Kürt meselesi, terör örgütü PKK ile baþlamadý. PKK ne eline silah alarak bu sorundan bahseden ve baþkaldýran ilk örgüt, ne de etnik milliyetçiliði ilk gündeme getiren örgüt... Osmanlýnýn son döneminden bu yana farklý þekillerde gündeme gelen bu sorun PKK ile farklý bir aþamaya geldi. Terör olgusu ve PKK’nýn ideolojik amaçlarý, sorunun istikametini deðiþtirdi...
PKK’nýn bu sorunun genetiðine müdahale anlamýnda iki kodlamada bulunduðunu ve bunun Kürtlerin hayrýna olmadýðýný geçen hafta yazmýþtým. Sorunun muhtevasýna ve yöntemine yönelik bu iki kodlama, bugün meseleyi geçmiþten farklý bir noktaya getirmiþ durumda...
***
Öncelikle þunu vurgulayabiliriz: PKK, ilk günden itibaren meseleyi sistem içinde deðil sistem dýþýnda, ülke bütünlüðü içinde deðil ülke bütünlüðü dýþýnda, toplumsal kardeþlik temelinde deðil toplumsal ayrýþma zemininde kurgulamýþtýr.
Anlam ve varlýk dünyasý olarak ‘içeride’ deðil ‘dýþarýda’ kurgulanan bu yapýnýn üretmeye çalýþtýðý kimlik de ayrýþtýran bir karakter taþýdý. Ona göre sistem ‘düþman’dý, Türkiye Cumhuriyeti ‘kötüydü’, bütünlük, birlik, kardeþlik gibi tasavvurlar ‘kandýrmaca’ydý. PKK, ‘baðýmsýzlýk’ mücadelesi veren, Kürt ulus devletini kurmaya çalýþan, Kürt ulusal kimliðini (kendi ideolojik tasavvuruyla) oluþturmaya uðraþan bir terör örgütüydü... Bu aykýrý siyasi hedefleri, ‘terör ve silahlý mücadele’ ile gerçekleþtirmeye çalýþan örgüt, kendisiyle iliþkili tüm yapýlarý ve aktörleri çatýþmacý ve ayrýþmacý bir karaktere büründürdü.
‘Dýþarýda’ konumlandýrma, ‘içeriyi ve içerideki herkesi’, ‘öteki, düþman, kötü ve tehlike haline getiriyordu. PKK’nýn uzantýsý olan tüm unsurlar ve yapýlanmalar da bireysel kimlik algýsýndan örgütsel ideolojik hedeflere kadar buna göre dizayn oluyorlardý.
Bu ‘örgüt, kimlik, ulus, devlet’ inþa etme sürecinde statükocu devlet aklýnýn da doðrudan veya dolaylý etkisi olduðu söylenebilir. ‘Ýçeride’ olmaktansa ‘dýþarýda’ konumlanma onlarýn da iþine geldi. Bunu ulaþýlamaz bir ‘ütopya’, kendisinden uzakta bir sorun gibi görme yanýlsamasýna kapýldýlar. Ýnkar, red, asimilasyon, baský, dýþlama, ötekileþtirme gibi geçmiþ dönemlerin yanlýþlarý, PKK’nýn çarpýk ve hastalýklý yapýlanmasýna çanak tuttu. ‘Kürt’ün varlýðýný bile tanýmama, masumane bireysel hak ve özgürlükleri bile yadsýyarak sorununun daha derinleþmesine, ileri aþamalara ulaþmasýna yol açtý. Devlet ne kadar asgariyi zorladýysa, onlar o kadar azamiye asýldýlar. Örgütün ileri taleplerle ve aþýrý görüþlerle ortaya çýkmasý ise basit adýmlarýn bile atýlmamasý için gerekçe oluþturdu. Ýfrat-tefrit sarmalý birbirini besleyerek daha kangren olmuþ bir sorun çýkardý. Devlet ‘eritici kazan ideolojisiyle’ tüm farklýlýklarýn yok sayýldýðý ve içinde eritildiði bir ulus inþa etmeye çalýþýrken, tehdit olarak konumlandýrdýðý ‘ötekilere’ adeta dýþarýyý adres olarak gösterdi. PKK gibi örgütler ise sistemin içinde yer almak, bu denklemde var olmak yerine kendi sistemini kurmaya, kendi oyun planýný kabul ettirmeye çalýþtý. Ýnkarcý ve reddiyeci anlayýþ, doðrudan örgütün ekmeðine yað sürdü.
***
Zaman içinde örgüt dýþarýda oyun kuramayacaðýný, alternatif bir sistem, devlet, yönetim kuramayacaðýný gördü, (belki taktik gereði, belki mecburiyetten) Türkiye içinde gerçekleþecek çözüm projelerini savunduðunu iddia etti. Ama inþa ettiði kimlik, kullandýðý yöntem ve üslup bu yeni duruma denk düþmedi. Düþman ve kötü olarak tanýmladýðý sistem içinde nasýl varlýk gösterecekti? Ayrýþma ve çatýþma üzerine kurulu kimlik özellikleri nasýl bütünlük içinde konumlanabilecekti? (Bence samimiyeti olmamakla birlikte) Örgütün bu söylemleri kendi ürettiði yapý sebebiyle hiç de kolay deðil. Eli silahlý bir terör örgütünün makule doðru kaymasý çok zor olduðu gibi, örgütün söylem çerçevesine sahip olan BDP’nin demokratik sistem içinde makul bir söylem ve bir oyun planý ortaya koymasý daha da zor...
Demokrasi içinde, ülke bütünlüðü içinde, kardeþlik ve birlik içinde bir çözüm, PKK’nýn ürettiði canavar açýsýndan hiç de kolay deðildir. PKK bir travma üretmiþtir ve bu travma, içinde kardeþlik olan demokratik bir çözümün kabulünü zorlaþtýrmaktadýr.