PKK ile mücadeledeki yanlýþlýk, FETÖ mücadelesinde olmasýn!

PKK ile mücadelede iþin baþýnda çok yanlýþlýklar yapýlmasaydý ne sorun devasa boyutlara ulaþýr ne de PKK’nýn sosyal tabaný bu kadar geniþlerdi.

En baþýnda söylediklerimiz dikkate alýnmadý.

PKK, Kürtleri mobilize edebilmek için “inkar sorunu”nu kullandý.

Kürt kimliðinin inkarýndan kaynaklanan sorun PKK’yý büyüttü.

Sonradan bu sorun çözüldüðünde artýk iþ iþten geçmiþti.

PKK artýk uluslararasýlaþmýþ, yani baþka devletlerin Türkiye’ye karþý kullandýðý bir yapýya dönüþmüþtü.

Ýçeride de sorunu sadece “terör!” ve “asayiþ!” boyutuna indirgeyen demokrasiden ve hukuktan yoksun güvenlikçi politikalar PKK’yý toplumsallaþtýrmaktan öte bir iþe yaramamýþtý.

Bataklýðý kurutmak yerine sivrisinekleri öldürme yolunu seçen bu güvenlikçi politikalarla bölgedeki her Kürt PKK’lý varsayýlarak “iç düþman!” mantýðýyla hareket edilince PKK daha bir güç kazanarak büyüdü

90’LI YILLARDA PKK ÝLE JÝTEM USULÜ MÜCADELE

1990’lý yýllar, PKK ile mücadelede JÝTEM usulü demokrasi ve hukuk gözetilmeyen yýllar olarak tarihe geçti.

PKK’ya yardým ve yataklýk iddiasýyla köyler basýldý.

Çocuklarýnýn ve eþlerinin karþýsýnda Kürt köylüleri çýrýlçýplak soyularak dövüldü, aþaðýlandý.

Köyler ve ormanlar yakýldý.

Faili meçhuller yaygýnlaþtý.

Köylerini terke zorlananlar þehirlere göçtüler.

Þehirlerin çeperlerine sýðýnanlar, duyduklarý öfkeyle bilendiler.

Yoksulluk ve sefalet onlarýn içindeki kini büyüttü.

Onlarla büyüyen çocuklarýnýn da...

Devlet adýna kimse onlara el uzatmadý.

PKK onlarý rahatlýkla örgütledi.

Þehirlerde bu þekilde büyüyen o ailelerin çocuklarý -kýz-erkek- daha öfkeli PKK’lý oldular.

Köyünde gözleri önünde dövüldüðünü ve aþaðýlandýðýný gördüðü babasýnýn intikamýyla büyüyen Kürt gençleri soluðu ya daðlarda aldýlar ya da PKK’nýn þehirlerde yasal partisi marifetiyle düzenlediði protesto gösterilerine katýlýp polisle çatýþmaya girdikleri için cezaevlerini boyladýlar.

Daðlara çýkan veya cezaevlerini dolduranlarýn aileleri PKK’nýn kaleleri haline dönüþtüler.

ÝNKAR VE ASÝMÝLASYONU ERDOÐAN SONLANDIRDI!

Uzatmaya gerek yok.

Bir yanda inkar devam ederken öbür yanda suçlu-suçsuz demeden adeta topyekun bir sindirme ve yok etme faaliyetine giriþen devlet aklý PKK’yý yok edemediði gibi baþýmýza daha büyük bir gaile açtý.

Erdoðan liderliðindeki AK Parti’nin PKK’yý büyüten inkar, asimilasyon ve zulüm politikalarýný sonlandýran paradigmasý þayet iþin baþýnda yani 80’li ve 90’lý yýllarda devreye alýnmýþ olsaydý bugün “PKK sorunu” kesinlikle olmazdý.

