Pensilvanya-İstinye hattı hâlâ faal

Densiz FETÖ’cü Ergun Babahan, “Türkiye halkları Bahçeli’siz bir siyaset dönemine hazır olmalı” diye densizce bir tweet atıyor, ABD Ankara Büyükelçiliği üzerine atlıyor. Yani densiz FETÖ’cünün tweetini paylaşıyor... 

Türkiye’nin bu olaya tepkisi çok sert oldu. ABD Maslahatgüzarı Dışişleri’ne çağrıldı. 

Tepkilerin ardından ABD Büyükelçiliği'nden de bir açıklama geldi. Büyükelçilik Twitter hesabından “Bugün Büyükelçilik Twitter hesabından, yanlışlıkla bir tweet beğenilmiştir. Bu hatadan dolayı pişmanız ve her türlü karışıklık için özür diliyoruz” mesajı paylaşıldı. 

Bu olay bize şunu gösteriyor: 

Pensilvanya-İstinye (ilaveten Ankara) hattı hâlâ faal... 

Bir diğer ifadeyle, “işbirlikleri” devam ediyor. 

İşbirliği masum kalır... 

Bahçeli’siz bir siyaset dönemi FETÖ’cüler kadar Amerikalıları da sevindiriyorsa, orada işbirliğinden öte, ortak bir çalışma da aramamız gerekiyor. 

Ki, bu “ortak çalışma”nın mahiyetini 15 Temmuz’da idrak ettik. 

Birçoğumuz darbenin karargâhı olarak Akıncı üssünü bellemiştik. 

Evet, Akıncı üssü bir “toplanma ve dağılma merkezi” olarak kurgulanmıştı, darbe başarılı olsaydı işler buradan koordine edilecekti ama asıl merkez, ABD Ankara Büyükelçiliği’ydi. (Büyükelçilik burada “yönlendirici” işlev görüyordu. Asıl merkez, İstinye’de bulunan ABD Başkonsolosluğu’ydu... Emirler, doğrudan İstinye’den geliyordu.)

Darbe, 17 Aralık’ta başladı... 

FETÖ’nün ilk açık saldırısıydı (MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması gibi “örtük” girişimleri saymıyoruz bile.)

İkinci “öldürücü yumruk” 25 Aralık’ta geldi. 

Meğer bu iki girişim de, İstinye’nin bilgisi dâhilinde gerçekleşmiş... Konsolosluk çalışanı Metin Topuz’un ifadelerinden ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının elde ettiği bulgulardan bunu anlıyoruz. 

İstinye, olacaklar konusunda FETÖ tarafından “önceden” bilgilendirilmiş. 

Metin Topuz ve Fetullahçı polisler arasındaki telefon görüşmeleri (tam 10 kez temas sağlanmış), bize, hem İstinye’nin bilgilendirildiğini, hem de oradan talimat aktarıldığını söylüyor. 

Müttefikimizin yakın ilgisi sadece 17/25 Aralık soruşturmasıyla sınırlı değil... 

Ergenekon yargılamalarında da devreye girmişler. Hem firari savcı Zekeriya Öz’e enformasyon sağlamışlar, hem de Metin Topuz üzerinden “sahte gizli tanık” ayarlamışlar. 

FETÖ’nün ikinci ciddi darbe atağını, MİT TIR’larına yapılan baskın oluşturuyor. 

İstinye burada da rol almış... 

MİT TIR’ları baskınını organize eden FETÖ imamlarının İstinye’yle yakın temas halinde olduğunu yine Metin Topuz’un ifadelerinden öğreniyoruz. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu bilgiye Metin Topuz’un itiraflarından önce ulaşmıştı. HTS kayıtlarını izleyerek, İstinye’yle FETÖ’cü imamlar arasında yakın temas bulunduğunu keşfetmişti. 

İlk iki girişimi söktüremeyen FETÖ, bu kez 15 Temmuz’da Kamikaze saldırısı düzenledi. 

İstinye’nin bu saldırıdaki rolünü hatırlatmaya gerek yok. 

Nerdeyse bütün misyonları ve hücreleriyle darbenin içindeydiler ama bunu gizlemeye gerek bile duymadılar. Çünkü darbedeki rollerinin kurcalanmayacağını, sorgulanmayacağını, muhakeme konusu yapılmayacağını düşünüyorlardı. 

Böyle alıştırılmışlardı... 

Önceki darbelerin hiçbiri “dost ülke” Türkiye tarafından sorgulanmamıştı. 

Bırakın sorgulamayı, küçük bir sitem bile yollanmamıştı. 

Hülasa... 

Densiz FETÖ’cü Ergun Babahan’ın yazdıkları, ABD tarafından beğeniyle karşılanıyor. 

Buradaki “yakınlık”, aynı zamanda bir itiraftır. 

Darbeyi birlikte kotardıklarının itirafı...