken, 2012’de bu oran %38,5’a çýkmýþ durumda. Bir baþka ifadeyle, yaklaþýk on yýl önceye göre, bugünkü 18-22 yaþ arasýndaki gençlerin üniversiteli olma imkâný tam üç kat artmýþ durumda.
Gençler Ne Ýstiyor?
Gençlere yönelik yukarýda sýralanan bunca yatýrýmýn yapýlmasý, gençlerin tümünün bu yatýrýmlarý yeterli bulduðu veya bu yatýrýmlarý yapanlara karþý olumlu baktýðý anlamýna gelmiyor. Gençlerin baþta istihdam olmak üzere önemli sorunlarý hâlâ var.
Gezi Parký olaylarýnda görüldüðü üzere, gençlerin bir kýsmý çeþitli nedenlerle rahatlýkla hükümet karþýtý bir pozisyona evrilip, þiddete bulaþabiliyorlar. Ancak, Türkiye’yi derinden etkileyen Gezi Parký olaylarý için bile, SETA’dan Hatem Ete ve Coþkun Taþtan’ýn “Kurgu ile Gerçeklik Arasýnda Gezi Eylemleri” baþlýklý sosyolojik çalýþmasý ile KONDA ve GENAR’ýn anketleri gibi örnekler istisna sayýlýrsa, saha verilerine dayalý olarak gençleri anlamaya yönelik çalýþmalarýn sayýsý maalesef çok az.
Memur-Sen için Stratejik Düþünce Enstitüsü tarafýndan hazýrlanan ve Mart ayýnda yayýnlanan “Türkiye Gençlik Profili Araþtýrmasý”, buraya kadar yazdýðýmýz gençleri anlamaya yönelik araþtýrma eksiðini kapatmaya çalýþan önemli araþtýrmalardan. Erol Göka’nýn bu araþtýrma vesilesiyle söylediði gibi, hem devlet hem de sivil toplum kuruluþlarý gençlere, “oltayla deðil sevgi ve þefkatle, anlayýcý bir dikkatle yaklaþmalý” (Yeni Þafak, 6 Mart 2014).
Memur-Sen’in araþtýrmasý çok kapsamlý. Gençlerin Çözüm Süreci, seçmeli din dersleri, Gezi Olaylarý, darbeler, kamuda baþörtüsü, Türkiye’nin geleceði vb. güncel konularda fikirleri sorulmuþ. Bulgularý burada özetlemem imkânsýz. Ancak benim çýkardýðým genel sonuç, gençlerin bu konulardaki görüþlerinin kutuplaþmýþ olmasý. Bunun kökeni, gençler deðil, siyasetin kendisinin bu kadar kutuplaþmýþ olmasý. Gençlerimizi kutuplaþmaktan ve çatýþmadan uzak tutmak, onlarýn ölmemeleri için çabalamak, hepimizin sorumluluðu...