Önce, Ýmralý görüþmeleri baþladýðý günden bu yana süreci sabote etme ihtimali taþýyan, çoðu maksatlý ve de mesnetsiz ayrýntýlý yol haritasý tefrikalarýný bir tarafa býrakalým. Çünkü, bir þehir efsanesi gibi ortalarda dolaþan ‘yol haritalarý’, bu haliyle süreci zehirlemekten baþka bir iþe yaramaz.
1980 darbesi sonrasýnda, inkar ve asimilasyon politikalarýnýn yarattýðý karanlýk ortamdan beslenip büyüyen PKK, askeri vesayetin kendisine biçtiði rolü en pespaye bir þekilde uygulayan “darbe varisi” bir ölüm örgütüdür.
PKK, 30 yýldýr bu ülkenin insanýna, demokrasisine, ekonomisine ve dýþ politikasýna verebileceði zararýn azamisini vermiþ ve bugün sýradan bir faktöre dönüþmüþtür. Ayrýca, Kandil’in uluslararasý ortaklarýnýn karanlýk hedeflerine raðmen, PKK’nýn Kürt meselesinin takipçisi olduðunu iddia etmesi hiç de inandýrýcý deðildir.
Eðer PKK, Kürt meselesi ile baðý olduðu konusunda inandýrýcý bir rol üstlenmek istiyorsa, tam da bu yüzden silah býrakmak zorundadýr. Bunun için de, devleti ya da hükümeti deðil, Türkiye halkýný ikna etmek durumundadýr. Bunun da tek þartý silah býrakmaktýr.
Ayrýca, PKK’nýn gidebileceði bütün yollar kapanýyor. Arap Baharý’ný yanlýþ okuyan PKK, bir devrimci halk savaþý baþlatma hayaliyle 2012’yi ‘zafer yýlý’ ilan etmiþti. Ama olmadý, ne zafer kazanabildi ne de devlete mevzi kaybettirebildi.
Baðdat-Tahran-Þam ekseni üzerinden yaptýðý jeo-politik okuma, PKK için artýk hiç de güvenli deðil. Þam parantezi kapanmak üzere. De-facto olarak biten Esad ve kaybetmeye mahkum olan yönetiminin PKK’ya bir hayrý dokunamaz. Ayrýca, çok güvendiði o PYD de Suriye muhalefeti tarafýndan kuþatýlmýþ durumdadýr.
Erbil-Ankara ittifakýnýn güçlenmiþ olmasý da göstermiþtir ki, bölgesel denklem PKK’nýn aleyhine geliþmektedir.
Ýþte tam da bu yüzden, Ýmralý görüþmelerinin ana fikrini oluþturan ‘silahlarýn býrakýlmasý’, Türkiye için olduðu kadar PKK için de elzem hale gelmiþtir. Görüþmelerin saðlýklý yürüyebilmesi için de, öncelikle PKK’nýn silahlý unsurlarýný ülke dýþýna çýkarma kararý almasý þarttýr.
Kabul edelim ki, silahlý güçler ülke içinde kalmaya devam ettikçe, þehit ve çatýþma haberleri siyasal gündemi esir aldýkça, PKK’nýn nihai silahsýzlanma için ihtiyaç duyduðu güvencelerin saðlanmasý mümkün deðildir.
Ýktidarýn seçim sonuçlarýyla belirlendiði demokratik rejimlerde, hiçbir siyasi iktidar toplumun gönül rýzasý hilafýna bir adým atamaz. Dolayýsýyla, kamuoyunun çözüm sürecini desteklemesi için, ‘çatýþmasýzlýk’ halinin tahkim edilmesi þarttýr. Bunun tek yolu da, PKK’nýn silahlý unsurlarýný sýnýr dýþýna çýkarmasýdýr.
Ýmralý görüþmelerinin þu aþamadaki görüntüsü, Öcalan’ýn ‘çözüm süreci’ konusunda ikna olduðu yönündedir. Ancak, PKK ve BDP cephesi pek ikna olmuþ görünmüyor. Yani, PKK’nýn içinde de BDP’nin içinde de ‘çözüm’ istemeyen unsurlar var. Dolayýsýyla, sürecin bundan sonra kesintiye uðramadan yürüyebilmesi için, Öcalan’ýn PKK ve BDP’yi ikna etmesi gerekiyor.
Hemen belirtelim, Selahattin Demirtaþ ve diðer Kürt aktörlerin yaptýðý “Devlet operasyonlarý durdurmalý, durmazsa bu süreç baþlamaz” þeklindeki aykýrý açýklamalar, son derece kýrýlgan olan süreci zedeleyebilir. Bir kere, terör örgütünün elinde silah olduðu sürece devlet de terörle mücadeleye devam edecek. Çünkü, bu sürecin bir ayaðý güvenlik politikalarýdýr.
Unutmayalým ki, bu sürecin asla pembe hayallere tahammülü yoktur. Eli silahlý unsurlar daðda varolduðu sürece, yani eylem yaptýðý sürece terörle mücadele de devam edecektir.