Siyaset sözlüðüne, MÖ 280 yýlýnda antik Yunan kolonisi Tarentum’un kralý Pirus’un Roma Ýmparatorluðu’na karþý yaptýðý harekatýn hediyesidir. Roma ordusunu alanda yenmiþ ama son zaferinden (!) sonra “Bir zafer daha kazanýrsam, kaybedecek hiçbir þeyim kalmayacak” sözüyle tarihe geçmiþtir. Karþýlýðý, yýkýcý büyüklükte kayýplara karþýn kazanýlan anlamsýz zaferdir…
…Ve bugün Türkiye’nin bir kesimi, bu tür bir sözde zaferin peþindedir, parolasý, “bu adam gitsin de, ne olursa olsun”dur.
Yaþanýlan “siyasi beyin sendromu” aðýrdýr. Ýzmir Marþý’ný duyduðunda Mustafa Kemal baðlýlýðý ayaða kalkan bir kesimin bu þifre doðrultusunda HDP’ye oy verme hesaplarý yapma düzeyindedir.
Bir an bile düþünmüyorlar: Gazi Paþa yaþasaydý, bu topraklarda, Amerikan emperyalizminin bayraðýnýn altýna sýðýnýp, Türk askerine kurþun sýkan bir kanlý örgütün yaþama þansý olur muydu? Tabii ki hayýr!..
Emperyalizmin bölgesel hedefleri doðrultusunda “Kobani ayaklanmasý” tezgahlayýp, 63 masumun kanýna girmiþ biri olacaksýn, seni de CHP’li biri hapiste ziyaret edip taltif edecek… Hep söylüyorum, Mustafa Kemal kalkýp gelse, bugünkü CHP kadrosunu bir gün içinde Ýstiklal Mahkemesi’nden geçirip, Ulus Meydaný’nda sallandýrýrdý.
Muharrem Ýnce, birden Gülen’in iade dosyasý tartýþmasý çýkardý, kim kulaðýna fýsýldadýysa, (tahminim hakiki bir ABD’li olmadýðýdýr) hükümet de iþi ciddiye aldý!.. Bakýyoruz, Adalet Bakanlýðý’nda 5 saat süreyle belge inceleyen heyette FETÖ tescilli bir avukat var!.. Ýhtimal, ABD Adalet Bakanlýðý’nda dürüst bir bürokrata denk geldiler, kendilerine Türkiye’nin belgeleriyle ilgili hiçbir bilgi vermedi, bunun üzerine Ýnce’yi kullanarak bilgileri aldýlar.
Bu ne? Artýk aklý baþýnda Amerikalýlar’ýn bile dýþladýðý alçak bir terör örgütüyle iþbirliði deðil mi?
Ve siz, Ankara’daki siyasiler, bürokratlar, böyle bir tezgaha nasýl izin verdiniz, vatansever cephede bir gedik açýlmasýna nasýl sebep oldunuz?
Kendinize “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyorsunuz;
-) CHP yönetiminin FETÖ ile açýk iþbirliðine (son yaþanýlan heyet vakasý da sizi uyandýrmýyorsa, çaresiz bir durumdur)
-) Kandil’deki Nurettin Demirtaþ’ýn kardeþi Selahattin üzerinden bölücülerle flörtüne,
-) Emperyalizmin hedefindeki TÝKA gibi Türkiye’nin “sivil akýncý tugaylarýna” karþý çýkýp Öcalan’ýn istediði Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Þartýný kabul ediþine, ses çýkarmýyorsunuz.
Daha vahimi, ikisi de birer Amerikan emperyalizmi ürünü olan FETÖ ve PKK ile sürdürülen kararlý mücadele de sizleri etkilemiyor. (Afrin’e girme, Kandil’e sakýn girme, ne iþimiz var El-Bab’da, iþ baþýna geldiðimizde FETÖ maðdurlarýna itibar iadesi vb…)
Kafada tek þifre var: Bu adam gitsin de ne olursa olsun…
Bu türün tipik örneði, hem de 29 Ekim 2015 gibi anlamlý bir günde “Þimdi cemaati savunma zamaný” diye yazýp, son olarak 31 Mayýs 2018’de “HDP olayý” yazýsýyla Demirtaþ ve HDP’ye oy isteyen “Atatürkçü”(!) Emin Çölaþan’dýr…
TL’nin deðer kaybýndan coþkulu sevinç duymak, “Mustafa Kemal’in askeri olmanýn hangi sayfasýnda yazýyor”, söyleyeyim, “memlekete ihanet sayfasýnda…”
Sakýn, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adýný bu pislik politikalara alet etmeyin!..
Belli ki, aranan bir Pirus Zaferi…
Bu, emperyalizmin ülkeye kaybedecek hiçbir þey býrakmadýðý bir sözde zafer arayýþý…
Bu yazý, benim, torunlarýma mirasýmdýr, ey okur…
Bu ülke nereye savrulur bilemem, ama en azýndan torunlarým, bir gün “dedemiz uyarmýþ” derler…