Eþlerin ne kadarýnýn sadýk olduðu ne kadarýnýn aldattýðýnýn rakamlarý konusunda tartýþmalar var. “Erkek milleti aldatýr”, “bütün erkekler aldatýr”, “eþlerde sadakat aramak nafile”, “artýk kadýnlar da erkekler kadar aldatýyor” benzeri kalýp yargýlar doðru deðil. Erkeklerin bir kýsmý eþlerini aldatýyor. Kadýnlarýn ise daha az bir kýsmý eþlerini aldatýyor. Erkeklerin büyük kýsmý, kadýnlarýn ise daha büyük kýsmý eþlerini aldatmýyor.
Amerikan istatistiklerine göre erkeklerin üçte biri, kadýnlarýn dörtte biri evliyken eþlerini aldatýyor. Bazý istatistiklerin rakamlarý biraz daha yüksek bazýlarýnýn ise daha düþük. Örneðin Amerika’da, 1994 yýlýnda tüm ülkeyi temsil edilecek þekilde yapýlan, “Ulusal Saðlýk ve Sosyal Yaþam Araþtýrmasý’na göre, kadýnlarýn yüzde 90’ý, erkeklerin yüzde 75’i evlilikleri boyunca eþlerine sadýk.
CÝSED üzerinden yayýlan istatistikler yanýltýcý
CÝSED kaynaklý, Türkiye’de evli erkeklerin yüzde 60’ý, kadýnlarýn yüzde 40’ý aldatýyor þeklinde kamuoyuna yayýlan bilgi, tipik bir “bilimsel cahillik” örneði. Çünkü, bu rakam internet sitesine konulan anketlerden çýkarýlmýþ. Üstelik CÝSED baþkaný kendi yayýmladýðý videoda “yüz yüze yaptýðýmýz anketler de var. Onlar daha düþük” diyor.
Halbuki, toplumsal örneklem alýnmadan, internet sitesinden yapýlan bir anketin toplumsal yaygýnlýðý göstermediðini araþtýrma iþleriyle uðraþan herkesin bildiði bir meseledir. Bu durum, seçim sonuçlarýný bir partinin internet sitesindeki anketin sonuçlarýna göre tahmin etmeye benzer. Aldatma ile ilgili sorun yaþayan kiþiler, bu konuda yayýnlar yapan bir internet sitesine gidip, oradaki anketi doldurmasý beklenen bir durumdur. Bu sebeple de internet sitesinde toplumun genelini yansýtmayan özel bir topluluk birikir. Buradan çýkarýlacak sonuçlar da genellenemez.
Aslýnda, Türkiye için eþ aldatma oranlarýný güvenilir bir þekilde gösteren bir araþtýrma yok. Dikkate alýnacak tek bilgi, TÜÝK’in boþanma gerekçelerinin yüzde 16,8’inin aldatmaya baðlý olduðu bilgisi. Bu bilgi de bize aldatmanýn toplumsal düzeyde yaygýnlýðýný göstermez.
Aldatma ile ilgili rastgele rakamlarýn muhtemel sebepleri
Bir iþle uðraþanlar, belirli bir durumla sýk karþýlaþanlar, o meseleyi genelleme eðiliminde olurlar. Örneðin hýrsýzlýk ile ilgili bir masada çalýþan polisler, tüm toplumu hýrsýz veya potansiyel hýrsýz gibi hissetmeye baþlayabilirler. Boþanma iþleriyle uðraþan bir avukat, herkesin boþanma eþiðinde olduðu hissine kapýlabilir. Benzer þekilde, aldatýlan eþlerin öyküsünü dinleyen terapistler, tüm eþlerin aldattýðý gibi bir yanýlgýya düþebilirler. Halbuki, tüm bu örnekler toplumsal kesimlerin sadece bir kýsmýný gösterir. Bu açýklama modeli CÝSED üzerinden yayýnlanan yanýltýcý istatistiklerin en masum izahý.
Ýkinci izah þekli ise, pazarlama faaliyetleri ile gerçekliði birbirine karýþtýrmak. Meseleyi gündemde tutmak için þaþýrtýcý sözler söylemek, rakamlar vermek, gerçekten de meselenin gündemde olmasýna yardýmcý oluyor. Yalnýz, gerçekliði karýþtýrmanýn maliyeti oldukça yüksek. Herhangi bir toplumsal sorunu görmemezlikten gelmek ne kadar büyük sorun ise, o meseleyi olduðundan büyük göstermek de bir o kadar sorun. Gerçekliði olduðu gibi ortaya koymak lazým. Ne az ne fazla.
Toplumsal sonuçlarý açýsýndan bu kadar önemli bir konuyu bu kadar rastgele ifade etmek anlaþýlýr bir durum deðil. Aldatan erkekler bu yanlýþ bilgiyi, kendi yaptýklarýný meþrulaþtýrmak için kullanýyorlar. Asýl anlamakta zorluk çektiðim þey ise, Hürriyet Gazetesi yazarý Ertuðrul Özkök’ün yaptýðý þey. Kendisi de akademisyen kökenli olan Ertuðrul Özkök’ün, basit bir internet anketi üzerinden genelleyici büyük laflar etme ihtiyacý nereden kaynaklanýyor?