Piyonlardan Þaha...

Yazýya “Bu kadar çok düþmaný acaba nasýl ürettik?” þeklinde bir cümle ile girsem,tahmin ederim, kimi gönüllerde burukluk oluþur. Çünkü biraz etrafýmýzda oluþan düþmanlýklarý “bizim ürettiðimiz” gibi bir  muhteva var bu ifadede.

18 temmuz tarihli Sabah gazetesindeki Mehmet Barlas'ýn yazýsý bu baþlýðý taþýyordu.

Barlas'ýn yazýsý, sayýn Cumhurbaþkaný'nýn Meclis'te 15 Temmuz dolayýsýyla yapýlan toplantýdaki þu ifadeler üzerine kaleme alýnmýþtý:

“Eðer güçlü olmazsak bize bir tek gün bile yaþama hakký vermeyecek o kadar çok düþman pusuda bekliyor ki, isimlerini tek tek saysak çok ciddi uluslararasý krizle karþýlaþýrýz.”

Aslýnda sayýn Cumhurbaþkaný'nýn“isimlerini tek tek saysak” diye iþaret ettiði“düþmanlar” bir yandan daTürkiye'nin dost, müttefik, stratejik ortak çerçevesine giriyordu.

Amerika orada, Avrupa'nýn bir çok ülkesi (baþta Almanya) oradaydý. “Ýslam dünyasý” kapsamýna giriyor gözüken bir çok ülke “devþirilmiþ” durumdaydý.

Üstelik bunlarýn içeriye doðru uzandýðýný ve Türkiye'yi tehdit ettiðini de biliyoruz. Cumhurbaþkaný'nýn sözleri çok açýk:

“FETO'nun yalnýzca FETO olmadýðýný, PKK'nýn yalnýzca PKK olmadýðýný, DEAÞ'ýn yalnýzca DEAÞ olmadýðýný çok iyi biliyoruz. Bunlarýn arkasýnda kimlerin olduðunu da biliyoruz.”

“Düþmanlarý nasýl ürettik?” ya da“Neden düþman oldular?” 

Her ülke düþmanlarýnýn az, dostlarýnýn çok olmasýný ister. Çünkü düþman demek tehdit demektir, güvenlik sorunu demektir, bu da insanýnýzýn kaygý duymasýna yol açar, kaygýlarý gidermek için de, ek savunma çabalarý içine girersiniz.

Türkiye bir süredir güvenlik kaygýsý taþýyor.

“Beka sorunu”diyoruz.

Milli Güvenlik Kurulumuzun en son toplantýsýnda, “düþmanlýklara karþý kararlýlýk” duruþu seslendirildi.

Devletin zirvelerinden, sokaktaki sade insana kadar iþin ciddiyeti üzerine düþünmeyen yok gibi.

15 Temmuz'u, Milli Mücadele'den sonra yaþanan en büyük tehlike ve millet direniþi olarak görüyoruz.

Türkiye içerden vurulmak istendi.

Sayýn Cumhurbaþkaný Meclis konuþmasýnda, bir, tehditlerin niteliðini tanýmladý, iki, bu tehditlerle mücadelenin hedefini dile getirdi. Þöyle dedi:

“Piyonu ezip geçmeden kaleleri alamaz, Þahý da mat edemeyiz. Onun için önce bu hainlerin kafasýný kopartacaðýz.”

Biraz açalým bu sözü:

Ýçerdeki hainler piyonlarý oluþturuyor, onlarýn arkalarýnda da onlarý kullananlar var, önce onlarýn kafalarýný kopartacaðýz, oradan da Þah'a varacaðýz.

Bir satrançtan söz ediyor sayýn Cumhurbaþkaný. Satrançta piyonlar vardýr, atlar, filler, vezirler, kaleler ve Þah vardýr. Satrancý dikkatli oynamak lazýmdýr. Çünkü bazen alýnanlar bilinerek verilmiþ olabilir. Çünkü genelde önce piyonlar öne sürülür, onlar verilir, ama rakibin amacý, sizi bir þeyler kazandýðýnýz duygusuyla oyalayýp, Þah'ýnýza ulaþmaktýr.

Sizin Þah'ýnýz kimdir, nedir?

Onlarýn Þah'ý kimdir, nedir?

Eðer FETÖ, PKK, DAEÞ gibi örgütler ya da, bölgedeki kimi devlet(çikler) piyonsa, onlarý devreye süren Þah kimdir? Þah'ý koruyan kaleler, filler, atlar, vezirler kimdir? Biz þu ana kadar piyonlarýn ötesinde onlardan etkili bir oyuncuyu alabildik mi? Biz savaþta hangi güçleri kullanabilir durumdayýz?

Bir ara oyunu kazanýyor gibi bir hissi yaþadýk, her þey iyi gidiyordu, içimizde sevinç kýpýrtýlarý vardý. Þimdi düþman, düþman, düþman kaynýyor etrafta.

“Düvel-i muazzama – Büyük devletler”vardý, Birinci Dünya savaþý sonrasýnda. “7 Düvel”le boðuþmuþ, Anadolu'yu kurtarmýþtýk aç kurtlarýn elinden. Boðuþma büyüktü, ödediðimiz bedel de büyüktü, Osmanlýmýz gitti, elimizde bu vatan parçasý kaldý.

Zaman zaman dünya güçlerinin “Osmanlý ile hesaplaþmasý bitmedi” gibi cümleler kuruluyor.

Kahramanlýk destaný yazmak güzel. Ama vatanýn bugün de orasýndan burasýndan didiklenmesi karþýsýnda yüreðimizdeki tedirginlik de gitmiyor.

Tevekkeli eskiler “Bir düþman çok, bin dost az” sözünü boþuna söylememiþler. Düþmanlarýn bizim aramýzdan bile örgüt – devlet devþirmesine bakýnca oyunun baþka türlü oynandýðýný ve çok da mertçe oynanmadýðýný görüyorsunuz. Dikkat gerekiyor.