Piyasalara çağrı!

Ne mi diyorum? Vermek istediğim mesaj açık; “Suriye ile savaş” spekülasyonu ve bunun fiyatlanması denenebilir. Asla peşine takılmayın!

Sevgili dostlar, Cuma akşamından itibaren hayretle medyamızın “savaş çığlıklarını” seyrediyor, dinliyorum. Anlık yayını izletme derdiyle konuşulanlar, ortaya atlayanlar-atılanlar, o kadar ileri noktalara gidiyorlar ki; dinleyenlere “haydi gidiyoruz” deseniz, “hayır” demezler! Biri çıkıyor, silahlı kuvvetleri karşılaştırıyor, bir başkası kaç günde Şam’a varacağımızı anlatıyor, en sakin olanı bile “bir hafta sonra oradayız” demeden geçmiyor, ortama kapılıp geçemiyor...

Ey SAVAŞKAN kardeşler, olaya sadece Türkiye-Suriye çizgisinde baktığınızda “neleri ıskaladığınızın” farkında mısınız? Türkiye’yi “kendi amaçları doğrultusunda” Ortadoğu’nun “savaş denklemine” dahil etmek hatta “öne düşürmek” isteyenlerin “bu dalganın” neresinde olabileceklerinin idrakinde misiniz ! Olay ne sizin gördüğünüz kadar basit, ne de gelişmeler sizin anlattığınız kadar kolay ve “düz” ! Suriye adıyla “sınırlanan” toprakların parçalanmaya başlanması veya bu yolda adımlar atılması “çok daha karmaşık ve birden çok bilinmeyenli denklemin” ortaya çıkmasının ilk hamlesi!

Sevgili dostlar, siz bizim medyamızın savaş çığlıklarına bakmayın ve asla bu sanal “ortamı” fiyatlamayın veya fiyatlanmak isterse iştirak etmeyin! Suriye-Türkiye çatışması ve Ortadoğu’da haritanın değiştirilmeye başlanmasının ilk adımının atılması için bu olay “tek başına yeterli değil” ve kısa vadede “sıcak bir çatışmanın” başlaması için sebep olamaz! Detaya lütfen dikkat; harita değiştirilmek isteniyor, zorlanıyor, tahrik ediliyor olabilir ama bu adım “sürecin” daha belki de “ilk taşı” ve bu yolda daha çok sorgulama yapacağız...

Sonuç: Türkiye, 1980-2003 arasında her “düz” olmayan çizginin farklı algılatıldığı, algılamaların zorlandığı ve ardından “fiyatlamalarda” spekülasyonların tavan yaptığı günler gördü. Ne oldu? Her zaman Türkiye kaybetti, her zaman yaratılan dalgaların altında vatandaş kaldı! Detaylara ve yaşananlara dikkatli bakanlar “rüzgarı arkalarına aldıklarını zannettiklerinde” gördükleri zararı bir kez daha hatırlasınlar !

Son söz: Türkiye’nin “YENİ DÜNYA DÜZENİ” içinde başlattığı hamlenin durması ve Ortadoğu’da “ellerin kaos’a kalkması için” Türkiye’nin “Suriye sınırından girmesi” yeterli! Küresel güçlerin bu hamleyi yapmaya çalıştığını görelim ve sakin olalım!

Not: Dünya piyasalarında bu olayın fiyatlanmadığını en iyi altın fiyatında anlayabiliriz! Grafik net bir mesaj veriyor; altın son dönemde test ettiği en düşük seviyeyi 3. kez test ediyor ve olay duyulduktan sonra piyasa saatlerce açık kalmasına rağmen en küçük bir yukarı hareket olmuyor!

Vize konusunda önemli detaylar!

Avrupa’nın” Türk vatandaşlarına vize uygulayamayacağını” 10 yıldır savunan ve bu konuda kendi imkanları ile şahısların açtığı davalara bile katılan biri olarak “gelinen noktayı” Türkiye adına “komik” buluyorum. Neymiş; zamanla vizesiz Avrupa başlayacakmış... HANGİ AVRUPA? Hangi BİRLİK?

Sevgili dostlar, 10 yıl önceki yazılarımı bulun tezim hep aynı ve hukuki detayları da değişmeyecek! Neler mi? Çok kısa arz edeyim;

- AB ülkeleri 1970’te imzalanan ve 1973’te yürürlük kazanan Katma Protokol gereği Türk vatandaşlarına vize uygulayamaz. Vize, 1980 sonrası konulan ve imzalanan protokol şartlarını imzacı ülke aleyhine değiştirdiği için kanunsuz olan bir uygulama. Türkiye, katma protokolleri imzalayarak sonradan eklenebilecek maddelere karşı kendini korumuş olmasına rağmen bu hak nedense bugüne kadar gündeme gelmedi...

2- Gümrük Birliği kavramı gereği; AB ülkeleri, doğrudan ve dolaylı olarak GB kavramı içinde kalan Türk vatandaşlarına vize uygulayamaz. AB ülkelerinde çalışma ve yerleşme haklarına engel olamaz. “Bunun kanıtı ne” derseniz, AB Adalet Divanı’nın BİR “İLK” i OLAN 11.05.2000 tarihli kararı çok açık: “Türk vatandaşı olan işveren ve serbest meslek sahiplerinin Katma Protokol’ün yürürlüğe girdiği 1973 tarihinden itibaren ‘haklarına kısıtlama getirilmesine’ imkân yoktur.”

3- Ankara Antlaşması Madde 13 ve Madde 14’e göre karşılıklı yerleşme serbestliği hakkını Türkiye de kazanmış oldu.

Sonuç: Hem Ankara Antlaşması, hem “1970- 73 Katma Protokolü” hem de “GB kavramı” gereği Türk vatandaşlarına asla vize uygulanamaz. Avrupa ülkelerinde “iş edinmeleri ve kurmaları” engellenemez... Lütfen herkes BU DETAYLARI anlasın ve zaten olan haklarımız bizlere PAZARLANMASIN! Tartışma neden komik sanırım, biraz aktarabildim...