Perşembenin gelişini salıdan görebiliyorum

Sezonun başlamasına şurada 2 haftadan daha kısa bir süre kaldı. Galatasaray’ın transferde izlediği politikaya bakınca durumu hiç de iç acıcı olarak görmüyorum.

Son transfer Tolga Ciğerci’ye bakıyorum. Kim bu oyuncu? Nereden çıktı da bir anda transfer edildi. Futbol geçmişi nedir? Ne gibi başarıları var? Hangi takımlar kendisiyle ilgilendi. Bu kadar iyi bir oyuncuydu da niye daha önce ne Fenerbahçe, ne Beşiktaş, ne de Trabzonspor onunla ilgilenmedi.

Şöyle bir geçmişine bakıyorum. Wolfsburg’da oynarken iki kez kiralık gönderilmiş. Kiralık gittiği son takım Hertha Berlin sonra onu bonservisiyle almış. Hiçbir özelliği olmayan sıradan bir futbolcu görüntüsünde.

Galatasaray böyle bir oyuncularla mı, böyle transfer politikasıyla mı lige girerek şampiyon olacak! Tamam Finansal Fair-Play var, transfer o kadar kolay değil. Değil de, illa ki transfer yapmak için mi transfer yapılır.

Tolga Ciğerci bana biraz da mecburiyetten alınmış bir oyuncu gibi görünüyor. Galatasaray büyük kulüptür, böyle torbadan çıkan, mecburiyetten alınan futbolcularla mücadele etmez.

Transferde ince elenip sık dokunur, ucuz futbolcu da alınır. Ucuz futbolcu kötü futbolcu demek değildir. Yeter ki iyi izlensin, takip edilsin, yeterli görülürse de alınsın.

Evet ligde geri sayım sürüyor, Günler, saatler, dakikalar hızla geçiyor. Takımda hala orta saha ve forvette eksiklikler var. Bunlar ne zaman giderilecek ve Galatasaray futbol takımı ne zaman tam olarak hazırlanıp da lige başlayacak.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Ama iş Galatasaray’ın bu sezonki görüntüsüne gelince perşembenin gelişini salıdan da görmek zor değil. Olmuyor, Galatasaray’a bu görüntüler yakışmıyor. Türk futbolunun her zaman lokomotifi olan Cim-Bom’un artık silkinip kendine gelmesi şart.