Kýrk yýl süren bir iç çatýþma döneminin sonucunda binlercesi can verdi, daha þanslý olanlar, yani sað kalanlar silahlarýyla beraber geri çekiliyor.
Geri çekilmenin mutabakatýnda silahsýzlanma konusu yok.
O baþka bahara kaldý.
Dolayýsýyla tamamlanmamýþ eksik kalmýþ bir barýþ oldu bu. Silahlar sustu, PKK Ýran’da olduðu gibi, Türkiye’ye karþý silahlý mücadeleyi durdurdu.. Bu kadarý bile yeni bir tarih ve yeni bir sayfa açmak için yeter, ama bu ülkenin yurttaþý olan gençler izahý zor bir biçimde, ellerinde silahlarý çekip gidecekler.
Türkiye’de ve Ortadoðu’da siyasetin ve diplomasinin kartlarý, yeniden karýlacak þimdi.
Kendilerini neyin beklediðini çok da bilmeden çekip gidecek olanlar ise bu savaþ oyununun gerçek kurbanlarý.. Anneleri, babalarý endiþe ve merak içinde beklemeye devam edecek. Ne zamana kadar, bunu kimse bilmiyor..
Belki Kandil’de biraz daha duracaklar.. Bir kýsmý belki Suriye’de cepheye sürülecek.. Belki çok az bir kýsmý dönebilirse eðer, sessiz sedasýz evine dönecek.
Trajedi bitmiyor sadece coðrafya ve sýnýr deðiþtiriyor.
Silahlar susarken silahsýzlanmayý da beraberinde düþünmek mümkün olabilir miydi veya bunu engelleyen ne gibi sebepler vardý üstünde durmaya deðer doðrusu.
Böylesi bir tarihi adýmýn sonunda, insanlar silah býrakanlarýn, en azýndan baþkasýný öldürmemiþ olanlarýn evlerine döndüðünü görebilmeliydiler.
Suç iþlemediði bilinen, beþ yüz kiþi veya bin kiþi. Her neyse. Türkiye barýþa bu yönüyle de tanýk olabilseydi, geleceðe daha büyük bir umutla bakmak mümkün olabilirdi.
Bu gençler herhalde, Kandil’de oturup seçim barajýnýn düþmesini veya en iyi þartlarda, beþ-on yýl sonra ana dille eðitimin hayata geçmesini beklemeyecekler.
Siyasete ve diplomasiye þans vermek için, daðlara çekilip, elde silah toprak ve devlet talebinde bulunan örgütler var, ama daðlara çekilip yeni anayasa yapmanýzý bekleyeceðim diyen silahlý bir örgüt bugüne kadar dünyada var olmadý. Hele bu örgüt 2.5 milyon oy alýyorsa..
Üçüncü dünya savaþý olur, Ortadoðu karýþýr filan onu bilemem, ama baþka koþullarda, Türkiye’de silahlý mücadeleye geri dönüþ hiç mümkün deðil artýk.
O halde dün itibariyle geri çekilmeye baþlayan PKK’li gruplarý uzun sürede Kandil’de tutmak anlamsýz.
***
Peki bu gruplar savaþmayacaklarsa, ne yapacaklar?
PKK liderlerinin Kandil’den Suriye’ye geçtiði haberleri geliyor. Lider gidince, militan da arkasýndan gider, baþka çaresi yok bu iþin.
Sürece ve bundan sonrasýna, her kesimden farklý yaklaþanlar var. Kimi demokrasi derdinde, kimi can derdinde.
Son anda daða çýkmaktan vazgeçmiþ Seyithan ise çok farklý bakýyor sürece.
Geçen yýl, Ankara’da Mogan gölünün kýyýsýnda bir restoranda tanýþtýk. Orta Anadolulu bir Kürt genci.. Devrimci halk savaþýnýn propagandasýna kapýlmýþ, daðlara çýkmaya karar vermiþ.
Anlattýðýna göre Avrupa’da yaþýyor o tarihte.
Daða gidebilseydi Avrupa’dan gidecekti. Ama dost-akraba çevresi aldýðý karardan haberdar olmuþ ve onu caydýrmýþlar. Memleketine dönmüþ ve gölün kýyýsýndaki bu restoranda bir iþ bulmuþ. Seyithan son iki yýl içinde hayatýný kaybeden bin 500 gencin arasýnda da olabilirdi, dün itibariyle çekilen gruplarýn arasýnda da.
O restorana her gittiðimde biraz laflardýk. Büyük bir merak içinde soru sorar, ben de az kaldý Seyithan, eli kulaðýnda, bu savaþ bitiyor derdim.
Seyithan geçen yýl en çok siyasilerin samimiyetini merak ediyor, siyasiler acaba samimi mi deðil mi diye benim fikrimi soruyordu. Samimiyete fazla takýlma Seyithan, bu savaþýn miadý doldu, silah pazarlýk konusu olmaktan çýkýyor diyordum.
Geçenlerde, 23 Nisan günü, Mogan gölünün etrafýnda dolanýp durduk çocuklarla. Sonra da Seyithan’ýn çalýþtýðý restorana gidip oturduk.
Masayý derleyip toparladý, sonra süreç nasýl gidiyor abi dedi. Ýyi, bu sefer olacak dedim. Seyithan demokrasi mi önce gelir, barýþ mý, ne aldýk ne verdik diye bir þey sormadý doðrusu. O basitçe, barýþý da, savaþý da, ölmekten ve öldürülmekten kurtarýlabilecek insan hayatýyla ölçüyordu. Ve son anda kurtarýlabilecekken, hayatýný kaybetmiþ bin 500 genç insanýn ölümüne içten içe hayýflanýyordu.
Seyithan’a hak verdim tabi. Barýþ bir insanýn hayatýna duyulan sevgi ve o hayatýn vaktiyle korunamamýþ olmasýna hayýflanmak deðilse nedir ki?