AK Parti attýðý adýmlarla “Kürt sorunu”nu çözdü çözmesine ama PKK artýk sadece “Kürt sorunu”ndan beslenen bir hareket olmaktan çýkmýþtý.

O yüzden denklemi doðru kurmak lazým:

PKK baþlarda “Kürt sorunu”ndan beslendi.

Ýnkar ve asimilasyon politikalarýna eþlik eden yanlýþ güvenlikçi politikalarla büyüdü.

“Kürt sorunu” çözüldüðünde ise artýk PKK baþka imkanlarla ve yardýmlarla beslenip kullanýlan bir güce dönüþtü.

O nedenledir ki “Kürt sorunu” bittiði halde “PKK sorunu” devam ediyor.

Öyle bir devam ediyor ki emrinde olduðu emperyalist güçlerin patronu olan ABD sayesinde devlet olacak noktaya taþýndý.

Öyle bir devam ediyor ki PKK’nýn toplumsal tabaný büyüdükçe büyüdü.

Öyle bir devam ediyor ki siyasi partisi bugün Türkiye’nin üçüncü büyük partisi.

Kendi adýma þuna yürekten inanýyorum:

AK Parti’nin attýðý adýmlar olmamýþ olsaydý PKK kesinlikle amacýna ulaþýrdý.

Devlet kendi Kürtlerini tamamen kaybederdi.

PKK/HDP SOSYOLOJÝSÝNÝN CHP AÞKI

Peki bugün PKK/HDP sosyolojisi niye çözülmüyor?

Bu taban “Kürt sorunu”nu oluþturan o inkarcý paradigmanýn sahibi olan CHP’yi nasýl olur da “Ýnkar sorunu”nu cesaretle sonlandýran Erdoðan’ýn AK Partisi’ne tercih eder noktaya geldi?

Bunda belirleyici olan faktörün sadece PKK/HDP ideolojisi olduðunu söyleyip diðer faktörleri göz ardý edersek býrakýnýz o cenahtaki Kürtleri kazanmayý, kendi partimizdeki Kürtleri bile kaybetme riskiyle karþý karþýya gelebiliriz.

AK Parti’nin etnik ve bölgesel milliyetçiliði reddeden kucaklayýcý ilkesinin aþýndýðý, dahasý partinin giderek þehir milliyetçiliklerine yaslanan politikalar izlediði, güçlü aktörlerinin giderek münhasýran bir bölgeden seçildiði iddialarý üzerinde düþünülmeli.

Siyasal temsil, kucaklayýcý ve bütünleþtirici siyasetin olmazsa olmaz koþuludur.

Kendisine yer olmadýðýný veya sayýsal güçleriyle orantýlý siyasal güç sahibi olamadýklarýný görenlerin HDP üzerinden içleri kan aðlasa da verdikleri mesaj doðru okunursa PKK/HDP sosyolojisi küçülür.

En önemlisi PKK/HDP sosyolojisinde önemli yere sahip Kürtler partilerini býrakýp geldiklerinde boyunlarýnda “Zaten PKK’lý!” yaftasý asýlarak hep dýþlanacaklarýný düþündükleri sürece kazanýmcý politikalar sözde kalýr.

O yüzden geldiklerinde býrakýnýz dýþlanmayý evin sahibi olarak deðer göreceklerinin bilineceði bir pratik asýl kazanýmcý olur.

Diyeceðim o ki PKK mücadelesinde sergilediðimiz yanlýþlýklar FETÖ mücadelesinde de sergilenmemelidir.

Ýþin baþýnda atýlmasý gereken adýmlarý atmazsak korkarým ki PKK tecrübesinin aynýyla karþýlaþacaðýz.

Mücadeleyi sadece “asayiþ” boyutuna indirgemeyen, asýl o sosyolojiyi yeniden kazanmayý FETÖ ile mücadelenin nirengi noktasý olarak gören bir devlet aklýna ihtiyacýmýz var.

-Devamý yarýn-