PKK bunu neden yapıyor?

Yasin Börü ve üç arkadaşı neden bu kadar feci şekilde, bitmek bilmeyen cani hisle ve ibret olsun diye öldürüldü? 

Demirtaş, birkaç gün öncesinde Başbakan Davutoğlu’na PKK adına “kamu düzeni bozulmayacak” sözü verdiği halde neden 6-8 Ekim’de sokak çağrısı yaptı ve 52 kişinin ölümüne sebep oldu?

Öcalan, kardeşi aracılığıyla “IŞİD’e her yerde saldırın” talimatı gönderirken, HDP parti kurulu neden İmralı’yla eş zamanlı olarak, toplantının sona ermesini bile beklemeden “Işid’e direniş ve sokak çağrısı” yayınladı?

PKK otuz beş yıldır devlete sıktığı silahını neden 6-8 Ekim 2014’te bölgede kendisi gibi düşünmeyen, kendisine itibar etmeyen “öteki Kürtlere” yöneltti?

Neden 15 Temmuz 2015’te ateşkesi bitirip “devrimci halk savaşı” başlattı ve bütün kurum ve kuruluşlarıyla, silahlı-külahlı yapıları ve elemanlarıyla hendek kazmaya, hendeklere patlayıcı gömmeye, asker polisle birlikte doktorları, öğretmenleri, çocukları, sivil Kürtleri öldürmeye ve hendek ortasında özyönetim ilan etmeye kalktı?

HDP ve diğer sivilimsiler PKK terörünün adını neden onurlu direniş, halk ayaklanması vs koydu?

Aslında başlığa çekilebilecek bir tek cevabı var bunun.

PKK, Suriye’de bir devlet kurmak istedi.

Bunun için, tarih içinde kısacık bir an sayılabilecek konjonktürün müsait olduğunu ve bunun ıskalanmaması gerektiğini düşündü.

Kimyasal silahlarla çocuk öldüren Esed dahil diğer katil yönetimlerden hizmet karşılığında “olur” almışken, istedi ki Türkiye de “olur” versin. Hatta Türkiye, PKK devletinin kurulmasına bizzat yardım etsin.

***

Türkiye “hayır” dedi, “Çözüm süreci, Türkiye içindeki sorunu çözmek içindir, başka bir ülkenin parçalanıp pay edilmesi için değil.” 

Buna rağmen elinden geleni esirgemedi. 

PKK-PYD’nin Rojava’dan sürdüğü Türkmenlere, Araplara ve öteki Kürtlere açtığı gibi 200 bin Kobanili’ye de açtı kapısını Türkiye ama PKK -ıh -ıh. Kuşatma altındakileri Türkiye’nin doyurması da yetmedi PKK-HDP’ye, DAEŞ’e karşı savaşırken yaralananların Türkiye’deki hastanelerde tedavi edilmesi de. 

Irak işgalinde Amerikan askerlerinin topraklarından geçişine izin vermeyen, bu nedenle ABD ile ilişkileri ciddi hasar gören Türkiye, tarihinde bir ilk olarak Kobani’ye yardıma giden Peşmerge’ye açtı topraklarını ama bu da yetmedi PKK’ya. 

IKYB Hükümet sözcüsü Safin Dizayi “Türkiye olmasa Kobani düşerdi”, PYD başkanı Salih Müslim’in abisi “Türkiye’nin yaptığını tarih altın harflerle yazacak” derken bunlar da PKK’ya yetmedi. Peki neden? 

DAEŞ’i terör örgütü olarak ilan eden ilk ülke Türkiye olmasına, DAEŞ de Türkiye’yi hedef aldığını açıkça ilan edip terör saldırıları düzenlemesine rağmen PKK-HDP hattı, bölgeyi kan gölüne çevirenlerin yalan ve manipülasyonunda Kürt gençlerinin hayatı pahasına neden figüranlık yapıyor? 

HDP’nin “onurlu mücadele” gibi gülünç bir ad verdiği kanalizasyonlu devrimci halk savaşında “halk”ın olmadığını, kendisine destek vermiş ilçelerde bile halkın onlardan kaçtığını neden görmüyor PKK-HDP?

Kürt meselesini doğuran, PKK’yı var edip besleyen vesayetçi siyasetin “halka rağmen halk için” politikasının Kürt versiyonundan ibaret olduklarını neden göremiyorlar?  

DAEŞ vahşeti PKK cinayetlerini temize çıkarır mı zannediyorlar?

Siyasi operasyonlarında, öngörülerinde daima çuvallayan Paralel yapı, Doğan grubu ya da yerli ve ezik sömürgeciler öyle istiyor diye; 1100 akademisyen teröre imzalı destek verdi diye; CHP ve MHP doğru ve dirayetli siyaset yapamıyor diye Türkiye, güneydoğuyu vatandaşlarıyla birlikte PKK’ya teslim edecek mi sanıyorlar?

İç savaş denemesi ya da Sultanahmet’te canlı bomba Türkiye’nin terörle mücadelesini zayıflatmaz, bilakis artırır, pekiştirir. Kendi menfaatlerini gözeterek Suriye’deki fırsatçılığa “olur” vermeyen Türkiye’nin, bir sonraki evreye hazırlık olsun diye hendek ardında ilan edilen özyönetime evet demesi ve tüm hak ve özgürlüklerini güvence altına aldığı Kürt vatandaşlarını PKK’ya rehin vermesi düşünülebilir mi hiç?